Vurma ile Başlayan Kelimeler

VURMA ile başlayan 3 kelime bulunuyor. Başında VURMA olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Vurma kelimesinin anlamı nedir? Vurma ile biten kelimeler. İçinde vurma olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

VURMALI16

6 Harfli Kelimeler

VURMAK14

5 Harfli Kelimeler

VURMA13

VURMA

[isim]

  • Vurmak işi

    O adi herife vurmana içerlemiş de değilim. - Ahmet Ümit

Birleşik Kelimeler: başvurma, usa vurma

VURMAK

[-e]

  • Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak

    Masaya vurmak. Birinin başına vurmak.

[-i]

  • Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak

    Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara giriyor. - Refik Halit Karay

  • Etkisi bir yere kadar uzanmak
  • Duyulmak, hissedilmek
  • Üzerinde görünmek, üzerine düşmek, yansımak, aksetmek

    Yıkık damından içeriye parça parça güneş vurur. - Refik Halit Karay

  • Olumsuz yönde etkilemek

    Kriz kitap dünyasını da vurdu.

[-e]

[-i]

  • Hızla değmek, çarpmak

    Kolumu duvara vurmuşum.

  • Sürmek

    Duvara boya, tahtaya cila vurmak. Yakı vurmak.

  • Takmak, koymak, bağlamak

    Seni buradan ellerine kelepçe, ayaklarına zincir vurup öyle götürecekler! - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bağlama, ilişkilendirmek

    Bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığına vurarak etrafını alırlar. - Refik Halit Karay

  • Olduğundan başka biçimde görünmek

    Deliliğe vurmak.

[nesnesiz]

  • Batıcı veya kesici cisimleri saplamak, kakmak

    Bıçak vurmak.

[nesnesiz]

  • Uygulamak, basmak, koymak

    Damga vurmak.

  • Ses çıkarmak, ses vermek, çalmak

[-i]

  • Amaçladığı şeye rast getirmek

[-i]

  • Hızla çarpmak

    Ayağını güm güm yere vurarak.

[-i]

  • Silahla yaralamak, öldürmek

    Bir gün kızı kurtarmışlar, ayıyı vurmuşlar. - Halide Edip Adıvar

  • Dokunmak, hasta etmek

    Bizim evin bacası çekmiyor. Bütün kış, maaile kömür vuruyor bizi bu yüzden. - Nazım Hikmet

[nesnesiz]

  • Soğuk, dolu vb. ürünlere zarar vermek

    Dolu, bu yıl ekinlerin çoğunu vurmuş. - Fikret Otyam

[nesnesiz]

  • Kalp, vuru durumunda olmak, çarpmak

    Kalbi öylesine kopacakmış gibi vuruyordu. - Haldun Taner

  • Piyango vb. çıkmak, isabet etmek

[-i]

  • Desteklemek, dayamak

    Akşam olunca kapının desteğini vurduk.

  • Çıkmak

    Su dışarı vurdu.

  • Sırtına, omzuna yerleştirmek

    Hamalın biri sırtına koca bir ayna vurmuş götürüyordu. - Haldun Taner

  • Bir şeyi başka bir şey üzerine koymak
  • Tavla oyununda pulu kırmak

[mecaz]

  • Manevi olarak yaralamak

[argo]

  • İçki içmek

[argo]

  • Kadeh tokuşturmak

[-i]

[argo]

  • Herhangi bir biçimde haksız yoldan para almak, soymak

    Birinin on milyon lirasını vurmak.

[-e]

[-i]

[matematik]

  • Çarpma işlemini yapmak

    İkiyi dörde vurursak sekiz eder.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vur abalıya
  • vur aşağı tut yukarı
  • vur dediyse öldür demedi
  • vurduğu yerden ses gelmek
  • vurdukça tozumak
  • vur patlasın, çal oynasın
  • vurup kafayı yatmak (veya uyumak)

Birleşik Kelimeler: vurkaç, vurtut, başvurmak, dışa vurum

VURMALI

[sıfat]

  • Vurularak çalınan (çalgı)

Birleşik Kelimeler: vurmalı çalgılar, vurmalı sazlar