YATAKHANE Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
YATAKHANE harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli YATAKHANE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
HAYTA11,
ANKET (Kelime Kökeni: Fransızca enquête)
-
Sormaca
Öteden beri zaman zaman yapılagelen bu anketler ne güzel anketlerdir! - Behçet Necatigil
Ata Sözleri ve Deyimler
- anket yapmak
KANAT
-
Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ
Bir daldan hızla geçip gitti bir kuş kanadı / Sessizlik bir tüy gibi bir dakika sallandı / Pırıldadı bir ateş böceği sarmaşıkta - Halit Fahri Ozansoy
- Balıklarda yüzgeç
- Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey
-
Kapı, pencere, dolap gibi dikine açılıp kapanan şeylerin kapağı
Bir müddet kapı kanatlarının kenarlarını okşarcasına yokladı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Yan, taraf
Perde kanadı.
-
Meclis, parti vb. topluluklarda düşünce yönünden özellik gösteren taraflardan her biri
Partinin sol kanadı.
-
Fırıldak biçiminde olan şeylerde kol
Yel değirmeni kanadı.
Pervane kanadı.
- Angıç
-
Savaş düzenindeki ordunun iki yanından her biri, cenah
Ordunun sağ kanadı.
- Futbol, hentbol vb. takım oyunlarında hücum hattının sağ ve sol bölümü
Ata Sözleri ve Deyimler
- kanadı altına almak
- kanat açmak
- kanat alıştırmak
- kanat çırpmak
- kanat germek
Birleşik Kelimeler: çakırkanat, kın kanat, kızılkanat, sağ kanat, sarıkanat, yelkenkanat, burun kanadı, kazkanadı, kuşkanadı, pencere kanadı
KAYAN
- Kayarak yer değiştiren
- Yassı, düz, kat kat oluşmuş taş
- Dağdan inen sel
TENYA (Kelime Kökeni: Fransızca ténia)
- Şerit
Birleşik Kelimeler: sığır tenyası
YEKTA (Kelime Kökeni: Farsça yektā)
- Tek, eşsiz
YANAK
-
Yüzün göz, kulak ve burun arasındaki bölümü
Dedim dilber yanakların kızarmış / Dedi çiçek taktım gül yarasıdır - Âşık Ömer
- Lastik tekerlekli taşıtlarda lastiğin jant ile yere temas eden bölümü arasında kalan yan yüzeyi
Ata Sözleri ve Deyimler
- yanağına kan gelmek
- yanağından kan damlamak
Birleşik Kelimeler: yanak yanağa
YATAK
-
Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek
Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım. - Refik Halit Karay
- Yün, pamuk, kuş tüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte
- Üzerine şilte konulan karyola, somya, kerevet vb
-
Irmak, çay, dere vb.nin, içinde aktıkları yer, akak, mecra
Meyveler kızarmadan dalı üstünde soldu / Irmak yatağı kumsal, kırlar dikenlik oldu - Faruk Nafiz Çamlıbel
-
Katmanlaşmış herhangi bir madde yığını
Çakıl yatağı.
-
Bir şeyin çok bulunduğu yer
Yeşil sarıklı evliya yataklarının huzurunda gibiyim. - Refik Halit Karay
- Maden veya fosil ocaklarında birbirini izleyen iki maden, taş veya kömür tabakası arasında uzanan damar
- Çanak biçimindeki bir havzada veya buna benzer bir oluşumda toplanmış petrol birikintisi
-
Gizli barınak veya bir suçluyu gizlice barındıran yer
Hırsız yatağı. Eşkıya yatağı.
-
Makinelerde hareketli bölümleri içine alan hareketli veya sabit parça
Namlu yatağı. Eksen yatağı.
- Fideleri gömmek için toprakta açılan çukur
- Turunçgilleri ve yumurta vb. ürünleri korumak üzere saman vb.nden yararlanılarak yapılan yer
- Katmanlı bir kaya bütününde maden filizi veya taş döküntüsünden oluşan çok ince tabaka
Ata Sözleri ve Deyimler
- yatağa (veya yataklara) düşmek
- yatağa bağlamak
- yatağa bağlanmak
- yatağa serilmek
- yatağına girmek
- yatağını ayırmak
- yatak çekmek
- yatak yapmak (veya sermek)
- yatak yorgan yatmak
Birleşik Kelimeler: yatak başlığı, yatak çarşafı, yatakhane, yatak liman, yatak limonu, yatak mobilya, yatak odası, yatak örtüsü, yatak takımı, yatak yarası, ağ yatak, bilyeli yatak, ikili yatak, metal yatak, dere yatağı, döl yatağı, gemi yatağı, hırsız yatağı, ızgara yatağı, maden yatağı, muylu yatağı, su yatağı, yer yatağı
AHENK (Kelime Kökeni: Farsça āheng)
-
Uyum
Sesi alaylı bir ahenkle kadının kulaklarına çarptı. - Mithat Cemal Kuntay
-
Uzlaşma
Biz bu işin içine girmeyelim. Ahengi bozarız. - Haldun Taner
-
Ezgi
Tamtamların yeni ahengiyle raks başladı. - Nazım Hikmet
Ata Sözleri ve Deyimler
- ahengi bozulmak
- ahenk almak
- ahenk kurmak
- ahenk sağlamak
- ahenk vermek
- ahenk yapmak
Birleşik Kelimeler: ahenk kaidesi, ahenk tahtası
HANAK
- Ardahan iline bağlı ilçelerden biri
HANEK (Kelime Kökeni: Arapça ḥanek)
- Söz, konuşma
HAKAN
- Türk, Moğol ve Tatar hanları için `hükümdarlar hükümdarı` anlamında kullanılan bir unvan
- Osmanlı padişahlarına verilen unvan
KÂHTA
- Adıyaman iline bağlı ilçelerden biri
NAHAK (Kelime Kökeni: Farsça nā + Arapça ḥaḳḳ)
-
Haksız, gereksiz
Talihin sana bilasebep verdiği nahak bir mükâfatın kıymetini takdir edemiyorum. - Ömer Seyfettin
Birleşik Kelimeler: nahak yere
TENHA (Kelime Kökeni: Farsça tenhā)
- Issız
-
Kalabalık olmayan
Dükkânın önü gene kalabalıkça idi ama içi tenhaydı. - Sermet Muhtar Alus
- Yalnız, tek
Ata Sözleri ve Deyimler
- tenha kalmak
HAYTA
- Osmanlıların ilk dönemlerinde eyalet askerlerinin uç boylarında görevli sınıflarından biri
-
Başıboş, bir baltaya sap olamamış, apaş, serseri
Ötedeki masada birtakım hayta gençler cıvık cıvık gülüşüyor. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Toroslarda yaşayan bir Yörük aşireti