YANIKLIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

YANIKLIK harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli YANIKLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "yanıklık ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde Yanıklık olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

KIYIN9, KIYIK9, YIKIK9, YILIK9, YILKI9, AYLIK8, KIYAK8, KAYIN8, KAYIK8, LAYIK8, YILAN8, YANIK8, YANKI8, YANLI8, YALIN8, YAKIN8, KINLI7, KINIK7, KILIK7, ANLIK6, AKLIK6, KANIK6, KANLI6, KALIN6, KALIK6

ANLIK

[sıfat]

  • Kısa süren, bir an içinde olan, enstantane

    Beni hatırlatıyor, benimle olmayı anlık bir duygu hâlinde olsa da istiyor muydu? - Tarık Buğra

  • Bir anda oluşan, gelişen, spontane

[isim]

[ruh bilimi]

  • Duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme yetisi

[isim]

[ruh bilimi]

  • Anlama gücü, usa vurma, yargılama, müdrike, entelekt

Birleşik Kelimeler: bir anlık

AKLIK

[isim]

  • Ak olma durumu

    Ocaktan aklığını yitirmiş bir bezle döndü, yeni gelenin masasını sildi. - Rıfat Ilgaz

  • Kadınların makyaj için yüzlerine sürdükleri beyaz bir sıvı, düzgün

Birleşik Kelimeler: yüz aklığı

KANIK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Kanaatkâr
  • Tokgözlü

KANLI

[sıfat]

  • Kan bulaşmış

    Öldürdüğü güzele ağlayan bu katilin / Elleri kanlı fakat gözyaşları temizdi - Enis Behiç Koryürek

  • Kanı olan
  • Kan dökülmesine neden olan

    Bu savaş çok kanlı olacak, beyler. - Tarık Buğra

  • İsteyerek kan dökmüş olan (kimse), hunriz, katil
  • Kanlanmış olan

    Kanlı göz.

[isim]

  • Kan davasında taraf olan kimse

    Oğlumun kanlısı Abbas kâfiri değil, oğlumun kanlısı Esme'dir. - Yaşar Kemal

[tıp]

  • Kanı yoğun olan, demevi

    Kanlı adam.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanlı gömlek gizlenemez
  • kanlısı olmak
  • kanlı yaş (veya yaşlar) dökmek

Birleşik Kelimeler: kanlı ishal, kanlı bıçaklı, kanlı canlı, kanlı katil, ağırkanlı, delikanlı, serinkanlı, sıcakkanlı, soğukkanlı

KALIN

[sıfat]

  • Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı

    Alt katta her tarafın pencereleri kalın, sık demir parmaklıklarla örtülüydü. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Enli ve gür (kaş)
  • Yoğun, akıcılığı az olan

    Kalın bir sis tabakası.

  • Etli, dolgun

    Dudakları kalın, yüzü ergenlik içinde... - Memduh Şevket Esendal

  • Pes (ses)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalın incelene kadar ince süzülür

Birleşik Kelimeler: kalın bağırsak, kalın kafa, kalın ses, kalın ünlü, kalın yağ, ensesi kalın

[isim]

[halk ağzında]

  • Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para veya armağan, ağırlık

    Babam senden çok mu istedi kalını? - Halk türküsü

[isim]

  • Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü

KALIK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Kalmış, artmış
  • Eskimiş
  • Evlenme çağı geçmiş, evde kalmış (kız)
  • Eksik, noksan

KINLI

[sıfat]

  • Kını olan, bir kınla sarılı olan

[isim]

[bitki bilimi]

  • Kını çok gelişerek bağlı bulunduğu sapı az veya çok saran yaprak

KINIK

[isim]

[tarih]

  • Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri

[isim]

  • İzmir iline bağlı ilçelerden biri

KILIK

[isim]

  • Bir kimsenin giyinişi, dış görünüşü, üst baş

    Delikanlı kopuklar, kılıklarından, giyinişlerinden belli oluyorlar. - Memduh Şevket Esendal

[halk ağzında]

  • Bir kimsenin resmi, fotoğraf

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kılığa bürünmek
  • kılığına girmek
  • kılıktan kılığa girmek

Birleşik Kelimeler: kılık kıyafet

AYLIK

[isim]

  • Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş

    Ordu ve hükûmet aylıklarımızın bir kısmıyla altın alırdık. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

  • Bir ay içinde olan

    Aylık ücretin ödenmesi de garip bir biçim almıştı. - Adalet Ağaoğlu

[sıfat]

  • Bir ay süren, mahiye

    Aylık iş.

