YAPAYALNIZ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

YAPAYALNIZ harflerini içeren 4 harfli 26 kelime bulunuyor. 4 harfli YAPAYALNIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

PAZI12, APAZ11, AYIP11, AZAP11, YAPI11, YAZI10, AYAZ9, ANIZ8, LAPA8, PLAN8, PALA8, YAYA8, AYIN7, AYLI7, AYNI7, ALAZ7, LAZA7, YALI7, AYLA6, AYNA6, AYAN6, AYAL6, ALAY6, ALIN5, ANAL4, ALAN4

ANAL (Kelime Kökeni: Fransızca anal)

[sıfat]

[tıp]

  • Anüsle ilgili

[zarf]

  • Anüs yoluyla

ALAN

[isim]

  • Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha
  • Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran
  • Yüz ölçümü
  • Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılan geniş yer

[mecaz]

  • Bir çalışma çevresi

    Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için, bütün toplum için yaratılır. - Nurullah Ataç

[fizik]

  • İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası

    Yer çekimi alanı. Mıknatıs alanı. Elektrik alanı.

[sinema]

[televizyon]

  • Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü

[spor]

  • Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha

Birleşik Kelimeler: alan araştırması, alan denetimi, alan hızı, alan korkusu, alan koruması, alan savunması, alan talan, alan topu, açık alan, art alan, gideren alan, kamusal alan, kırsal alan, kör alan, manyetik alan, mücavir alan, sulak alan, üretici alan, üretici olmayan alan, yarı alan, yeşil alan, ceza alanı, eğitim alanı, havaalanı, ilgi alanı, iş alanı, kapsama alanı, oyun alanı, penaltı alanı, piknik alanı, rekreasyon alanı, savaş alanı, sit alanı, yargı alanı, yayın alanı, yerleşim alanı

ALIN

[isim]

  • Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü
  • Bazı şeylerin önü, ön yüzü
  • Karşı

    Güneşin alnında durma.

[madencilik]

  • Bir ocakta her türlü ayak, galeri, baca, kuyu ve yolun ilerletilmekte olan yüzeyi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alın damarı çatlamış
  • alna yazılan başa gelir
  • alnı açık yüzü ak
  • alnına kara sürmek
  • alnından öpmek
  • alnında yazılmış olmak
  • alnını karışlamak
  • alnının akıyla
  • alnının kara yazısı

Birleşik Kelimeler: alın çatı, alın teri, alın yazısı, alnı açık

AYLA

[isim]

  • Hale
  • Bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık çevresi

Birleşik Kelimeler: ışık aylası

AYNA (Kelime Kökeni: Farsça āyīne)

[isim]

  • Işığı yansıtan, varlıkların görüntüsünü veren, cilalı ve sırlı cam, gözgü, mirat

    Bir elinde cımbız, bir elinde ayna / Umurunda mı dünya? - Orhan Veli Kanık

  • Karagöz oyununda perde
  • Doğramacılık ve yapıcılıkta çerçeve içine geçirilen tahta veya taş levha

    Kapı kanadının aynası. Çeşmenin aynası.

  • Atların diz kapağı

[sıfat]

[argo]

  • İyi bir durumda, yolunda

    İşimiz ayna.

[mecaz]

  • Bir olayı, bir durumu yansıtan, göz önünde canlandıran olay, durum, şey

    Bir ülkenin sanat ve kültür hayatı bir bakıma o ülkenin uygarlık aynasıdır. - Haldun Taner

[denizcilik]

  • Küreğin yassı uç bölümü

[denizcilik]

  • Gemilerde işaretçi erlerin kullandığı dürbün

[denizcilik]

  • Akıntı ve anaforun birleştiği yerde oluşan su burgacı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayna gibi

Birleşik Kelimeler: aynagöz, ayna taşı, ayna tırnağı, döner ayna, boy aynası, cüce aynası, deniz aynası, dev aynası, dikiz aynası, endam aynası, ışık aynası

