Yapı ile Başlayan Kelimeler

YAPI ile başlayan 47 kelime bulunuyor. Başında YAPI olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yapı kelimesinin anlamı nedir? Yapı ile biten kelimeler. İçinde yapı olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

YAPILABİLİRLİK23

13 Harfli Kelimeler

YAPIŞTIRILMAK26, YAPISALLAŞMAK25, YAPILANDIRMAK24

12 Harfli Kelimeler

YAPINTICILIK25, YAPIŞTIRILMA25, YAPISALCILIK25, YAPISALLAŞMA24, YAPILANDIRMA23

11 Harfli Kelimeler

YAPIŞTIRICI27, YAPIŞTIRMAK23, YAPIŞKANLIK22

10 Harfli Kelimeler

YAPIMCILIK23, YAPIŞIKLIK22, YAPIŞTIRMA22, YAPILAŞMAK21, YAPISALLIK19, YAPINTISAL19, YAPILANMAK18

9 Harfli Kelimeler

YAPISALCI21, YAPICILIK21, YAPILAŞMA20, YAPINTILI18, YAPILANMA17

8 Harfli Kelimeler

YAPIŞICI23, YAPIMEVİ22, YAPIŞMAK19, YAPIŞKAN18, YAPINCAK18, YAPINMAK16, YAPILMAK16

7 Harfli Kelimeler

YAPIMCI19, YAPIŞMA18, YAPIŞIK18, YAPILIŞ18, YAPIŞAK17, YAPISAL15, YAPINTI15, YAPINMA15, YAPILMA15

6 Harfli Kelimeler

YAPICI17, YAPILI14

5 Harfli Kelimeler

YAPIŞ15, YAPIM13, YAPIK12, YAPIT12

4 Harfli Kelimeler

YAPI11

YAPI

[isim]

  • Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina
  • Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat, konstrüksiyon
  • Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme

    Kırıkkale yapısı bir tabanca.

  • Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür

    Yapısı sağlam, güzel bir erkekti. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür

    Dil yapısı. Cümle yapısı.

[biyoloji]

  • Bir hücrede, bir dokuda, karmaşık oluşumlu bir organizmada elemanların düzeni

[felsefe]

  • Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün

[toplum bilimi]

  • Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür

Birleşik Kelimeler: yapı adası, yapı bilgisi, yapı bilimi, yapı elemanı, yapı kooperatifi, yapı malzemesi, yapı taşı, yapı yeri, altyapı, ana yapı, düzlek yapı, eş yapı, kaba yapı, öz yapı, sosyal yapı, toplumsal yapı, üstyapı, Allah yapısı, fizik yapısı, kul yapısı, soy yapısı, toplum yapısı

YAPIK

[isim]

[halk ağzında]

  • Belleme (II)

[tarih]

  • Yeniçerilerin giydikleri üstlük

YAPIT

[isim]

  • Bir emek sonucunda ortaya konulan ürün, eser

    Yapıtının sağlamlığına güvenen her sanatçı gibi şakasını da iyi karşılamıştı. - Haldun Taner

  • Yayın, kitap

    Dergilerde bol bol, yapıtı bir yana bırakıp yazar kişiliklerine sataşan yazılara rastlarız. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: başyapıt

YAPIM

[isim]

  • Yapma işi, inşa, imal, konstrüksiyon
  • Ham maddeyi el veya makine ile işleyerek mal üretme, imal

[biyoloji]

  • Özümleme

[sinema]

[televizyon]

  • Bir filmin çevrilmesi veya bir radyo, televizyon programının hazırlanması için gerekli çalışmaların tümü ve bu çalışmaların ürünü, prodüksiyon

Birleşik Kelimeler: yapım eki, yapımevi, eş yapım, ortak yapım, üstün yapım

YAPILI

[sıfat]

  • Yapısı herhangi bir nitelikte olan

    Güzel yapılı. Sağlam yapılı.

  • Vücudu gelişmiş, iri

    Yapılı bir adam.

Birleşik Kelimeler: ince yapılı, iri yapılı

YAPISAL

[sıfat]

  • Yapı ile, yapılış ile, kuruluş ile ilgili, strüktürel, konstrüktif

Birleşik Kelimeler: yapısal dil bilimi, altyapısal, üstyapısal

YAPINTI

[isim]

[felsefe]

  • Gerçekle çeliştiğini, gerçekliğe uymadığını bile bile tasarlanan şey, hayal gücüyle yaratılmış olan şey, tasni

    Oyun kişilerini gerçek kişiler ve yapıntı kişiler olarak ikiye ayırabiliriz. - Metin And

  • Bilgi kuramında ve ontolojide gerçeğe uymayan ancak belirli bir kuramsal veya pratik amaç için kullanılması sakıncasız olan tasarım, tasni

YAPINMA

[isim]

  • Yapınmak işi

YAPILMA

[isim]

  • Yapılmak işi

    Bence ahlakın bir ilkesi, bir kökü vardır. Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma. - Nurullah Ataç

[sıfat]

  • Yapılmış

    Eve gelince sokak elbiselerini, yumuşak Fransız flanelinden yapılma ev elbiseleriyle değiştirirdi. - Cahit Uçuk

YAPIŞ

[isim]

  • Yapma işi

    Ne var ki tıpkı temizlik yapışı gibi bu hareketi de tutarlılıktan yoksundu. - Elif Şafak

YAPINMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Kendine yapmak veya kendi için yaptırmak

    Elbise yapınmak.

[-e]

  • Özenmek, hazırlanmak

    Kuş yavrusu uçmaya yapınıyor. Bu genç ozanlığa yapınıyor.

YAPILMAK

[nesnesiz]

  • Yapma işine konu olmak

    Yalı, bolluk zamanında yapılmış çok pencereli, iki katlı yayvan bir binadır. - Burhan Felek

[mecaz]

  • Gerçekleştirilmek, ortaya çıkarılmak

YAPILANMA

[isim]

  • Yapılanmak işi
  • Oluşum
  • Düzenleme

Birleşik Kelimeler: yeniden yapılanma

YAPIŞAK

[isim]

  • Yapışkan bir çeşit ot
  • Yapışkan özelliği olan nesne

[mecaz]

  • Arsız, sırnaşık kimse

YAPICI

[sıfat]

  • Yapan, oluşturan, ortaya çıkaran, meydana getiren
  • Önemli ve yararlı işler yapan

    İkisi de zeki adamdı, akıllı adamdı, yapıcı adamdı. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Olumlu

    Yapıcı fikir. Yapıcı eleştiri.

[isim]

  • Yapı ustası