YAVRU ile Oluşan Kelimeler (YAVRU Kelime Türetme)

YAVRU harflerinden oluşan 14 kelime bulunuyor. YAVRU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yavru kelimesinin anlamı nedir? Yavru ile başlayan kelimeler. İçinde yavru olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

5 Harfli Kelimeler

YUVAR14, YAVRU14

4 Harfli Kelimeler

YUVA13, URAY7

3 Harfli Kelimeler

VAY11, VAR9, RAY5, YAR5

2 Harfli Kelimeler

AV8, AY4, YA4, UR3, AR2, RA2

AR (Kelime Kökeni: Fransızca are)

[isim]

  • 100 m² değerinde yüzey ölçü birimi

    Bir ar, kenarı on metre olan bir karenin alanıdır.

[isim]

  • Utanma, utanç duyma

    Kınamazlar güzel sevse yiğidi / Güzel sevmek koç yiğide ar değil - Karacaoğlan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ar damarı çatlamış
  • ar dünyası değil kâr dünyası
  • ar etmek
  • arına dokunmak
  • ar namus tertemiz
  • ar ve hayâ perdesi yırtılmak
  • ar yılı değil, kâr yılı

Birleşik Kelimeler: ar belası

[kimya]

  • Argon elementinin simgesi

RA

[kimya]

  • Radyum elementinin simgesi

UR

[isim]

[tıp]

  • Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, bağa, tümör, neoplazma, Çingene ahtapotu, vejetasyon

    Yalnız yağ birikintisinden ibaret bir bez, bir nevi ur, hayatı tehdit edecek bir şey değil! - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: ur kaplama, yağ uru

AY

[ünlem]

  • Birdenbire duyulan acı, ağrı, şaşırma, ürkme veya sevinç anlatan bir söz

    Ay! Sen mi idin? Ay, ne güzel!

[isim]

  • Art arda gelen iki yeni ay arasında geçen süre
  • Yılın on iki bölümünden her biri, mah, meh

    Mart ayı. Nisan ayı. Mayıs ayı.

  • Bir ayın herhangi bir gününden ertesi ayın aynı gününe kadar geçen veya yaklaşık otuz gün olarak kabul edilen süre

    Bu iş ancak üç ayda biter. Temiz iş altı ayda çıkar.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ay ayakta çoban yatakta, ay yatakta çoban ayakta
  • ay aydın, hesap belli
  • ay gibi
  • ay harmanlanmak
  • ayı gördüm, yıldıza itibarım (veya minnetim) yok
  • ayı görmeden bayram etme
  • ay var yılı besler, yıl var ayı beslemez

Birleşik Kelimeler: ay balığı, ay balta, aybaşı, ay başı, aybeay, ay çekirdeği, ayçiçeği, ay çöreği, aydede, aydemir, ay dönümü, ayevi, ay gün takvimi, ay gün yılı, ay hâli, ay ışığı, ay karanlığı, ay modülü, ay örümceği, ay parçası, ay takvimi, ay yıldız, ay yılı, ayda yılda bir, aydan aya, ayrıksı ay, dolunay, dönencel ay, gücük ay, kamerî ay, küçük ay, mübarek ay, yarım ay, yeni ay, aşure ayı, bayram ayı, büyük mevlit ayı, büyük tövbe ayı, cicimayı, döl ayı, küçük mevlit ayı, küçük tövbe ayı, matem ayı, orak ayı, ayın on dördü, üç aylar, tövbe ayları

[isim]

[gök bilimi]

  • Dünya'nın uydusu olan gök cismi, kamer, mah, meh

Birleşik Kelimeler: Ay tutulması

YA (Kelime Kökeni: Arapça yā)

[ünlem]

  • `Ey, hey` anlamlarında bir seslenme sözü

    Yürü ya mübarek!

[edat]

  • Evet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ya Allah
  • ya Rabbi (veya Rab)
  • ya sabır
  • ya sabır çekmek
  • ya ya ya şa şa şa

Birleşik Kelimeler: yalelli

[bağlaç]

  • Şaşma, şaşkınlık bildiren bir söz

    Ya, bu adam kim?

