Vu ile Başlayan Kelimeler

VU ile başlayan 47 kelime bulunuyor. Başında VU olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Vu ile biten kelimeler. İçinde vu olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

VURDUMDUYMAZLIK36

12 Harfli Kelimeler

VURDUMDUYMAZ32

11 Harfli Kelimeler

VUZUHSUZLUK32, VUKUFSUZLUK31, VURGUNCULUK28, VURUŞKANLIK23

10 Harfli Kelimeler

VURGULAMAK23

9 Harfli Kelimeler

VULGARİZE23, VURGUNLUK22, VURGULAMA22, VURUCULUK22, VURDURMAK20

8 Harfli Kelimeler

VUZUHSUZ28, VUKUFSUZ27, VURGUSUZ25, VURGUNCU24, VURUŞMAK20, VURUŞKAN19, VURDURMA19, VURUNMAK17, VURULMAK17

7 Harfli Kelimeler

VUKUFLU22, VURGULU20, VURUŞMA19, VURULUŞ19, VURUNTU16, VURUNMA16, VURULMA16, VURMALI16

6 Harfli Kelimeler

VURUCU18, VURGUN18, VUSLAT14, VURTUT14, VURMAK14, VUKUAT14, VUALET13

5 Harfli Kelimeler

VUZUH20, VUKUF19, VULVA18, VURGU17, VURUŞ16, VURAÇ15, VUSUL14, VURUK13, VURMA13

4 Harfli Kelimeler

VUKU12, VURU12

VUKU (Kelime Kökeni: Arapça vuḳūʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Olma, meydana gelme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vuku bulmak

VURU

[isim]

  • Kalbin, gevşeyip kasılmasından ileri gelen atım hareketi

VUALET (Kelime Kökeni: Fransızca vualet)

[isim]

  • Kadınların kullandığı, şapka, taç, toka ve benzerlerinde bulunan, yüzü örten, ince hafif tül

    Bu ince, siyahlı kadın, yüzünü tüller, vualetler gerisine saklamıştır. - Selim İleri

VURUK

[sıfat]

  • Çarpık, çarpılmış

VURMA

[isim]

  • Vurmak işi

    O adi herife vurmana içerlemiş de değilim. - Ahmet Ümit

Birleşik Kelimeler: başvurma, usa vurma

VUSLAT (Kelime Kökeni: Arapça vuṣlat)

[isim]

[eskimiş]

  • Sevgiliye kavuşma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vuslata ermek

VURTUT

[isim]

  • Silahla yaratılan kargaşalık

    O vurtut içinde o da gitti.

[zarf]

  • Uzun uzun çekişerek, sıkı pazarlık ederek

    Vurtut, bir milyon liraya aldım.

VURMAK

[-e]

  • Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak

    Masaya vurmak. Birinin başına vurmak.

[-i]

  • Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak

    Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara giriyor. - Refik Halit Karay

  • Etkisi bir yere kadar uzanmak
  • Duyulmak, hissedilmek
  • Üzerinde görünmek, üzerine düşmek, yansımak, aksetmek

    Yıkık damından içeriye parça parça güneş vurur. - Refik Halit Karay

  • Olumsuz yönde etkilemek

    Kriz kitap dünyasını da vurdu.

[-e]

[-i]

  • Hızla değmek, çarpmak

    Kolumu duvara vurmuşum.

  • Sürmek

    Duvara boya, tahtaya cila vurmak. Yakı vurmak.

  • Takmak, koymak, bağlamak

    Seni buradan ellerine kelepçe, ayaklarına zincir vurup öyle götürecekler! - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bağlama, ilişkilendirmek

    Bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığına vurarak etrafını alırlar. - Refik Halit Karay

  • Olduğundan başka biçimde görünmek

    Deliliğe vurmak.

[nesnesiz]

  • Batıcı veya kesici cisimleri saplamak, kakmak

    Bıçak vurmak.

[nesnesiz]

  • Uygulamak, basmak, koymak

    Damga vurmak.

  • Ses çıkarmak, ses vermek, çalmak

[-i]

  • Amaçladığı şeye rast getirmek

[-i]

  • Hızla çarpmak

    Ayağını güm güm yere vurarak.

[-i]

  • Silahla yaralamak, öldürmek

    Bir gün kızı kurtarmışlar, ayıyı vurmuşlar. - Halide Edip Adıvar

  • Dokunmak, hasta etmek

    Bizim evin bacası çekmiyor. Bütün kış, maaile kömür vuruyor bizi bu yüzden. - Nazım Hikmet

[nesnesiz]

  • Soğuk, dolu vb. ürünlere zarar vermek

    Dolu, bu yıl ekinlerin çoğunu vurmuş. - Fikret Otyam

[nesnesiz]

  • Kalp, vuru durumunda olmak, çarpmak

    Kalbi öylesine kopacakmış gibi vuruyordu. - Haldun Taner

  • Piyango vb. çıkmak, isabet etmek

[-i]

  • Desteklemek, dayamak

    Akşam olunca kapının desteğini vurduk.

  • Çıkmak

    Su dışarı vurdu.

  • Sırtına, omzuna yerleştirmek

    Hamalın biri sırtına koca bir ayna vurmuş götürüyordu. - Haldun Taner

  • Bir şeyi başka bir şey üzerine koymak
  • Tavla oyununda pulu kırmak

[mecaz]

  • Manevi olarak yaralamak

[argo]

  • İçki içmek

[argo]

  • Kadeh tokuşturmak

[-i]

[argo]

  • Herhangi bir biçimde haksız yoldan para almak, soymak

    Birinin on milyon lirasını vurmak.

[-e]

[-i]

[matematik]

  • Çarpma işlemini yapmak

    İkiyi dörde vurursak sekiz eder.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vur abalıya
  • vur aşağı tut yukarı
  • vur dediyse öldür demedi
  • vurduğu yerden ses gelmek
  • vurdukça tozumak
  • vur patlasın, çal oynasın
  • vurup kafayı yatmak (veya uyumak)

Birleşik Kelimeler: vurkaç, vurtut, başvurmak, dışa vurum

VUKUAT (Kelime Kökeni: Arapça vuḳūʿāt)

[isim]

  • Polisi ilgilendiren olay veya olaylar

    Vukuat aramaya giden, hadise çıkmıyor diye üzülen ... bir adamım. - Refik Halit Karay

[eskimiş]

  • Olanlar, olan bitenler

VUSUL (Kelime Kökeni: Arapça vuṣūl)

[isim]

[eskimiş]

  • Ulaşma, varma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vusul bulmak

VURAÇ

[isim]

[spor]

  • Raket

VURUNTU

[isim]

  • Ateşleme bozukluğu veya yanmanın sıra dışı olması sebebiyle bir motorun içinden gelen gürültü

VURUNMA

[isim]

  • Vurunmak işi

VURULMA

[isim]

  • Vurulmak işi

    Kapının hızlı hızlı vurulmasıyla sıçrayarak uyandı. - Ayşe Kulin

VURMALI

[sıfat]

  • Vurularak çalınan (çalgı)

Birleşik Kelimeler: vurmalı çalgılar, vurmalı sazlar