[sıfat]

  • Ayda bir kez yapılan veya çıkan

    Aylık toplantı. Aylık rapor. Aylık dergi.

[sıfat]

  • Belirli aydan beri var olan

    Üç aylık çocuk.

[zarf]

  • Bir ay için

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aylığa geçmek
  • aylık almak
  • aylık bağlamak
  • aylık vermek

Birleşik Kelimeler: onbiraylık, üç aylık, emekli aylığı

KIYAK

[sıfat]

[teklifsiz konuşmada]

  • Benzerlerinden üstün olan, çok güzel, mükemmel

    Kıyak bir koşu atı. Kıyak bir söz.

[isim]

  • Hoşgörü, ayrıcalık tanıma

[halk ağzında]

  • Güzel, biçimli, yakışıklı, düzgün giyimli

[halk ağzında]

  • Kıyıcı, zalim, gaddar

    Hırsızların en kıyağı, kaçakçıların en gözü karası hep burada. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıyak geçmek (veya çekmek veya yapmak)
  • kıyak kaçmak

Birleşik Kelimeler: kafası kıyak

KAYIN

[isim]

[bitki bilimi]

  • Kayıngillerin örnek bitkisi olan, 30-40 metre boyunda, 2 metre çapında, kışın yapraklarını döken, kerestesi beyaz ve değerli olan bir orman ağacı (Fagus orientalis)

[sıfat]

  • Bu ağaçtan yapılmış

Birleşik Kelimeler: Avrupa kayını, doğu kayını

[isim]

  • Kadın veya kocaya göre birbirlerinin erkek kardeşi, kayınbirader, ini

    Sabahleyin kaynım beni bir katıra bindirdi. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: kayınbaba, kayınbirader, kayınpeder, kayınvalide, kaynana

KAYIK

[isim]

[denizcilik]

  • Kürek veya yelkenle yürütülen ufak tekne

    Halk arabalarla, kayıklarla, yaya olarak oralara kadar geliyor ve bu ağaçların altına dağılıyordu. - Asaf Halet Çelebi

[sıfat]

  • Bir yana kaymış

    Çiçekli kumaştan, büzgülü, yakası kayık bir elbise dikti. - Lâtife Tekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kayık yanaştırmak

Birleşik Kelimeler: kayıkhane, kayık salıncak, kayık tabak, kayık yaka, çember kayık, ağ kayığı, ateş kayığı, buz kayığı, foroz kayığı, ığrıp kayığı, imamkayığı, pazar kayığı, varagele kayığı, yarış kayığı

LAYIK (Kelime Kökeni: Arapça lāyiḳ)

[sıfat]

  • Nitelikleri, özü, hareketleri, davranışlarıyla bir şeyi elde etmeye hak kazanmış olan

    Sevilmeye o herkesten fazla layıktır. - Peyami Safa

  • Bir kimseye uygun olan, yaraşan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • layığını bulmak
  • layık görmek
  • layık olmak

YILAN

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Sürüngenlerden, ayaksız, ince ve uzun olanların genel adı, yerdegezen, uzun hayvan

    Ok yılanı. Su yılanı. Çıngıraklı yılan. Gözlüklü yılan.

[sıfat]

[mecaz]

  • Sinsi ve hain

    Gözlerinde ancak annemin bildiği bir yılan ışıltısıyla gülüyor. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yılan gibi
  • yılan gibi sokmak
  • yılanın kuyruğuna basmak

Birleşik Kelimeler: yılan balığı, yılanbaşı, yılan çıyan, yılan çiçeği, yılan derisi, yılandili, yılan gömleği, yılan hikâyesi, yılaniğnesi, yılan kavı, yılankavi, yılankemiği, yılan taşı, yılanyastığı, çıngıraklı yılan, gözlüklü yılan, karayılan, kör yılan, sağır yılan, ağaç yılanı, boa yılanı, deniz yılanı, katır yılanı, mercan yılanı, ok yılanı, su yılanı