Y ile Başlayan 5 Harfli Kelimeler
Y harfleri ile başlayan 5 harfli 233 kelime bulunuyor. Başında Y olan 5 harfli kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "y ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde Y olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
YIĞIŞ19,
YİRİK
- Yarık, yırtık
- Üst dudağı yarık olan (kimse)
YİTİK
- Kayıp olan şey
-
Kaybedilmiş, yitirilmiş
Şikâyet etmeden yükünü çektiği yitik bir yaşamı olmalıydı. - Çetin Altan
YETKİ
-
Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet
Büyük Millet Meclisi Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmişti. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- yetki vermek
Birleşik Kelimeler: yetki belgesi, yetki devri, yetki gasbı, sınırsız yetki, takdir yetkisi, yargı yetkisi, yasama yetkisi
YELEK
-
Ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi
Sağ elini yelek cebine attı. - Ömer Seyfettin
-
Okun yay kirişine takılan bölümündeki tüy
Ok yeleği.
- Kuş kanadının büyük tüyü, telek
Birleşik Kelimeler: çelik yelek, bağır yeleği, can yeleği, cankurtaran yeleği, ikaz yeleği
YELİN
- İnek, manda, koyun vb. hayvanlarda memenin süt toplanan bölümü
YELLİ
-
Yeli çok olan, rüzgârlı
Yelli bir tepe.
- Çok yellenen
- İşveli, fıkırdak
YENİK
-
Yenmiş, aşınmış
Önümüzde sakat ve her tarafı yenik masacıklar duruyor. - Refik Halit Karay
-
Bir hayvanın veya böceğin bir şeyi yiyerek o şeyde bıraktığı iz
Boynunda pire yenikleri vardı. - Sait Faik Abasıyanık
Birleşik Kelimeler: bityeniği, bit yeniği, güve yeniği, kurtyeniği, kurt yeniği
- Savaş veya yarışmada yenilmiş, mağlup
Ata Sözleri ve Deyimler
- yenik düşmek
- yenik saymak
YENLİ
-
Yenleri olan
Geniş yenli gömlek.
YEREL
- Yöresel
- Gözlem yerine veya gözlemcinin bulunduğu yere göre tanımlanan
- Sınırlı bir yerle ilgili olan, mevzii, lokal
Birleşik Kelimeler: yerel ağ, yerel korozyon, yerel radyo, yerel saat, yerel televizyon, yerel yayın, yerel yönetim
YERLİ
-
Taşınamayan, başka yere götürülemeyen
Yerli dolap. Yerli sedir.
-
Yurt içinde yapılan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan
Yerli halıları gördüm, koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
-
Belli bir bölgede yetişen, otokton
Yerli muz. Yerli meyve.
- Bir yerin ilk sakini olan, otokton
-
Oturduğu bölgede doğup büyüyen, ataları da orada yaşamış olan
Daha önceki gidişinde kendini yerli halka sevdirmişti. - Eflâtun Cem Güney
- Amerika, Avustralya ve Afrika'nın uygarlıktan uzak, ilkel biçimde yaşayan kimi halklarına verilen ad
Birleşik Kelimeler: yerli dolap, yerli malı, yerli yerinde, yerli yerine, yerli yersiz, baba yerli
YETER
- İhtiyacı karşılayacak kadar olan, kâfi
- ünl. “Kâfi, yetişir, yeterli” anlamlarında bir söz
Ata Sözleri ve Deyimler
- yeter derecede
- yeteri kadar
Birleşik Kelimeler: yeter sayı
YETİK
- Yetişmiş, erişmiş, büyümüş
- Bilgili, olgun (kimse)
Birleşik Kelimeler: aklı yetik
YETKE
-
Otorite
Saçmalama özgürlüğüme hiç kimsenin, hiçbir yetkenin karışamayacağına sevindim. - Tomris Uyar
- Yeterliğine herkesi inandırarak bir kimsenin kendisine sağladığı itaat ve güven, otorite, sulta, velayet
YEKTA (Kelime Kökeni: Farsça yektā)
- Tek, eşsiz
YANAK
-
Yüzün göz, kulak ve burun arasındaki bölümü
Dedim dilber yanakların kızarmış / Dedi çiçek taktım gül yarasıdır - Âşık Ömer
- Lastik tekerlekli taşıtlarda lastiğin jant ile yere temas eden bölümü arasında kalan yan yüzeyi
Ata Sözleri ve Deyimler
- yanağına kan gelmek
- yanağından kan damlamak
Birleşik Kelimeler: yanak yanağa