Ya ile Başlayan 5 Harfli Kelimeler

YA harfleri ile başlayan 5 harfli 109 kelime bulunuyor. Başında YA olan 5 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "ya ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde Ya olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

YAĞCI18, YAĞIŞ18, YAĞIZ18, YAVUZ17, YAĞSI16, YAVAŞ16, YAPIŞ15, YAĞIR15, YAĞLI15, YAĞMA15, YAVSI15, YAZGI15, YABGU14, YAĞAR14, YAHŞİ14, YAYGI14, YAZIŞ14, YAVRU14, YAPAY13, YAPIM13, YAFTA13, YAHEY13, YAYIŞ13, YAVER13, YAVAN13, YAMÇI12, YANGI12, YAPIK12, YAPIT12, YAPMA12, YALPI12, YAHUT12, YAZIM12, YARGI12, YAMAÇ11, YANCI11, YANIŞ11, YAPAK11, YALPA11, YAHNİ11, YAKIŞ11, YALIZ11, YAYIM11, YAZIK11, YAZIN11, YAZIR11, YAZIT11, YAZMA11, YARIŞ11, YAŞAM11, YAŞIT11, YAŞLI11, YATÇI11, YATIŞ11, YALAZ10, YARAŞ10, YAYIK10, YAYIN10, YAYLI10, YAYMA10, YAZAR10, YASSI10, YABAN9, YAMUK9, YANAY9, YANSI9, YAKIM9, YALIM9, YARDA9, YAYAN9, YAYLA9, YARIM9, YASLI9, YASMA9, YATAY9, YATIM9, YATSI9, YAMAK8, YAMAN8, YANIK8, YANIT8, YANKI8, YANLI8, YANMA8, YALIN8, YAKIN8, YAKIT8, YAKMA8, YAKUT8, YARIK8, YARIN8, YARMA8, YASAK8, YASAL8, YASİN8, YATIK8, YATIR8, YATMA8, YANAK7, YANAL7, YARAK7, YARAN7, YAKİN7, YALAK7, YALAN7, YARAR7, YAREN7, YARKA7, YATAK7

YANAK

[isim]

  • Yüzün göz, kulak ve burun arasındaki bölümü

    Dedim dilber yanakların kızarmış / Dedi çiçek taktım gül yarasıdır - Âşık Ömer

  • Lastik tekerlekli taşıtlarda lastiğin jant ile yere temas eden bölümü arasında kalan yan yüzeyi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yanağına kan gelmek
  • yanağından kan damlamak

Birleşik Kelimeler: yanak yanağa

YANAL

[sıfat]

  • Yanda olan, yana düşen

[halk ağzında]

  • Alaca, iki renkli

    O dalın ucunda bir yanal alma / Almasını al da dalını yolma - Halk türküsü

Birleşik Kelimeler: yanal yüzey

YARAK

[isim]

[eskimiş]

  • Silah

[kaba konuşmada]

  • Erkeklik organı

Birleşik Kelimeler: dalyarak

YÂRAN (Kelime Kökeni: Farsça yārān)

[isim]

  • Dostlar

    Durup el bağlayalar yâran saf saf - Baki

[tarih]

  • Bir amaç çevresinde toplanmış veya aynı amacı güttükleri için bir araya gelmiş olanların tümü

    Rusçuk yâranı. Malta yâranı.

YAKİN (Kelime Kökeni: Arapça yaḳīn)

[isim]

[eskimiş]

  • Sağlam, kesin bilgi
  • Bir şeyi iyice, kesinlikle bilme

YALAK

[isim]

  • Hayvanların su içtikleri taş veya ağaçtan oyma kap

    Bir de hayvanları sulamak için yalak vardı. - Halikarnas Balıkçısı

  • Akan suyun çevreye sıçramasını veya akıp gitmesini önlemek için çeşme, musluk vb.nin altına konulan delikli taş tekne

    Az ileride yolun solunda, küçük bir çeşmenin suyu, önündeki yalağa dökülüyordu. - Necati Cumalı

[coğrafya]

  • Buz yalağı

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Boşboğaz, söz taşıyan

Birleşik Kelimeler: buz yalağı

YALAN

[isim]

  • Doğru olmayan, gerçeğe uymayan söz, kıtır

    Yalanı en güzel kullanmış olanlar eski Şarklılardır. - Ahmet Haşim

  • Yalancı kimse

    Yalansın bizim oğlan.

[sıfat]

  • Uydurma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yalana şerbetli olmak
  • yalan atmak (veya kıvırmak)
  • yalan çıkmak
  • yalanı çıkmak
  • yalanını yakalamak (veya tutmak)
  • yalan yere
  • yalan yere yemin etmek

Birleşik Kelimeler: yalan dolan, yalan dünya, yalan haber, yalan makinesi, yalan yanlış, beyaz yalan, katmerli yalan, kuyruklu yalan

YARAR

[isim]

  • Bir işten elde edilen iyi sonuç, fayda, avantaj

    Al takke ver külah, kırsal kesimi çocuğunu okutmanın yararına inandırdık. - Attila İlhan

  • Çıkar

    Kızılay yararına bir balo.

