[isim]

• Uyanıklık

[isim]

[denizcilik]

• Geminin ve bağlı bulunduğu limanın adı yazılan, düz veya az yuvarlak kıç bölüm

[isim]

• Bir makinede, bir araçta ayak yardımıyla dönmeyi veya hareketi sağlayan düzen, pedal

• Ayak basacak yer

• Ayakçak

• Kaide

[denizcilik]

• Küçük teknelerde kürekçinin oturduğu yeri destekleyen, kaplamaların iç tarafına çakılan kiriş

[isim]

• Kayası çok olan yer

  Irmak aşağıda bir yandan kayalığın üzerine şarıl şarıl boşanıyor. - Etem İzzet Benice

[sıfat]

[eskimiş]

• Yakışıksız, hoş olmayan

  Başka kızların böyle nalayık hâllerde bulunması senin için bir mazeret değildir kızım. - Reşat Nuri Güntekin

[sıfat]

• Yanağı olan

  Halil al yanaklı, ürkek gözlü, köse bir simitçidir. - Sait Faik Abasıyanık

• Yan yüzeyinde şişkinlik olan (lastik)

[isim]

• Yaka yapılmaya uygun olan şey

• İlköğretim öğrencilerinin önlüklerinin üzerine taktıkları yaka

• Erkek gömleklerinin üzerine takılan eğreti yaka

  Karıları incik boncuk içinde, erkekler ekseri yakalık bile alıp takmıyorlar. - Halide Edip Adıvar

[isim]

• Aralarında anlaşma bulunan taraflardan, kimselerden biri

[isim]

• Aynı olma durumu, özdeşlik, ayniyet

[isim]

• Ayık olma durumu

  Bakmak için algılarımız yeter, görmek içinse salim bir kafa, ayıklık, şuur gereklidir. - İsmet Özel

[sıfat]

[fizik]

• Akış özellikleri gözlenebilen (sıvı veya gaz), seyyal

[sıfat]

• Alışkın

[isim]

• Kayseri iline bağlı ilçelerden biri

[sıfat]

• Yankısı olan

[isim]

• Âşık olanın durumu