YAPRAKÇIL Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
YAPRAKÇIL harflerini içeren 5 harfli 69 kelime bulunuyor. 5 harfli YAPRAKÇIL kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ARPÇI13,
KARLI
-
Üstünde kar bulunan
Baş pınarın karlı suyun içelim / Gurbet kalesini tezce geçelim - Halk türküsü
-
Kar yağan
Kışın çok karlı, tipili günlerinden başka günlerini günahı kadar sevmezdi. - Osman Cemal Kaygılı
-
Kârı olan, kazançlı
Şimdi ayrıntılara girmeyelim. Kitapta yazılanlara inanmak, inanmamaktan çok daha kârlıdır. - Nazım Hikmet
Birleşik Kelimeler: kârlı iş
AYLAK
-
İşsiz, boş gezen, avare (kimse)
Develer daylak / Sevenler aylak / Sen kimin yârisin / Her yanın oynak - Halk türküsü
Ata Sözleri ve Deyimler
- aylak adam işidir
- aylak olmak
KALYA (Kelime Kökeni: Arapça ḳalya)
- Sadeyağ ile pişirilen bir tür kabak veya patlıcan yemeği
KALAY
- Atom numarası 50, atom ağırlığı 118,7, yoğunluğu 7,29 olan, 232 °C'de eriyen, gümüş beyazlığında, kolay işlenebilen, yumuşak bir element (simgesi Sn)
-
Kalaylanmış bir kabın üzerindeki alaşım tabakası
Pencereye, elinde yeni kalaydan çıkmış bir bakır sahanla orta yaşlı kadın geldi. - Osman Cemal Kaygılı
- Aldatıcı görünüş
- Sövme, küfür
Ata Sözleri ve Deyimler
- kalayı basmak
Birleşik Kelimeler: kalaybalık, kalayhane
KAYRA
- Yüksek tutulan veya sayılan birinden gelen iyilik, lütuf, ihsan, atıfet, inayet
Birleşik Kelimeler: Tanrı kayrası
KAYAR
- Hayvanların eskiyen nallarının çivilerini değiştirme işlemi
- Pay
YARAK
- Silah
- Erkeklik organı
Birleşik Kelimeler: dalyarak
YALAK
-
Hayvanların su içtikleri taş veya ağaçtan oyma kap
Bir de hayvanları sulamak için yalak vardı. - Halikarnas Balıkçısı
-
Akan suyun çevreye sıçramasını veya akıp gitmesini önlemek için çeşme, musluk vb.nin altına konulan delikli taş tekne
Az ileride yolun solunda, küçük bir çeşmenin suyu, önündeki yalağa dökülüyordu. - Necati Cumalı
- Buz yalağı
- Boşboğaz, söz taşıyan
Birleşik Kelimeler: buz yalağı
YARKA (Kelime Kökeni: Bulgarca)
- Büyük piliç
ARKAÇ
- Ağıl
- Dağ sırtlarında davarların yatırıldığı düz, rüzgâr almayan kuytu yer
AYRIK
-
Ayrılmış
Yandan ayrık, tek tük gümüş pırıltılı saçları. - Yusuf Ziya Ortaç
- Ayrı tutulan, başkalarına benzemeyen, ayrıcalı, müstesna
- Kural dışı
-
Düzgün ve uygun olmayan, çarpık
Apış arasına fazla tülbent ve mermerşahi tıkarak bebeği çarpık ve ayrık bacaklı, tenasüpsüz olmaktan korur. - Refik Halit Karay
- Ayrık otu
Birleşik Kelimeler: ayrık kümeler, ayrık otu
AYLIK
-
Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş
Ordu ve hükûmet aylıklarımızın bir kısmıyla altın alırdık. - Falih Rıfkı Atay
-
Bir ay içinde olan
Aylık ücretin ödenmesi de garip bir biçim almıştı. - Adalet Ağaoğlu
-
Bir ay süren, mahiye
Aylık iş.
-
Ayda bir kez yapılan veya çıkan
Aylık toplantı. Aylık rapor. Aylık dergi.
-
Belirli aydan beri var olan
Üç aylık çocuk.
- Bir ay için
Ata Sözleri ve Deyimler
- aylığa geçmek
- aylık almak
- aylık bağlamak
- aylık vermek
Birleşik Kelimeler: onbiraylık, üç aylık, emekli aylığı
ALÇAK
-
Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı
Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna. - Elif Şafak
- Aşağıda olan, yüksek olmayan (yer)
-
Kısa (boy)
Alçak boylu bir adam.
- Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain
Ata Sözleri ve Deyimler
- alçaktan uçmak
- alçak uçan yüce konar, yüce konan alçak uçar
- alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır
- alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır
- alçak yer yiğidi hor gösterir
Birleşik Kelimeler: alçak basınç, alçak gerilim, alçak gönüllü, alçak kabartma, alçak ses, alçak yaylak, yalımı alçak
ÇARKA
- Osmanlı ordusunda öncü görevi
ÇAKAL (Kelime Kökeni: Farsça şaġāl)
-
Etoburlardan, sürü hâlinde yaşayan, kurttan küçük bir yaban hayvanı (Canis aureus)
Korkunç geceler, çakalların ulumaları, köpeklerin haykırışları bu ruhu da karartan gecelerde sinirleri büsbütün gevşetiyor. - Etem İzzet Benice
- Kurnaz, yalancı, düzenci, aşağılık kimse
- Titiz, huysuz
- Görgüsüz
Birleşik Kelimeler: çakal armudu, çakalboğan, çakal eriği, çakal yağmuru