YARDAKÇI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

YARDAKÇI harflerini içeren 5 harfli 32 kelime bulunuyor. 5 harfli YARDAKÇI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yardakçı ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Yardakçı olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ARDIÇ11, AYRIÇ11, ÇADIR11, ÇAYIR11, AYRAÇ10, DARAÇ10, KAYAÇ10, ÇIKAR9, ÇIKRA9, ÇIRAK9, ÇARIK9, ÇAKIR9, DAYAK9, KIRAÇ9, YARDA9, ARKAÇ8, AYRIK8, ÇARKA8, ÇAKAR8, ÇAKRA8, KRAÇA8, KAÇAR8, KIRAY8, KAYIR8, YARIK8, ARDAK7, DAKAR7, KADAR7, KAYRA7, KAYAR7, YARAK7, YARKA7

ARDAK

[isim]

[bitki bilimi]

  • İçten çürümeye yüz tutmuş ağaç

KADAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳadar)

[edat]

  • Ölçüsünde, derecesinde

    Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir. - Sait Faik Abasıyanık

  • Büyüklüğünde, genişliğinde

    Bacak kadar çocuk.

    Avuç içi kadar yer.

  • Dek

    Saat ona kadar sokaklarda gezdi. - Peyami Safa

  • Gibi

    İstanbul'un balıkları kadar balıkçıları da hoştur. - Sait Faik Abasıyanık

  • Denli

    Bu merdivenleri yapıldığı günden beri bu kadar telaşla çıkmamışımdır. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Süre belirten bir söz

    Bu minval üzere yedi ay kadar geçti, geçmedi. - Refik Halit Karay

[zarf]

  • Miktarda, derecede

    İçinde biriken hayat bazen taşacak kadar çok oluyor. - Halide Edip Adıvar

  • Bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz

    Kantara'nın önünde yüz kadar düşman çadırı kurulmuştu. - Falih Rıfkı Atay

KAYRA

[isim]

  • Yüksek tutulan veya sayılan birinden gelen iyilik, lütuf, ihsan, atıfet, inayet

Birleşik Kelimeler: Tanrı kayrası

KAYAR

[isim]

[halk ağzında]

  • Hayvanların eskiyen nallarının çivilerini değiştirme işlemi
  • Pay

YARAK

[isim]

[eskimiş]

  • Silah

[kaba konuşmada]

  • Erkeklik organı

Birleşik Kelimeler: dalyarak

YARKA (Kelime Kökeni: Bulgarca)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Büyük piliç

ARKAÇ

[isim]

[halk ağzında]

  • Ağıl
  • Dağ sırtlarında davarların yatırıldığı düz, rüzgâr almayan kuytu yer

AYRIK

[sıfat]

  • Ayrılmış

    Yandan ayrık, tek tük gümüş pırıltılı saçları. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Ayrı tutulan, başkalarına benzemeyen, ayrıcalı, müstesna
  • Kural dışı
  • Düzgün ve uygun olmayan, çarpık

    Apış arasına fazla tülbent ve mermerşahi tıkarak bebeği çarpık ve ayrık bacaklı, tenasüpsüz olmaktan korur. - Refik Halit Karay

[isim]

  • Ayrık otu

Birleşik Kelimeler: ayrık kümeler, ayrık otu

ÇARKA

[isim]

[tarih]

  • Osmanlı ordusunda öncü görevi

ÇAKAR

[isim]

[denizcilik]

  • Denizde, açığa veya kıyılara yerleştirilen, düzenli aralıklarla ve sürekli belirli aralıklarla yanıp sönen küçük fener, şimşekli fener
  • Genişliği on, uzunluğu yaklaşık iki yüz elli kulaç olan balık ağı

    Kolyoz çakarı. Uskumru çakarı.

ÇAKRA (Kelime Kökeni: Sanskrit)

[isim]

  • İnsan bedeninde bulunan enerjiyi tüm vücuda dağıtan enerji noktaları

KRAÇA

[isim]

[hayvan bilimi]

  • İstavrit balığının küçüğü

KAÇAR

[sıfat]

  • Kaç soru sıfatının üleştirme biçimi

    Bu evler kaçar odalı?

    Her birinden kaçar tane aldınız?

KIRAY

[sıfat]

  • Yol kesen, asi
  • Genç, delikanlı

KAYIR

[isim]

[halk ağzında]

  • Kalın kum
  • İnce kum