[isim]

• Kakalanmak işi

[isim]

• Konaklamak işi

[-i]

• Kama ile yaralamak

[isim]

• Ayaklanmak işi

• Başkaldırı

  Ayaklanmanın elebaşısını yatağa atarsın, her şey kendiliğinden çözümleniverir. - Nazım Hikmet

[-i]

• Ayakla ölçmek

[-i]

• Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak

  Üç ince dalı birleştirerek sıkıca yakaladım. - Refik Halit Karay

• Kaçan kimseyi ele geçirmek, derdest etmek

• Bir kimsenin gitmesini engellemek, durdurmak

  Bu defa Tevfik'i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı şeyi ona açtılar. - Halide Edip Adıvar

• Bir kimseyi hoşa gitmeyecek bir durumda bulmak, bir kimsenin suçu ortaya çıkmak

  Kocasını bir kadınla yakalamış.

• Söz, bakış veya işareti fark etmek

• Birdenbire etkisi altına almak

  Yağmur bizi yolda yakaladı.

• Arayarak veya rastlantı sonucu bulup bağlantı kurmak

  Zehra, Yorgaki'nin müziğini herhangi bir yerinden yakalıyor. - Attila İlhan

• Avlamak, tuzakla ele geçirmek

• Tutturmak

  Sayısal Loto'da beşi yakaladım.

• Aynı düzeye gelmek

  Türkiye geçen senenin ihracat rakamlarını yakaladı.

[isim]

• Yakalanmak işi

[isim]

• Sıvı veya hamur durumda bulunan organik maddelerin kendiliğinden kabarıp köpürerek gaz çıkarması olayı

[kimya]

• Organik maddelerin bazı mikroorganizmalarca salgılanan enzimler etkisiyle uğradığı değişiklik, tahammür, fermantasyon

[-i]

• Maya koymak, içine maya karıştırmak

[nesnesiz]

• Oyalama işine konu olmak, meşgul olmak

  Ormanda çiçek toplamak için oyalanan kızı beklemeye başladı. - Tarık Buğra

• Boşuna zaman harcamak

• Vakit geçirmek

  Bazen kahvelerde oyalandıktan sonra eve dönerdik. - Necati Cumalı

• Beklemek

[-i]

• Yapılan bir işi doğru ve yerinde bularak kabul etmek, tasdik etmek, tasdiklemek

  Bu kitabın ahlak bozucu olduğunu elbet siz de onaylarsınız. - Salâh Birsel

• Denetlemek, doğrulamak

[nesnesiz]

• Yoklama işine konu olmak

[isim]

• Yamalanmak işi

[-i]

• Yama ile onarmak, yama vurmak

[nesnesiz]

• Vücudun bir yeri nabız atışı gibi, kesik kesik ağrımak veya sancımak

  Dişlerini sıkmış, şakakları zonkluyor, alnında yağlı ve kınalı ter damlacıkları. - Attila İlhan