Yan ile Başlayan Kelimeler

YAN ile başlayan 114 kelime bulunuyor. Başında YAN olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yan kelimesinin anlamı nedir? Yan ile biten kelimeler. İçinde yan olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

YANSIZLAŞTIRMAK27, YANITLANDIRILMA23

14 Harfli Kelimeler

YANSIZLAŞTIRMA26, YANITLANDIRMAK21

13 Harfli Kelimeler

YANITLANDIRMA20

12 Harfli Kelimeler

YANSITICILIK22, YANILTICILIK21, YANTUTMAZLIK20, YANKESİCİLİK18

11 Harfli Kelimeler

YANITSIZLIK20, YANGILANMAK19, YANAŞTIRMAK18, YANLIŞLIKLA18, YANSITILMAK17, YANLAMASINA16, YANSILANMAK16, YANITLANMAK15, YANKILANMAK15, YANKILATMAK15

10 Harfli Kelimeler

YANIŞÖLÇER25, YANARDÖNER20, YANSIMASIZ20, YANGILANMA18, YANILTMACI18, YANAŞIKLIK17, YANAŞILMAK17, YANAŞTIRMA17, YANILTMACA17, YANSITILMA16, YANKILANIM15, YANSILAMAK15, YANSILANMA15, YANITLAMAK14, YANITLANMA14, YANKILAMAK14, YANKILANMA14, YANKILATMA14

9 Harfli Kelimeler

YANSITICI18, YANDAŞLIK17, YANILTICI17, YANSIZLIK17, YANAŞILMA16, YANILTMAÇ16, YANTUTMAZ16, YANLIŞLIK16, YANDIRMAK15, YANŞAKLIK15, YANSIMALI15, YANKESİCİ15, YANILSAMA14, YANSITMAK14, YANSILAMA14, YANITLAMA13, YANKILAMA13, YANILTMAK13

8 Harfli Kelimeler

YANGISIZ20, YANARDAĞ19, YANGINCI19, YANKISIZ16, YANITSIZ16, YANCILIK15, YANSITAÇ15, YANDIRMA14, YANAŞMAK14, YANAŞLIK14, YANŞAMAK14, YANSITMA13, YANSIMAK13, YANIKLIK12, YANLILIK12, YANILTMA12, YANILMAK12, YANIKARA11, YANLAMAK11

7 Harfli Kelimeler

YANILGI15, YANGILI15, YANILIŞ14, YANSICA14, YANAŞMA13, YANAŞIK13, YANKICA13, YANŞAMA13, YANIKSI12, YANARCA12, YANINDA12, YANSIMA12, YANILMA11, YANILTI11, YANKILI11, YANITLI11, YANAKLI10, YANLAMA10

6 Harfli Kelimeler

YANDAŞ13, YANGIN13, YANSIZ13, YANLIŞ12, YANDIK11, YANŞAK11, YANMAK9, YANLIK9

5 Harfli Kelimeler

YANGI12, YANCI11, YAN11, YANAY9, YANSI9, YANIK8, YANIT8, YANKI8, YANLI8, YANMA8, YANAK7, YANAL7

4 Harfli Kelimeler

YANİ6

3 Harfli Kelimeler

YAN5

YAN

[isim]

  • Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü, profil

    Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı. - Memduh Şevket Esendal

  • Sağ ve solun ortak adı, yön, taraf, cihet

    Yaşlı garson yanımıza geldi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Yer
  • Üst
  • Birlikte, beraberinde olma

    Bir ara acıkıp yanlarında getirdikleri ekmek peyniri yediler. - Necati Cumalı

[sıfat]

  • Üstte, altta, arkada veya önde olmayan

[sıfat]

  • İkinci derece olan

    Çoğu kez yan uğraş olarak oyuncular filmcilikle uğraşıyordu. - Metin And

[sıfat]

  • Tali

    Siyasi partiler kadın kolu, gençlik kolu ve benzeri şekilde ayrıcalık yaratan yan kuruluşlar meydana getiremezler. - Anayasa

[zarf]

  • Bir tarafa yönelerek

[mecaz]

  • İstekleri karşıt olan iki kişiden veya topluluktan biri

[askerlik]

  • Savaş düzenindeki ordunun iki kanadından her biri

[matematik]

  • Bir denklemde `=` işaretiyle ayrılmış olan iki anlatımdan her biri

[spor]