  • Bir düşüncenin karşıtı düşünülürken kullanılan bir söz

    Yetişirim diyorsun, ya yetişemezsen?

  • Gereklik ve onay bildiren cümlelerde yargının onaylandığını bildiren bir söz

    Biz de gelelim mi? -Gelin ya.

  • Dilek ve geniş zaman kiplerinde yargıyı güçlendiren bir söz

    Bu, söylenecek söz mü? -Söylenir ya. Azıcık yardımcı olsa ya.

  • Bilinen, görülen, hatırlanıp anlatılan bir olay dolayısıyla da sorulan başka bir konu için kullanılan bir söz

    Sen geldin, ya Ahmet? Siz karnınızı doyurdunuz, ya ben ne yapayım?

  • Bir düşüncede sıra ile yer alan ayrı cins ögelerden biri ötekilerden üstün görüldüğünde `hele, özellikle` anlamlarında kullanılan bir söz

    O çocuğun terbiyesine, zekâsına, çalışkanlığına diyecek yok, ya inceliği. Fırtına kırdı, döktü, yıktı, ya o ağaçlara verdiği zarar.

  • Cevap niteliğinde olan cümlenin sonuna getirildiğinde asıl yargının arkadan gelen cümle ile anlatılacağını belirten bir söz

    Fena oğlan değildir, değildir ya, yalnız bu sarhoşluğu var. - Memduh Şevket Esendal

  • Bazı çekimli zamanlardan sonra gelerek anlamı pekiştiren, kuvvetlendiren bir söz: Yediydin ya. Oturmuşum ya

Birleşik Kelimeler: ya da, yahut, veya

RAY (Kelime Kökeni: Fransızca rail)

[isim]

  • Tren, tramvay vb. taşıtlarda tekerleklerin üzerinde hareket ettiği demirden yol

Ata Sözleri ve Deyimler

  • raydan (veya rayından) çıkmak
  • rayına girmek
  • rayına oturtmak

YAR

[isim]

  • Uçurum

    Aşağıda daimî akislerle seslenen gürültülü, derin yarlar tehlike hissini kalbimizden ayırmıyordu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yardan atmak

Birleşik Kelimeler: yalı yar

[isim]

  • Sevgili

    Yâr yoluna dökülmedik dilleri neyleyim / Yâr yâr / Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[eskimiş]

  • Dost, tanıdık

[eskimiş]

  • Yardımcı

    Allah'tan başka yârim yoktur. - Şemseddin Sami

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yâr beni ansın bir koz ile, o da çürük çıksın
  • yârden mi geçersin, serden mi?
  • yâr olmak

Birleşik Kelimeler: zülfüyâr

URAY

[isim]

[eskimiş]

  • Belediye

AV

[isim]

  • Karada, denizde, gölde veya akarsularda evcil olmayan hayvanları vurma veya yakalama işi, şikâr

    Kral hiç tınmadan, rahat rahat avdan döndü. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Bir hayvanın bir başka hayvanı yemek için yakalaması
  • Bu yollarla yakalanan hayvan

[mecaz]

  • Tuzağa düşürülen, kendisinden yararlanılan kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ava çıkmak
  • ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz
  • ava giden avlanır
  • av avlanmış, tav tavlanmış
  • av avlayanın, kemer bağlayanın
  • av vuranın değil, alanın

Birleşik Kelimeler: av dönemi, av hayvanı, av köpeği, av mevsimi, av sezonu, av tezkeresi, av yasağı, sökün avı, sürek avı, sürgün avı

VAR

[sıfat]

  • Mevcut, evrende veya düşüncede yer alan, yok karşıtı

[isim]

[dil bilgisi]

  • Sahiplik bildiren olumlu ad cümleleri kuran bir söz

    Rahatsız etmek istemem hem de işim var. - Halide Edip Adıvar

[isim]