[sıfat]

  • Yarayan, elverişli, uygun

    Sanat yalnız insanları ıslah etmeye yarar bir vasıtadır. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yararı dokunmak
  • yararı olmak

Birleşik Kelimeler: kamu yararı

YÂREN (Kelime Kökeni: Farsça yārān)

[isim]

  • Arkadaş, yakın dost

    Görmeye gelenleri, hâl hatır soranları / Sevgili yârenleri görmez olasın bir gün - Yunus Emre

  • Dostların oluşturduğu topluluk

Birleşik Kelimeler: yârenbaşı

YARKA (Kelime Kökeni: Bulgarca)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Büyük piliç

YATAK

[isim]

  • Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek

    Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım. - Refik Halit Karay

  • Yün, pamuk, kuş tüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte
  • Üzerine şilte konulan karyola, somya, kerevet vb

[coğrafya]

  • Irmak, çay, dere vb.nin, içinde aktıkları yer, akak, mecra

    Meyveler kızarmadan dalı üstünde soldu / Irmak yatağı kumsal, kırlar dikenlik oldu - Faruk Nafiz Çamlıbel

  • Katmanlaşmış herhangi bir madde yığını

    Çakıl yatağı.

  • Bir şeyin çok bulunduğu yer

    Yeşil sarıklı evliya yataklarının huzurunda gibiyim. - Refik Halit Karay

  • Maden veya fosil ocaklarında birbirini izleyen iki maden, taş veya kömür tabakası arasında uzanan damar
  • Çanak biçimindeki bir havzada veya buna benzer bir oluşumda toplanmış petrol birikintisi
  • Gizli barınak veya bir suçluyu gizlice barındıran yer

    Hırsız yatağı. Eşkıya yatağı.

  • Makinelerde hareketli bölümleri içine alan hareketli veya sabit parça

    Namlu yatağı. Eksen yatağı.

  • Fideleri gömmek için toprakta açılan çukur
  • Turunçgilleri ve yumurta vb. ürünleri korumak üzere saman vb.nden yararlanılarak yapılan yer

[hayvan bilimi]

  • Katmanlı bir kaya bütününde maden filizi veya taş döküntüsünden oluşan çok ince tabaka

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yatağa (veya yataklara) düşmek
  • yatağa bağlamak
  • yatağa bağlanmak
  • yatağa serilmek
  • yatağına girmek
  • yatağını ayırmak
  • yatak çekmek
  • yatak yapmak (veya sermek)
  • yatak yorgan yatmak

Birleşik Kelimeler: yatak başlığı, yatak çarşafı, yatakhane, yatak liman, yatak limonu, yatak mobilya, yatak odası, yatak örtüsü, yatak takımı, yatak yarası, ağ yatak, bilyeli yatak, ikili yatak, metal yatak, dere yatağı, döl yatağı, gemi yatağı, hırsız yatağı, ızgara yatağı, maden yatağı, muylu yatağı, su yatağı, yer yatağı

YAMAK

[isim]

  • Bir işte yardımcı olarak çalışan erkek

    Eli yüzü düzgün, işgüzar bir yamağı mektupçu efendinin yanına kapılandıracaklar... - Ercüment Ekrem Talu

[tarih]

  • Yeniçeri Ocağında topçu ve humbaracı gibi askerî kuruluşlarda aday olarak bulunan kimse

[mecaz]

  • Birinin etkisinde kalarak onun sözünden çıkmayan kimse

Birleşik Kelimeler: ağa yamağı

YAMAN

[sıfat]

  • Güç, etki veya beceri bakımından alışılmışın üzerinde olan (kimse)

    Sen yaman bir inkılapçı olacaksın Yıldız. - Aka Gündüz

  • Kötü, korkulan (kimse)
  • Alışılmadık, olağanın dışında

    Köhne çatısı yaman bir gürültü ile birdenbire sarsıldı. - Ercüment Ekrem Talu

YANIK

[sıfat]

  • Yanmakta olan

    Binada yanık lamba bırakmayın.

  • Yanmış olan

    Yanık soğan kokulu bir buhar odayı dolduruyordu. - Reşat Enis

  • Rengi koyulaşmış

    Kocaman hasır şapkalarının altında sarı saçları uçan, yanık iki genç kız. - Sait Faik Abasıyanık

  • Sıkıntı veya hastalıktan iyi gelişmemiş, kavruk

    Yanık bir çocuk.

  • Verimsiz, kıraç duruma gelmiş olan

[mecaz]

  • Bıkkın, üzüntülü, dertli

[mecaz]

  • Duygulu, dokunaklı, acılı, etkili

    Aşk söyletir en yanık türküleri / Ay buluta girdiği gecelerde - Cahit Sıtkı Tarancı

[isim]

  • Yanmış yer, yanmış olan yerde kalan iz

    Halıdaki yanığı ördürmeli.

[isim]

  • Herhangi bir ısıdan meydana gelen doku bozukluğu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yanık kokmak

Birleşik Kelimeler: yanık rüzgâr, yanık ses, bağrı yanık, karayanık, yüreği yanık, amele yanığı, gece yanığı, güneş yanığı

YANIT

[isim]

  • Cevap

    Türk Eli'nin uluları bu sorulara akıllıca ve gerçekçi yanıtlar bulamıyorlardı. - Nezihe Araz

[kimya]

  • Canlı organizmaların tedavi veya diğer nedenlerle maruz kaldığı maddelere, durumlara karşı gösterdiği tepkime, reaksiyon

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yanıt vermek

Birleşik Kelimeler: yanıt hakkı