  • Futbol veya hentbolda, topun, alanın yan çizgileri dışına çıkması, taç (II)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • -den yana
  • -den yana çıkmak
  • -den yana olmak
  • yan bakmak
  • yan basmak
  • yan çizmek
  • yan gelip oturmak (veya yatmak)
  • yan gelmek
  • yan gözle bakmak
  • yanına almak
  • yanına bırakmamak (veya koymamak)
  • yanına kalmak
  • yanına kâr kalmak
  • yanına salavatla varılmaz
  • yanına salavatla yaklaşılmak
  • yanına yaklaştırmamak
  • yanından bile geçmemiş
  • yanında olmak
  • yan pala Zeydün
  • yan tutmak
  • yan yatmak

Birleşik Kelimeler: yan atışı, yan bakış, yan cümle, yan çizgisi, yan dal, yan etki, yan flüt, yan hakem, yan kabağı, yan kâğıdı, yankesici, yan ödeme, yan sanayi, yan tesir, yantutmaz, yan tümce, yan ürün, yan yan, yan yana, yan yargıcı, yan yol, yan yüzergiller, yanı başı, yanıkara, bir yana, bir yanda, bir yandan, öte yandan, alt yanı

YANİ (Kelime Kökeni: Arapça yaʿnī)

[bağlaç]

  • `Demek oluyor ki` anlamlarında bir söz

    Rıza Efendi de belki bu yüzden yani perde niçin açılmıyor diye sinirleniyor. - Tarık Buğra

[zarf]

  • `Sözün kısası, doğrusu` anlamlarında bir söz

    Tesadüf ama bu kadar olur yani. - Haldun Taner

YANAK

[isim]

  • Yüzün göz, kulak ve burun arasındaki bölümü

    Dedim dilber yanakların kızarmış / Dedi çiçek taktım gül yarasıdır - Âşık Ömer

  • Lastik tekerlekli taşıtlarda lastiğin jant ile yere temas eden bölümü arasında kalan yan yüzeyi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yanağına kan gelmek
  • yanağından kan damlamak

Birleşik Kelimeler: yanak yanağa

YANAL

[sıfat]

  • Yanda olan, yana düşen

[halk ağzında]

  • Alaca, iki renkli

    O dalın ucunda bir yanal alma / Almasını al da dalını yolma - Halk türküsü

Birleşik Kelimeler: yanal yüzey

YANIK

[sıfat]

  • Yanmakta olan

    Binada yanık lamba bırakmayın.

  • Yanmış olan

    Yanık soğan kokulu bir buhar odayı dolduruyordu. - Reşat Enis

  • Rengi koyulaşmış

    Kocaman hasır şapkalarının altında sarı saçları uçan, yanık iki genç kız. - Sait Faik Abasıyanık

  • Sıkıntı veya hastalıktan iyi gelişmemiş, kavruk

    Yanık bir çocuk.

  • Verimsiz, kıraç duruma gelmiş olan

[mecaz]

  • Bıkkın, üzüntülü, dertli

[mecaz]

  • Duygulu, dokunaklı, acılı, etkili

    Aşk söyletir en yanık türküleri / Ay buluta girdiği gecelerde - Cahit Sıtkı Tarancı

[isim]

  • Yanmış yer, yanmış olan yerde kalan iz

    Halıdaki yanığı ördürmeli.

[isim]

  • Herhangi bir ısıdan meydana gelen doku bozukluğu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yanık kokmak

Birleşik Kelimeler: yanık rüzgâr, yanık ses, bağrı yanık, karayanık, yüreği yanık, amele yanığı, gece yanığı, güneş yanığı

YANIT

[isim]

  • Cevap

    Türk Eli'nin uluları bu sorulara akıllıca ve gerçekçi yanıtlar bulamıyorlardı. - Nezihe Araz

[kimya]

  • Canlı organizmaların tedavi veya diğer nedenlerle maruz kaldığı maddelere, durumlara karşı gösterdiği tepkime, reaksiyon

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yanıt vermek

Birleşik Kelimeler: yanıt hakkı

YANKI

[isim]

  • Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses, aksiseda, inikâs, akis, eko

    Ben kimsesiz seyyahı meçhuller caddesinin / Ben yankısından kaçan çocuk kendi sesinin - Necip Fazıl Kısakürek

[mecaz]

