Yar ile Başlayan 5 Harfli Kelimeler

YAR harfleri ile başlayan 5 harfli 13 kelime bulunuyor. Başında YAR olan 5 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "yar ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde Yar olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

YARGI12, YAR11, YAR10, YARDA9, YARIM9, YARIK8, YARIN8, YARMA8, YARAK7, YARAN7, YARAR7, YAREN7, YARKA7

YARAK

[isim]

[eskimiş]

  • Silah

[kaba konuşmada]

  • Erkeklik organı

Birleşik Kelimeler: dalyarak

YÂRAN (Kelime Kökeni: Farsça yārān)

[isim]

  • Dostlar

    Durup el bağlayalar yâran saf saf - Baki

[tarih]

  • Bir amaç çevresinde toplanmış veya aynı amacı güttükleri için bir araya gelmiş olanların tümü

    Rusçuk yâranı. Malta yâranı.

YARAR

[isim]

  • Bir işten elde edilen iyi sonuç, fayda, avantaj

    Al takke ver külah, kırsal kesimi çocuğunu okutmanın yararına inandırdık. - Attila İlhan

  • Çıkar

    Kızılay yararına bir balo.

[sıfat]

  • Yarayan, elverişli, uygun

    Sanat yalnız insanları ıslah etmeye yarar bir vasıtadır. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yararı dokunmak
  • yararı olmak

Birleşik Kelimeler: kamu yararı

YÂREN (Kelime Kökeni: Farsça yārān)

[isim]

  • Arkadaş, yakın dost

    Görmeye gelenleri, hâl hatır soranları / Sevgili yârenleri görmez olasın bir gün - Yunus Emre

  • Dostların oluşturduğu topluluk

Birleşik Kelimeler: yârenbaşı

YARKA (Kelime Kökeni: Bulgarca)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Büyük piliç

YARIK

[isim]

  • Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak

    Tam öğle vakitleri yüksek kaya yarığının dibinde toplanıyor, bir saat kadar güneşleniyorduk. - Aka Gündüz

  • İnce bir çizgi durumunda açılmış yara

[mecaz]

  • Anlaşmazlık

    Şimdiden birtakım yarıklar açan siyasi rekabetten başka ne mana verilebilirdi? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[fizik]

  • Küçük bir ışık demeti elde etmek için ışık kaynağının önüne konulan, saydam olmayan bir düzlem üzerine açılmış, dikdörtgen biçiminde küçük delik

[tıp]

  • Çatlak

[argo]

  • Dişinin cinsel organı

[sıfat]

  • Yarılarak açılmış veya yarılarak oluşmuş

Birleşik Kelimeler: yarık dudak, karnıyarık, tabanı yarık, dudak yarığı

YARIN

[isim]

  • Bugünden sonra gelecek ilk gün
  • Gelecek, ilerideki zaman

    İnsan daima yarını düşünmeli.

[zarf]

  • (ya'rın) Bugünden sonra gelecek ilk gün içinde

    Bin beş yüzü toka edip yarın halıyı çekeceksin. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yarından tezi yok

Birleşik Kelimeler: yarın öbür gün, bugün yarın, arkası yarın, bugünden yarına

YARMA

[isim]

  • Yarmak işi
  • Engebeli bir yerde, herhangi bir yolu geçirmek için açılmış yer

    Demir yolu birçok yarmalardan geçer.

  • Gelişigüzel kırılmış buğday, dövme

    Yarma arpa. Yarma burçak.

  • Gelişigüzel kırılmış buğdaydan yapılan bir çorba türü

[sıfat]

  • Kolay yarılan ve çekirdeğinden ayrılan

    Yarma şeftali.

[sıfat]

[argo]

  • Kaba saba, görgüsüz (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yarma gibi

Birleşik Kelimeler: yarma aşı, yarma buğday, yarma çorbası, yarma kereste, yarma kütüğü, yarma saldırısı, yarma şeftali, yarma taarruzu, çam yarması

YARDA (Kelime Kökeni: İtalyanca iarda)

[isim]

  • 91,4 santimetrelik İngiliz uzunluk ölçüsü birimi

YARIM

[sıfat]

  • Bütün bir şeyin ayrıldığı iki eşit parçadan her biri

    Bu yarım saat içinde evde neler geçti? - Yusuf Ziya Ortaç

  • Tam ve istenildiği gibi olmayan, eksik, noksan

    Ötekinde de yarım kavala benzeyen kalın bir çığırtma vardı. - Osman Cemal Kaygılı

[isim]

  • Bir bütünün yarısı olan miktar

[isim]

  • Saatte on iki otuz

[mecaz]

  • Hastalıklı, sakat, sağlıksız

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yarım elma, gönül (veya hatır) alma
  • yarım elmanın yarısı o, yarısı bu
  • yarım kalmak
  • yarım kulak dinlemek
  • yarım sağ etmek
  • yarım sol etmek

Birleşik Kelimeler: yarımada, yarım adam, yarım ağız, yarım akıllı, yarım altın, yarım asalak, yarım ay, yarım ayak, yarım baş ağrısı, yarım boy, yarım daire, yarım doğru, yarım kafiye, yarım kanatlılar, yarım kubbe, yarım küre, yarım mesai, yarım pabuçlu, yarım pansiyon, yarım seren, yarım uyak, yarım yamalak, yarım yırtık

YARAŞ

[sıfat]

  • Girişken (kimse)

    Öbürü ne kadar çekingen ve sessiz ise bu o kadar yaraş ve konuşkan, tam manasıyla bir İstanbul kadını. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

YARIŞ

[isim]

[spor]

  • Yarışma

    Bunlardan kaç babayiğit bu ölüm yarışını göze alabilir? - Tarık Buğra

  • Yarışma, rekabet

    Yarışı kazanma gücünü gösterdikten sonra ise artık hemcinsleriniz için herhangi bir hayırhah tutum gösterecek gücünüz kalmamıştır. - İsmet Özel

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yarışa girmek
  • yarışa kalkmak
  • yarış etmek
  • yarıştan kopmamak

Birleşik Kelimeler: yarış arabası, yarış atı, yarış kayığı, yarış otomobili, yarış tabancası, arazi yarışı, bayrak yarışı, çene yarışı, kalkış yarışı, sal yarışı, sidik yarışı, söz yarışı, yelken yarışı

YARGI

[isim]

  • Kavrama, karşılaştırma, değerlendirme vb. yollara başvurularak kişi, durum veya nesnelerin eleştirici bir biçimde değerlendirilmesi, hüküm

    İlk yargısını ezbere mi verdiğini hâlâ bilmiyorum. - Adalet Ağaoğlu

[hukuk]

  • Yasalara göre mahkemece bir olay veya olgunun doğuşuna etken olan sebeplerin de göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi sonucu verilen karar, kaza

    Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. - Anayasa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yargıya başvurmak
  • yargıya gitmek
  • yargıya varmak

Birleşik Kelimeler: yargı alanı, yargı çevresi, yargı denetimi, yargı erki, yargıevi, yargı gücü, yargı organları, yargı usulü, yargı yeri, yargı yetkisi, yargı yolu, ön yargı, peşin yargı, değer yargısı