VUKUFSUZ ile Oluşan Kelimeler (VUKUFSUZ Kelime Türetme)
VUKUFSUZ harflerinden oluşan 12 kelime bulunuyor. VUKUFSUZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Vukufsuz kelimesinin anlamı nedir? Vukufsuz ile başlayan kelimeler. İçinde vukufsuz olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
8 Harfli Kelimeler
VUKUFSUZ27
7 Harfli Kelimeler
UFUKSUZ20
5 Harfli Kelimeler
VUKUF19
4 Harfli Kelimeler
UZUV15, UFUK12, VUKU12, KUZU9
3 Harfli Kelimeler
KUZ7
2 Harfli Kelimeler
UF9, UZ6, SU4, US4
SU
- Hidrojenle oksijenden oluşan, sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab
-
Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu
Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı. - Falih Rıfkı Atay
-
Meyve, sebze vb.nin sıkılmasıyla elde edilen sıvı
Portakal suyu. Domates suyu.
-
Bazı kokulu yaprak veya çiçeklerin imbikten çekilmesiyle elde edilen kokulu sıvı
Çiçek suyu. Gül suyu.
-
Yemeğin sıvı bölümü
Belki de iki bardak turşu suyu içecek. - Sait Faik Abasıyanık
-
Kez
Meyveleri iki su yıka.
-
Demir araçları ateşte kızdırdıktan sonra, suya daldırılarak sağlanılan sertlik
Bu bıçağın suyunu iyi vermemişler.
Ata Sözleri ve Deyimler
- su almak
- su basmak
- su çekmek
- sudan çıkmış balığa dönmek
- sudan geçirmek
- suda pişmiş
- su dökmek
- su dökünmek
- su etmek
- su gelmek
- su gibi
- su gibi akmak
- su gibi aziz ol!
- su gibi bilmek (veya okumak)
- su gibi ezberlemek
- su gibi gitmek
- su gibi olmak
- su gibi terlemek
- su görmemiş
- su götürür yeri olmamak
- su içinde
- su içinde kalmak
- su iktiza etmek
- su kaçırmak
- su kapmak
- su katılmamış
- su kesmek
- su koyuvermek
- su küçüğün, söz (veya sofra veya yemek) büyüğün
- sular kararmak
- sular seller gibi
- su sabun görmemek
- su uyur, düşman uyumaz
- su vermek
- suya düşmek
- suya göstermek
- suya götürüp susuz getirmek
- su yapmak
- suya sabuna dokunmamak
- suya salmak
- suyu baştan (veya başından) kesmek
- suyu çıkmak
- suyu getiren de bir, testiyi kıran da
- suyu görünce teyemmüm bozulur
- suyu ısınmak (veya kaynamak)
- suyu kesilmiş değirmene dönmek
- suyu mu çıktı?
- suyuna gitmek
- suyun akıntısına gitmek
- suyuna tirit
- suyun başı
- suyunca gitmek
- suyu nereden geliyor?
- suyunu almak
- suyunu çekmek
- suyunun suyu
- suyu seli kalmamak
- su yürümek
- su yüzü görmemiş
- su yüzüne (veya üstüne) çıkmak
- su yüzüne çıkmak
Birleşik Kelimeler: su akrebi, su altı, su askıları, su aygırı, su baldıranı, su bardağı, subasar, su basıncı, su baskını, su bidonu, su bilgisi, su bilimi, su biti, su bitkileri, su bombası, su borusu, su boyası, su böceği, su bölümü çizgisi, su böreği, su cenderesi, su çıkrığı, suçiçeği, su çulluğu, su damarı, su değirmeni, su deposu, su dolabı, su düzeyi, sugötürmez, su hattı, su ısıtıcısı, suibriği, su kabağı, su kabı, su kamışı, su karanfili, su kayağı, su kaybı, su kaydırağı, su keleri, su kemeri, su kesesi, su kesimi, su keteni, su kızağı, su kireci, su korkusu, su küre, su mantarları, su mercimeği, su mermeri, su muhallebisi, su nanesi, suoku, suölçer, su örümceği, su parkı, superisi, su piresi, su rezenesi, su saati, su samuru, susarımsağı, su sarnıcı, su sayacı, su seviyesi, su sığırı, su sineği, suşeridi, su tabakası, su tankeri, su tası, su taşkını, su tavuğu, su tedavisi, su terazisi, su teresi, su testisi, su topu, su tulumbası, su