  • Bir olgunun çevrede uyandırdığı duygu, düşünce veya tepki, akis, inikâs

    Bu çığlıklar, ağızdan ağıza, kulaktan kulağa geniş yankılarla bütün yurdu kaplıyordu. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yankı uyandırmak
  • yankı yapmak

Birleşik Kelimeler: yankı bilimi

YANLI

[isim]

  • Yandaş

Birleşik Kelimeler: çok yanlı, tek yanlı

YANMA

[isim]

  • Yanmak işi

    Vücudumda yanma ile beraber garip bir titreme de vardı. - Reşat Nuri Güntekin

[kimya]

  • Bir cismin oksijenle birleşmesi sırasında ortaya çıkan olayların tümü

YANMAK

[nesnesiz]

  • Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak

    Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir. - Anayasa

  • Ateş durumuna geçmek, tutuşmak

    Kömür yandı. Ocaktaki odun yandı.

  • Isı, ışık veren bir konuma geçmek

    Gece oldu, ışıklar yandı, yatsı vakti geldi. - Memduh Şevket Esendal

  • Bütünü veya bir bölümü ateş veya sıcaklığın etkisi ile bozulmak, kömür durumuna geçmek

    Yemek yandı. Ekmek yandı.

  • Isı etkisiyle vücudun bir yanı yara olmak, kızarmak veya rengi koyulaşmak

    Ateşe dokundu, eli yandı. Güneşten kolları yandı.

  • Vücut veya nesnelerin ısısı artmak

    Ateşler içinde, günlerce titreyerek yanar. - Yusuf Ziya Ortaç

    Odamız yaz günleri çinko damın altında yanar durur. - Orhan Veli Kanık

  • Parlamak, parıldamak

    Birkaç batarya top, kızgın güneş altında pırıl pırıl yanıyor. - Falih Rıfkı Atay

  • Birtakım etmenlerin etkisiyle işe yaramaz duruma gelmek

    Kumaş boyadan yanmış. Ekinler dondan yanmış.

  • Yanık acısına benzer bir acı duymak

    Boğazım yanıyor. Biberden ağzım yandı.

  • Çok istemek, çabalamak

    Çocuklar, kendilerini beğendirmek için yanıyorlar. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]

  • Çok üzülmek

    Bu yaz tatil yapamayacağıma yanıyorum.

[mecaz]

  • Çok sevmek, büyük bir aşk ile sevmek

[mecaz]

  • Hükümsüz kalmak, değerini yitirmek

    Vaktinde değiştirilmeyen kâğıt paralar yandı.

[mecaz]

  • Zarara, kötülüğe uğramak

    Maazallah! Birimize kitaptan rastgele bir şey soracak olsa yandığımız gündü. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Çocuk oyunlarında oyun dışı kalmak

[mecaz]

  • Bir bir sıralamak, dile getirmek, dert dökmek, anlatmak

    Yazı yazmak, hayatımı anlatmak, kalbimi dökmek ihtiyacıyla yanıyorum. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yandı gülüm keten helva
  • yanıp durmak
  • yanıp tutuşmak
  • yanıp yakılmak

Birleşik Kelimeler: yana yakıla, yana yana, yanardöner

YANLIK

[isim]

  • Kahvaltıda ve diğer öğünlerde ana yiyeceğin yanında verilen çerez türü veya domates, salatalık vb. yiyecekler

YANAY

[isim]

[matematik]

  • Bir cismin düşey kesiti, profil

[jeoloji]

  • Katmanları gösteren kesit

Birleşik Kelimeler: yanay doğrusu, yanay düzlemi

YANSI

[isim]

  • Bilgisayar veya tepegözle hazırlanan saydamın yansıtılmasıyla perdede ortaya çıkan görüntü
  • Akis

    Yüzümün durgun sudaki yansısına eğildim. - İnci Aral

[fizik]

  • Işığın parlak bir yere çarpıp geriye doğru yön değiştirerek kaynağını göstermesi, inikâs

[biyoloji]

  • Tepke

YANAKLI

[sıfat]

  • Yanağı olan

    Halil al yanaklı, ürkek gözlü, köse bir simitçidir. - Sait Faik Abasıyanık

  • Yan yüzeyinde şişkinlik olan (lastik)

Birleşik Kelimeler: elma yanaklı

YANLAMA

[isim]

  • Yanlamak işi