Yak ile Biten Kelimeler
YAK ile biten 29 kelime bulunuyor. Sonu YAK olan kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Yak kelimesinin anlamı nedir? Yak ile başlayan kelimeler. İçinde yak olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
11 Harfli Kelimeler
SİBAKUSİYAK18
10 Harfli Kelimeler
AFRODİZYAK24
9 Harfli Kelimeler
GİDERAYAK17, PARANOYAK16
8 Harfli Kelimeler
AĞIRAYAK18, KARDİYAK12, KIRKAYAK11
7 Harfli Kelimeler
DÜZAYAK16, SACAYAK13, İŞTİYAK12, AMONYAK11, İNSİYAK10
6 Harfli Kelimeler
ÖNAYAK14, ZODYAK14, ÜÇAYAK13, KONYAK9, MANYAK9, KANYAK8, TİRYAK8
5 Harfli Kelimeler
VİYAK13, ŞAYAK10, DAYAK9, KIYAK8, KOYAK8, SİYAK8, KAYAK7
4 Harfli Kelimeler
UYAK7, AYAK6
3 Harfli Kelimeler
YAK5
YAK (Kelime Kökeni: Tibetçe)
- Tibet'te, Asya'nın bazı yörelerinde yabani veya evcil olarak yaşayan, kılları uzun bir tür öküz, Tibet öküzü, Tibet sığırı (Bos grunniens)
AYAK
- Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü
- Bacak
-
Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri
İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var.
-
Vücudun belden aşağı bölümü
Ayağına bir pantolon çekti.
-
Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi
Senin ayağınla köye akşama kadar varamayız.
- Basamak
- Futun küpü alınarak hesaplanan değer
- Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste
- Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi, kadem, fit, fut
- Göl ayağı
- Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler
-
Halk edebiyatında uyak
Mânicilerin kafa yormadan buldukları ayaklar Cenap'ı şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükler. - Salâh Birsel
-
Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta
Dikme ayağı.
- Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri
- Altılı ganyanda yer alan her bir koşu
- Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri
Ata Sözleri ve Deyimler
- ayağa düşmek
- ayağa fırlamak
- ayağa kaldırmak
- ayağa kalkmak
- ayağı (veya ayakları) dolaşmak
- ayağı (veya ayakları) suya ermek
- ayağı alışmak
- ayağı almak
- ayağı düşmek
- ayağı düze basmak
- ayağı gitmemek
- ayağı ile gelmek
- ayağına (veya ayaklarına) kapanmak
- ayağına bağ olmak
- ayağına bağ vurmak
- ayağına çağırmak
- ayağına çelme takmak
- ayağına dolanmak (veya dolaşmak)
- ayağına düşmek
- ayağına geçirmek
- ayağına gelmek
- ayağına getirmek
- ayağına gitmek
- ayağına ip takmak
- ayağına kira istemek
- ayağına sağlık
- ayağına sıcak su mu, soğuk su mu dökelim?
- ayağına sıkmak
- ayağına üşenmemek
- ayağında donu yok, fesleğen ister (veya takar) başına
- ayağını (veya ayaklarını) altına almak
- ayağını (veya ayaklarını) öpeyim
- ayağını (veya ayaklarını) sürümek
- ayağını alamamak
- ayağını bağlamak
- ayağını çekmek
- ayağını denk almak
- ayağını denk basmak
- ayağını giymek
- ayağını kaydırmak
- ayağını kesmek
- ayağının (veya ayaklar) altında
- ayağının (veya ayaklarının) altını öpeyim
- ayağının altına almak
- ayağının altına karpuz kabuğu koymak
- ayağının bağını çözmek
- ayağının bastığı yerde ot bitmez
- ayağının pabucunu başına giymek
- ayağının pabucu olamamak
- ayağının tozu ile
- ayağının tozunu silmeden
- ayağının türabı olmak
- ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin
- ayağını tek almak
- ayağını vurmak
- ayağını yorganına göre uzat
- ayağı yerden kesilmek
- ayağı yürüten baştır
- ayak açmak (veya vermek)
- ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz
- ayak almak
- ayak atmak
- ayak atmamak
- ayak ayak üstüne atmak
- ayak basmak
- ayak basmamak
- ayak çekmek
- ayak değiştirmek
- ayak diremek
- ayaklar altına almak
- ayaklar baş, başlar ayak olmak
- ayakları geri geri gitmek
- ayaklarına (veya ayağına) kara su (veya sular) inmek
- ayaklarının (veya ayağının) ucuna basmak
