VURGUNCU ile Oluşan Kelimeler (VURGUNCU Kelime Türetme)

VURGUNCU harflerinden oluşan 11 kelime bulunuyor. VURGUNCU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Vurguncu kelimesinin anlamı nedir? Vurguncu ile başlayan kelimeler. İçinde vurguncu olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

VURGUNCU24

6 Harfli Kelimeler

VURUCU18, VURGUN18

5 Harfli Kelimeler

VURGU17

4 Harfli Kelimeler

VURU12, GURU10, UNCU9

3 Harfli Kelimeler

NUR4, RUN4

2 Harfli Kelimeler

UN3, UR3

UN

[isim]

  • Öğütülerek toz durumuna getirilmiş tahıl ve başka besin maddeleri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • un ufak etmek
  • un ufak olmak
  • ununu elemek, eleğini asmak

Birleşik Kelimeler: un çorbası, un helvası, esmer un, has un, özlü un, balık unu, buğday unu, et unu, galeta unu, kan unu, mısır unu, pirinç unu, soya unu, yulaf unu

UR

[isim]

[tıp]

  • Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, bağa, tümör, neoplazma, Çingene ahtapotu, vejetasyon

    Yalnız yağ birikintisinden ibaret bir bez, bir nevi ur, hayatı tehdit edecek bir şey değil! - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: ur kaplama, yağ uru

NUR (Kelime Kökeni: Arapça nūr)

[isim]

  • Aydınlık, ışık, parıltı, ziya
  • İlahi bir güç tarafından gönderildiğine inanılan parlaklık

    Kuru Kadı okurken önündeki mezarın bir yeşil nurla tutuştuğunu gördü. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nur gibi
  • nur içinde yatsın
  • nur inmek
  • nur ol!
  • nur topu gibi
  • nuruaynım
  • nuruçeşmim
  • nurudidem

Birleşik Kelimeler: nur yüzlü, gemici nuru, göz nuru

RUN (Kelime Kökeni: Fransızca run)

[isim]

  • III-XIII. yüzyıllarda İngiliz İskandinav dillerinde kullanılan alfabenin harflerinin her biri
  • Göktürk yazıtlarında kullanılan yazı türünün harflerinden her biri

UNCU

[isim]

  • Un satan kimse

GURU (Kelime Kökeni: Sanskrit)

[isim]

  • Brahmacı eğitimde, yüksek kasttan gençleri ve öğrencileri yetiştiren, manevi gücünün en yüksek noktada olduğuna inanılan kimse
  • Pir

VURU

[isim]

  • Kalbin, gevşeyip kasılmasından ileri gelen atım hareketi

VURGU

[isim]

[dil bilgisi]

  • Konuşma, okuma sırasında bir hece veya kelime üzerine diğerlerinden daha farklı olarak yapılan baskı, aksan

Birleşik Kelimeler: vurgu uzunluğu, vurgu oyun, gevşek vurgu, ön vurgu, tonlu vurgu, kelime vurgusu, sözcük vurgusu

VURUCU

[sıfat]

  • Silah attığında hedefini vuran

[mecaz]

  • Etkileyici

Birleşik Kelimeler: vurucu güç, vurucu tim, başvurucu

VURGUN

[isim]

  • Kolayca ve haksız ele geçen kazanç
  • Sıcak, soğuk, dolu vb. etkilerle ürünlerde görülen zarar

    Dolu vurgunu elma.

  • Çok derinlerdeki suyun basıncı dolayısıyla iki akıntı arasında sıkışıp kalma, düzenli hava alıp verememe, birden su yüzüne çıkma vb. durumlarda dalgıcın uğradığı inme veya ölüm

[sıfat]

  • Silahla yaralanmış olan

[sıfat]

[mecaz]

  • Birine veya bir şeye vurulmuş, bağlanmış, sevmiş olan, sevdalı, âşık, meftun

    Onun da kendisine vurgun olduğuna gönülden inanmaktadır. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vurgun (veya vurgunu) vurmak
  • vurgun yemek

VURGUNCU

[sıfat]

[ticaret]

  • Para dalgalanmalarından yararlanarak kolay yoldan kazanç elde eden, alavereci, muhtekir, ihtikârcı, spekülatör

    Yukarıdaki hikâyemin kahramanlarıyla dolu binbir çarşıda, binbir vurguncuyu yakalamak imkânsızdır. - Sait Faik Abasıyanık

  • Yolsuz bir biçimde kazanç elde eden

    Halkın vurguncuya, karaborsacıya hıncı vardır. - Orhan Veli Kanık