YAPIŞIKLIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

YAPIŞIKLIK harflerini içeren 5 harfli 36 kelime bulunuyor. 5 harfli YAPIŞIKLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YAPIŞ15, KAPIŞ13, ŞIPKA13, ŞAPLI13, KIYIŞ12, KAYIP12, PAYLI12, YIKIŞ12, YAPIK12, YALPI12, KIPIK11, KAYIŞ11, YAKIŞ11, YAŞLI11, AŞILI10, KAPLI10, KALIP10, KILIŞ10, AŞLIK9, ALKIŞ9, KIYIK9, KIŞLA9, KAŞIK9, KAŞLI9, KALIŞ9, KAKIŞ9, YIKIK9, YILIK9, YILKI9, AYLIK8, KIYAK8, KAYIK8, LAYIK8, KILIK7, AKLIK6, KALIK6

AKLIK

[isim]

  • Ak olma durumu

    Ocaktan aklığını yitirmiş bir bezle döndü, yeni gelenin masasını sildi. - Rıfat Ilgaz

  • Kadınların makyaj için yüzlerine sürdükleri beyaz bir sıvı, düzgün

Birleşik Kelimeler: yüz aklığı

KALIK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Kalmış, artmış
  • Eskimiş
  • Evlenme çağı geçmiş, evde kalmış (kız)
  • Eksik, noksan

KILIK

[isim]

  • Bir kimsenin giyinişi, dış görünüşü, üst baş

    Delikanlı kopuklar, kılıklarından, giyinişlerinden belli oluyorlar. - Memduh Şevket Esendal

[halk ağzında]

  • Bir kimsenin resmi, fotoğraf

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kılığa bürünmek
  • kılığına girmek
  • kılıktan kılığa girmek

Birleşik Kelimeler: kılık kıyafet

AYLIK

[isim]

  • Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş

    Ordu ve hükûmet aylıklarımızın bir kısmıyla altın alırdık. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

  • Bir ay içinde olan

    Aylık ücretin ödenmesi de garip bir biçim almıştı. - Adalet Ağaoğlu

[sıfat]

  • Bir ay süren, mahiye

    Aylık iş.

[sıfat]

  • Ayda bir kez yapılan veya çıkan

    Aylık toplantı. Aylık rapor. Aylık dergi.

[sıfat]

  • Belirli aydan beri var olan

    Üç aylık çocuk.

[zarf]

  • Bir ay için

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aylığa geçmek
  • aylık almak
  • aylık bağlamak
  • aylık vermek

Birleşik Kelimeler: onbiraylık, üç aylık, emekli aylığı

KIYAK

[sıfat]

[teklifsiz konuşmada]

  • Benzerlerinden üstün olan, çok güzel, mükemmel

    Kıyak bir koşu atı. Kıyak bir söz.

[isim]

  • Hoşgörü, ayrıcalık tanıma

[halk ağzında]

  • Güzel, biçimli, yakışıklı, düzgün giyimli

[halk ağzında]

  • Kıyıcı, zalim, gaddar

    Hırsızların en kıyağı, kaçakçıların en gözü karası hep burada. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıyak geçmek (veya çekmek veya yapmak)
  • kıyak kaçmak

Birleşik Kelimeler: kafası kıyak

KAYIK

[isim]

[denizcilik]

  • Kürek veya yelkenle yürütülen ufak tekne

    Halk arabalarla, kayıklarla, yaya olarak oralara kadar geliyor ve bu ağaçların altına dağılıyordu. - Asaf Halet Çelebi

[sıfat]

  • Bir yana kaymış

    Çiçekli kumaştan, büzgülü, yakası kayık bir elbise dikti. - Lâtife Tekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kayık yanaştırmak

Birleşik Kelimeler: kayıkhane, kayık salıncak, kayık tabak, kayık yaka, çember kayık, ağ kayığı, ateş kayığı, buz kayığı, foroz kayığı, ığrıp kayığı, imamkayığı, pazar kayığı, varagele kayığı, yarış kayığı

LAYIK (Kelime Kökeni: Arapça lāyiḳ)

[sıfat]

  • Nitelikleri, özü, hareketleri, davranışlarıyla bir şeyi elde etmeye hak kazanmış olan

    Sevilmeye o herkesten fazla layıktır. - Peyami Safa

  • Bir kimseye uygun olan, yaraşan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • layığını bulmak
  • layık görmek
  • layık olmak

AŞLIK

[isim]

  • Aş yapmak için hazırlanan ve saklanan şeyler
  • Dövüldükten sonra savrularak temizlenen ve kurutulan buğday
  • Zahire

ALKIŞ

[isim]

  • Bir şeyin beğenildiğini, onaylandığını anlatmak için el çırpma, alkışlama, kargış karşıtı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alkış almak
  • alkış kopmak
  • alkış toplamak
  • alkış tufanı kopmak
  • alkış tutmak

Birleşik Kelimeler: alkış ağası

KIYIK

[isim]

[halk ağzında]

  • İğne, kalın yorgan iğnesi
  • Çuvaldız

KIŞLA

[isim]

[askerlik]

  • Askerlerin toplu olarak barındıkları yapılar bütünü

    Gece gündüz kışlada kaldığımızdan sivil hayat ile temasımız pek azdı. - Falih Rıfkı Atay

[halk ağzında]

  • Koyun ve keçi sürülerinin gecelediği veya kışın barındığı kapalı ağıl

KAŞIK

[isim]

  • Sulu veya bazı ufak taneli yiyecekleri ağza götürmeye yarayan saplı sofra aracı
  • Ucu iğneli kaşık biçimindeki olta

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaşık atmak (veya çalmak)
  • kaşık kadar
  • kaşıkla verip kepçeyle geri almak
  • kaşıkla yedirip sapıyla (gözünü) çıkartmak
  • kaşık sallamak

Birleşik Kelimeler: kaşık çalımı, kaşık düşmanı, kaşık havası, kaşık kaşık, kaşık otu, kaşık oyunu, kaşık tırnak, çalakaşık, tahta kaşık, çay kaşığı, çorba kaşığı, kahve kaşığı, tatlı kaşığı

KAŞLI

[sıfat]

  • Herhangi bir nitelikte kaşı olan

    Çatık kaşlı adam. İnce kaşlı kadın. Kaşlı yüzük.

Birleşik Kelimeler: kaşlı gözlü, çatık kaşlı, dört kaşlı, kalem kaşlı, samur kaşlı

KALIŞ

[isim]

  • Kalma işi

KAKIŞ

[isim]

  • Kakma işi

Birleşik Kelimeler: itiş kakış