  • Elde bulunan her şey

    Elimizden alınan şeyler bütün varımız ve bütün varlığımızdır. - Ruşen Eşref Ünaydın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • var etmek
  • varla yok arası
  • var ol!
  • var olmak
  • varsa ... yoksa ...
  • var yok

Birleşik Kelimeler: var gücüyle, var hızıyla, var kuvvetiyle, varoluş, varsanı, varsayım, varsaymak, varyemez, var yılı, vara yoğa, varı yoğu

VAY

[ünlem]

  • Şaşma anlatan bir söz

    Vay gülüm! Nereden bu geliş? - Memduh Şevket Esendal

  • Ağrı, acı vb. duyguları anlatan bir söz

    Vay başım!

  • Yönelme durumu eki almış bir kelime ile kullanıldığında bir şeyin veya bir kimsenin kötü bir sonuca uğrayacağını anlatan bir söz

    Vay hâline!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vay anam! (veya anasını! veya canına!)
  • vay sen misin?

YUVA

[isim]

  • Kuşların ve başka hayvanların barınmak, yumurtlamak, kuluçkaya yatmak, yavrularını büyütmek veya yavrulamak için türlü şeylerden yaptıkları ve türlü biçimlerde hazırladıkları barınak

    Kuşlar yuva, dünyaevi yatak, dünya kapılarında yavrular kundak bekliyordu. - Arif Nihat Asya

  • Genellikle ailenin oturduğu ev

    İnsanın kendi yuvasından daha sıcak ... ve samimi hiçbir yer olmazdı. - Sait Faik Abasıyanık

  • İki buçukla dört yaş arası çocukların bakıldığı, okul öncesi eğitim kurumu
  • Kimsesizlere veya yoksullara yardım etmek ve onları barındırmak amacıyla açılan yer
  • Bir şeyin içinde yerleşmiş olduğu veya yerleştirildiği oyuk

    Diş yuvası. Kilit yuvası.

[mecaz]

  • Bazı kötü nitelikli kimselerin çok bulunduğu, toplandığı yer

    Hırsız yuvası.

[mecaz]

  • Bir şeyin öğretildiği yer

    İrfan yuvası.

[mecaz]

  • Bir şeyin çok bulunduğu yer

    Bu oda böcek yuvası.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yuva kurmak
  • yuvasını bozmak
  • yuvasını dağıtmak
  • yuvasını yapmak
  • yuvasını yıkmak
  • yuva yapmak
  • yuvayı yapan dişi kuştur
  • yuvayı yürütmek

Birleşik Kelimeler: yuvaya dönüş, bülbülyuvası, cam yuvası, çocuk yuvası, fındık yuvası, göz yuvası, karınca yuvası, kastanyola yuvası, kuş yuvası

YUVAR

[isim]

[anatomi]

  • Organizmadaki kan, lenf, süt vb. sıvılarda bulunan, genellikle yuvarlak veya oval küçük cisim

[gök bilimi]

  • Yer yuvarlağı gibi düzgün olmayan küresel biçim

Birleşik Kelimeler: yuvarölçer, yuvar yuvar, akyuvar, alyuvar, orta yuvar, gaz yuvarı, göz yuvarı, hava yuvarı, ısı yuvarı, ışık yuvarı, iyon yuvarı, kat yuvarı, ozon yuvarı, renk yuvarı, su yuvarı, taş yuvarı, yer yuvarı

YAVRU

[isim]

  • Yeni doğmuş hayvan veya insan

    Kedi yavrusu. Kuş yavrusu.

  • Çocuk, evlat

    Korkarak arkasına baktığı zaman yavrusunun bir kartalın pençeleri arasında, bulutlara doğru süzülüp yükseldiğini gördü. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[mecaz]

  • Bir şeyin küçüğü

    Ev, bodrumu, tavan arası ve iki katıyla tam bir konak yavrusudur. - Tarık Buğra

[argo]

  • Güzel, alımlı genç kız

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yavru atmak
  • yavrum!

Birleşik Kelimeler: yavruağzı, yavru kapı, yavrukurt, adayavrusu, konak yavrusu