türbini, su ürünleri, su yatağı, su yelvesi, su yılanı, suyolu, su yolu, su yoncası, su yosunu, su yuvarı, sudan ucuz, acı su, ağır su, akarsu, aksu, atık su, bağlı su, basınçlı su, bengi su, iç su, kaba su, karasu, kara su, küllü su, oksijenli su, öz su, pis su, serbest su, sert su, tatlı su, tazyikli su, yumuşak su, havadan sudan, altın suyu, arpa suyu, bel suyu, besi suyu, bulaşık suyu, cam suyu, can suyu, çamaşır suyu, çiçek suyu, çilek suyu, deniz suyu, dirim suyu, domates suyu, dümen suyu, elma suyu, er suyu, et suyu, gül suyu, ham besi suyu, havuç suyu, ıslatma suyu, içme suyu, imamsuyu, katran suyu, kaya suyu, kaynak suyu, kenar suyu, kibrit suyu, kireç suyu, koruk suyu, kuyu suyu, limon suyu, maden suyu, memba suyu, meyve suyu, nane suyu, portakal suyu, saf su, safra suyu, şalgam suyu, tavuk suyu, turşu suyu, üzüm suyu, vişne suyu, yüzsuyu, zemzem suyu, kara suları, yer altı suları
- Sutaş
US
-
Akıl
Usa ve gerçeğe uygun anlatışlara kulak verenin olmadığı görüldü. - Halikarnas Balıkçısı
Ata Sözleri ve Deyimler
- usuna getirmek
Birleşik Kelimeler: us dışı, us pahası, usa vurma
UZ
- İyi, güzel
- İşe yatkın, becerikli, mahir
Birleşik Kelimeler: eli uz
- Masallarda az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesinde `uzak` anlamında kullanılan bir söz
Birleşik Kelimeler: uzgören, uzgörür, uz iletişim
KUZ
- Gölgede kalan (yan)
KUZU
-
Koyun yavrusu
Belki beş kuzunun derisinden yapılmış, siyah bir kalpak. - Ömer Seyfettin
- Bir meyve ve sebzeye bitişik olan küçük meyve veya sebze
- Deneyimsiz, toy kimse
Ata Sözleri ve Deyimler
- kuzu çevirmek
- kuzu gibi
- kuzu gibi olmak
- kuzu kesilmek
- kuzum!
- kuzu postuna bürünmek
Birleşik Kelimeler: kuzu dişi, kuzu eti, kuzugöbeği, kuzu ıspanak, kuzu kapama, kuzu kapısı, kuzu kestanesi, kuzukulağı, kuzu kuzu, kuzu mantarı, kuzu pıtrağı, kuzu sarmaşığı, kınalı kuzu, ana kuzusu, kaptanpaşakuzusu, süt kuzusu
UF (Kelime Kökeni: ünl.)
-
Acı, sızı duyulduğunda veya sıkıntılı bir durumda söylenen bir söz
Uf, parmağım yandı!
Ata Sözleri ve Deyimler
- uf olmak
UFUK (Kelime Kökeni: Arapça ufḳ)
-
Düz arazide veya açık denizde gökle yerin birleşir gibi göründüğü yer, çevren
Geniş çöl ufukları arasında çadırlarımızı kurduk. - Falih Rıfkı Atay
- Çekülün gösterdiği dikey çizgi ile gözlemci üzerinden geçen düzlem, göz erimi
-
Anlayış, kavrayış, görüş, düşünce gücü, ihata
Bu dar zihinlerde, ufku genişlememiş dimağlarda, zaruri olarak faziletler de dardı. - Ömer Seyfettin
- Çevre, dolay
Ata Sözleri ve Deyimler
- ufku daralmak
- ufkunu genişletmek
Birleşik Kelimeler: ufuk çizgisi, ufku dar, ufku geniş
VUKU (Kelime Kökeni: Arapça vuḳūʿ)
- Olma, meydana gelme
Ata Sözleri ve Deyimler
- vuku bulmak
UZUV (Kelime Kökeni: Arapça ʿużv)
-
Organ
Çünkü aşırı soğuk nedeniyle donan bu uzuvların kırılıvermesi için onlara hafifçe bir fiske vurmak yeterliydi. - İhsan Oktay Anar
- Üye
-
Parça
Çocuk, öğrendiği itiyatlar ve dil sayesinde ailesinin bir uzvu hâline gelir. - Mehmet Kaplan
-
Unsur
Aruz, şiir lisanımızın vücudunda bel kemiği gibi esaslı bir uzuvdur. - Yahya Kemal Beyatlı
VUKUF (Kelime Kökeni: Arapça vuḳūf)
-
Anlama, bilme, bilgi
Yazdığı şiirlerin tatsız ve alelade oluşuna mukabil edebiyattaki vukufu derin ve genişti. - Asaf Halet Çelebi
- Biliş
Birleşik Kelimeler: ehlivukuf
UFUKSUZ
- Ufku olmayan
VUKUFSUZ
- Bilgisiz