YAVAŞLATILMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

YAVAŞLATILMAK harflerini içeren 8 harfli 39 kelime bulunuyor. 8 harfli YAVAŞLATILMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YAVAŞLIK20, KAVLAŞMA18, AYILAŞMA15, AVLATMAK15, AYTIŞMAK15, KAVLATMA15, TAVLAMAK15, YAKLAŞIM15, YATIŞMAK15, YAŞMAKLI15, KATLAYIŞ14, YAKLAŞMA14, YAŞATMAK14, AŞILAMAK13, AŞILATMA13, KIŞLATMA13, KITLAŞMA13, MAŞATLIK13, ŞAMATALI13, AYILTMAK12, AYIKLAMA12, ALLAŞMAK12, ŞAKLATMA12, TAŞLAMAK12, YILLATMA12, YILLAMAK12, YALITMAK12, YATMALIK12, YATILMAK12, AYAKLAMA11, AYAKALTI11, TAYLAMAK11, YAKALAMA11, YALATMAK11, ATKILAMA10, MALTALIK10, ALTLAMAK9, ALALAMAK9, KALAMATA9

ALTLAMAK

[-i]

[mantık]

  • Özel diye alınan bir şeye, genel bir kavramın altında yer vermek

ALALAMAK

[-i]

  • Gizlemek

    Fabrikayı uçaklardan gelebilecek tehlikelere karşı alaladılar.

KALAMATA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bir tür etli ve büyük zeytin

Birleşik Kelimeler: kalamata zeytini

ATKILAMA

[isim]

  • Atkılamak işi, argaçlama

MALTALIK

[isim]

  • Malta taşı ile kaplı sofa, avlu

    Bu üç kadın loşça bir maltalığa girdiler. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

AYAKLAMA

[isim]

  • Ayaklamak işi

AYAKALTI

[isim]

[mecaz]

  • Gelip geçenlerin çok olduğu yer

    Burası o kadar ayakaltı idi ki değme polis hafiyesinin aklına gelmezdi. - Aka Gündüz

  • Ortalık

    Kitabı ayakaltına bırakma.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayakaltına almak
  • ayakaltında bırakmak
  • ayakaltında dolaşmak

TAYLAMAK

[nesnesiz]

  • Kısrak doğurmak

YAKALAMA

[isim]

  • Yakalamak işi

    Pokerde blöf yakalama meraklısı idi. - Tarık Buğra

[hukuk]

  • Sanığın yargıç kararı olmaksızın hürriyetinin kısıtlanmasını doğuran koruma önlemi

    Lakin erler onu da yakalamanın kolayını bulmuşlardı. - Arif Nihat Asya

YALATMAK

[-e]

[-i]

  • Yalama işini yaptırmak

AYILTMAK

[-i]

  • Ayılmasını sağlamak

    Ağaçlar arasından sızan ikindi güneşi ve minarelerden ilahi sesleniş onları ayılttı. - Ahmet Kabaklı

AYIKLAMA

[isim]

  • Ayıklamak işi

    Tepsiye üç ölçü pirinç koydu, pencere ışığında ayıklamaya başladı. - Oktay Rifat

ALLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Al duruma gelmek

    Yanakları allaşmış, yusyuvarlak, tostoparlak bir adam olmuş. - Ercüment Ekrem Talu

ŞAKLATMA

[isim]

  • Şaklatmak işi

TAŞLAMAK

[-i]

  • Taş atmak, taşa tutmak

    Hem bağırıyor hem atlıları taşlıyordu. - Yaşar Kemal

  • Bir şeyin içindeki taşları ayıklamak
  • Taş vb. nesnelerle kumaşı beyazlatmak veya parlatmak
  • Metal bir parçayı zımpara ile törpüleyerek yuvasına alıştırmak
  • Taş döşemek

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Üstü kapalı, iğneleyici söz söylemek

    Sen istediğin kadar taşla beni, gene de bir şiirle girişeceğim işe. - Azra Erhat