ÂYAN (Kelime Kökeni: Arapça aʿyān)

[isim]

[eskimiş]

  • İleri gelenler
  • Senato üyeleri

[sıfat]

[eskimiş]

  • Belli, açık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayan olmak

Birleşik Kelimeler: ayan beyan

AYAL (Kelime Kökeni: Arapça ʿiyāl)

[isim]

[eskimiş]

  • Karı, eş

    Çocuklar uyumuştur / Efendi gazete okur / Ayali dikiş dikmektedir - Orhan Veli Kanık

ALAY

[isim]

  • Herhangi bir törende veya gösteride yer alan topluluk

    Düğün alayı. Fener alayı.

  • Bayram, cenaze vb. törenlerde sıralı olarak giden insan topluluğu, kortej
  • Hayvan topluluğu

    Bizim alayımız leylek alayı / Havada uçarız dolayı dolayı - Halk türküsü

[askerlik]

  • Genellikle üç tabur ve bunlara bağlı birliklerden oluşan asker topluluğu

    Topçu alayı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alaya çıkmak

Birleşik Kelimeler: alay alay, alay beyi, alaybozan, alay malay, bir alay, miralay, bayram alayı, cenaze alayı, düğün alayı, fener alayı, gelin alayı, gidiş alayı, kılıç alayı, mevlit alayı, muhafız alayı, sürre alayı, süvari alayı

[isim]

  • Bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alaya almak
  • alaya bozmak
  • alaya vurmak
  • alay etmek
  • alay geçmek
  • alay gibi gelmek

Birleşik Kelimeler: alay yollu

AYIN (Kelime Kökeni: Arapça ʿayn)

[isim]

[eskimiş]

  • Arap alfabesinin on sekizinci harfinin adı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayınları çatlatmak

AYLI

[sıfat]

  • Üzerinde ay biçimi bulunan

    Üzerlerinde kırmızı aylı beyaz bayrakların sallandığı geniş çadırların önünde öteye beriye gidip gelen doktorlar dolaşıyor. - Nazım Hikmet

  • Ay ışığı olan, mehtaplı

    Gölün üstünde güneşin doğuşuna batışına, aylı gecelere doyum olmuyordu. - Necati Cumalı

[halk ağzında]

  • Gebe

AYNI

[sıfat]

  • Benzer

    Aynı hatayı senin de yapmana yol açmak istemiyorum. - İhsan Oktay Anar

  • Başkası değil, yine o
  • Aralarında ayrım olmayan

    Yirmi sene hep aynı renkler içinde dönüp dolaştık. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

  • Eski durumunda kalmış, değişmemiş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aynı ağzı kullanmak
  • aynı fotoğraf karesinde yer almak
  • aynı kafada olmak
  • aynı kapıya çıkmak
  • aynı karede yer almak (veya bulunmak)
  • aynı potada erimek
  • aynı telden çalmak
  • aynı yastıkta kocamak
  • aynı yolun yolcusu (olmak)

Birleşik Kelimeler: aynı zamanda

ALAZ

[isim]

[halk ağzında]

  • Alev, yalaz

Birleşik Kelimeler: alaz alaz

LAZA

[isim]

[halk ağzında]

  • Bal koymaya yarayan küçük tekne

YALI (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[denizcilik]

  • Sahil
  • Su kıyısında yapılmış büyük, görkemli ev

    Yalıda panjurları açık bir pencereye / Sarmaşıklar içinden bir merdiven dayalı - Enis Behiç Koryürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yalı kazığı gibi

Birleşik Kelimeler: yalı ağası, yalı boyu, yalı bülbülü, yalıçapkını, yalı uşağı, yalı yar

ANIZ

[isim]

  • Ekin biçildikten sonra tarlada kalan köklü sap
  • Ekin biçildikten sonra sürülmemiş tarla

    Uçsuz bucaksız uzayan kır / Kimi yerde nadas, kimi anız - Ahmet Kutsi Tecer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anız biçmek
  • anız bozmak