- ayaklarını yerden kesmek
- ayakları üstünde durmak
- ayakları yere değmemek
- ayak sürümek
- ayak tutmak
- ayak uydurmak
- ayak üstünde olmak
- ayak vermek
- ayak yapmak
Birleşik Kelimeler: ayakaltı, ayak atışı, ayak bağı, ayakbastı, ayak bileği, ayak divanı, ayak hatası, ayak havlusu, ayak işi, ayak izi, ayakkabı, ayak keseri, ayak kirası, ayak oyunu, ayak perde, ayak satıcısı, ayak tabanı, ayaktakımı, ayak tarağı, ayak tedavisi, ayak tenisi, ayak teri, ayak topu, ayakucu, ayak ucu, ayaküstü, ayaküzeri, ayakyolu, ayağı bağlı, ayağı uğurlu, ayağı üzengide, ayağına çabuk, ağırayak, altıncı ayak, arka ayak, beşinci ayak, bir ayak evvel, birinci ayak, çatal ayak, dördüncü ayak, dört ayak, düzayak, giderayak, gömme ayak, ikinci ayak, kırkayak, önayak, ön ayak, sacayak, takma ayak, üçayak, üçüncü ayak, yalancı ayak, yalın ayak, yarım ayak, tepeden ayağa, danaayağı, domuzayağı, duvar ayağı, eli ayağı düzgün, göl ayağı, horozayağı, itayağı, kazayağı, kediayağı, kurtayağı, sacayağı, tavşanayağı, tavukayağı, turnaayağı, eline ayağına çabuk
KAYAK
- Kar, su veya çim üzerinde kaymak için ayağa takılan araç, ski
- Bu aracı kullanarak yapılan spor
Birleşik Kelimeler: kayakevi, tekerlekli kayak, asfalt kayağı, çim kayağı, su kayağı
UYAK
- Şiirde dizelerin sonunda tekrarlanan ve aynı ahengi veren heceler veya aynı görevde olmayan ancak benzeşen sesler, kafiye
Birleşik Kelimeler: iç uyak, yarım uyak
KANYAK (Kelime Kökeni: Fransızca cognac)
- Konyak
TİRYAK (Kelime Kökeni: Arapça tiryāḳ)
- Bitkisel, hayvansal ve madensel maddelerin karışımından yapılan macun, panzehir
KIYAK
-
Benzerlerinden üstün olan, çok güzel, mükemmel
Kıyak bir koşu atı. Kıyak bir söz.
- Hoşgörü, ayrıcalık tanıma
- Güzel, biçimli, yakışıklı, düzgün giyimli
-
Kıyıcı, zalim, gaddar
Hırsızların en kıyağı, kaçakçıların en gözü karası hep burada. - Necip Fazıl Kısakürek
Ata Sözleri ve Deyimler
- kıyak geçmek (veya çekmek veya yapmak)
- kıyak kaçmak
Birleşik Kelimeler: kafası kıyak
KOYAK
-
Vadi
Bir koyağa girip küçük bir çalılığa saklandılar. - Yaşar Kemal
- Karalarda akarsu aşındırmasıyla oluşmuş, bir yöne doğru eğimli, uzunluğuna çukurluk
-
Dağlar ve kayalıklarda oluşmuş doğal çukur
Yaylasını koyak koyak gezerim - Halk türküsü
SİYAK (Kelime Kökeni: Arapça siyāḳ)
- Sözün gelişi, anlatım biçimi
Birleşik Kelimeler: siyakusibak, sibakusiyak
KONYAK (Kelime Kökeni: Fransızca cognac)
-
İspirto derecesi yüksek, özel kokulu, kiremit renginde bir içki türü, kanyak
Senin için bir şişe rakı, kendime de konyak aldım. - Refik Halit Karay
MANYAK (Kelime Kökeni: Fransızca maniaque)
- Maniye yakalanmış (hasta)
- Gülünç, garip, şaşırtıcı davranışları olan (kimse)
- `Aptal, çılgın, dengesiz, deli` anlamlarında bir seslenme sözü
DAYAK
- Bir insanı veya bir hayvanı dövme işi, sopa, patak, kötek
Ata Sözleri ve Deyimler
- dayağa idmanlı olmak
- dayak atmak
- dayak cennetten çıkmıştır
- dayak yemek
Birleşik Kelimeler: dayak arsızı, dayak düşkünü, dayak kaçkını, meydan dayağı, sıra dayağı
- Bir şeyin yıkılmaması için dayanan ağaç, destek, payanda
-
Evlerin kapısının açılmaması için kapının arkasına konulan kol, destek, sürgü
Evimin dayağı, direğisin kara oğlum. - Emine Işınsu
Birleşik Kelimeler: duvar dayağı
İNSİYAK (Kelime Kökeni: Arapça insiyāḳ)
-
İçgüdü
Çok geçmeden haber çıkacağını kadınlık insiyakıyla derhâl sezmişti. - Refik Halit Karay
ŞAYAK (Kelime Kökeni: Rumca)
-
Kaba dokunmuş, dayanıklı bir çeşit yün kumaş
Arkasında siyah şayaktan bir sivil elbise vardı. - Reşat Nuri Güntekin
-
Bu kumaştan yapılmış elbise
Beyaz şayaklar giymiş, kuvvetli, güzel, genç bir âşık. - Ömer Seyfettin
KIRKAYAK
- Eklem bacaklıların çok ayaklılar sınıfına giren, taşların altında yaşayan, vücudu yuvarlak ve uzun bir böcek (Julus terrestris)
- Kasık biti