VİŞNEÇÜRÜĞÜ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

VİŞNEÇÜRÜĞÜ harflerini içeren 4 harfli 26 kelime bulunuyor. 4 harfli VİŞNEÇÜRÜĞÜ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

EĞİŞ14, EĞİÇ14, EVİÇ13, İŞVE13, ŞİVE13, VİNÇ13, NÜVE12, REVÜ12, EĞRİ11, EĞİR11, EĞİN11, İĞNE11, EVİN10, ŞERÇ10, VERİ10, ÜÇER9, ÜRÜN8, ÇİNE7, ÇERİ7, ERİŞ7, İNEÇ7, İÇRE7, ŞERİ7, ŞENİ7, ERİN4, ENİR4

ERİN

[sıfat]

  • Ergen

ENİR

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bir tür yaban mersini

ÇİNE

[isim]

  • Aydın iline bağlı ilçelerden biri

ÇERİ

[isim]

[eskimiş]

  • Asker

Birleşik Kelimeler: çeribaşı, yeniçeri

ERİŞ

[isim]

  • Erme işi

    Bu makama eriş, ona, bir devlet reisinin tahtına veya koltuğuna kurulmuş gibi bir his verir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

İNEÇ

[isim]

[jeoloji]

  • Tekne, yukaç karşıtı

İÇRE

[zarf]

[eskimiş]

  • İçinde

    Âlem içre muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi - Muhibbi

ŞERİ (Kelime Kökeni: Arapça şerʿī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • İslam hukukuyla ilgili

ŞENİ (Kelime Kökeni: Arapça şenīʿ)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Kötü, çirkin, alçakça, utanç verici

    En büyük fedakârlığı, en şeni cinayeti de aynı kolaylıkla işlerler. - Ercüment Ekrem Talu

ÜRÜN

[isim]

  • Doğadan elde edilen, üretilen yararlı şey, mahsul
  • Türlü endüstri alanlarında ham maddelerin işlenmesiyle elde edilen şey

[mecaz]

  • Eser

    Cumhuriyet dönemi ressamlarının ürünleri sergilendi.

[mecaz]

  • Bir tutum veya davranışın ortaya çıkardığı şey

Birleşik Kelimeler: ürün yelpazesi, organik ürün, yan ürün, su ürünleri, tekel ürünleri

ÜÇER

[sıfat]

  • Üç sayısının üleştirme sayı sıfatı

    Öksüzün cebindeki son tutam tütünü sardılar, sıra ile üçer nefes çektiler. - Refik Halit Karay

  • Her defasında üçü bir arada olan, her birine üç

Birleşik Kelimeler: üçer beşer

EVİN

[isim]

[halk ağzında]

  • Bir şeyin içindeki öz, lüp
  • Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü, habbe

Ata Sözleri ve Deyimler

  • evin bağlamak

ŞERÇ (Kelime Kökeni: Arapça şerc)

[isim]

[eskimiş]

[anatomi]

  • Anüs

VERİ

[isim]

  • Bir araştırmanın, bir tartışmanın, bir muhakemenin temeli olan ana öge, muta, done
  • Bir sanat eserine veya bir edebî esere temel olan ana ilkeler

    Bir romanın verileri.

  • Gözlem ve deneye dayalı araştırmanın sonuçları

    İstatistik veriler.

  • Bilgi, data

    Eldeki tüm veriler, sızmadan önce gene dayanamayıp onu aradığımı gösteriyor. - Elif Şafak

[matematik]

  • Bir problemde bilinen, belirtilmiş anlatımlardan bilinmeyeni bulmaya yarayan şey

[bilişim]

  • Olgu, kavram veya komutların, iletişim, yorum ve işlem için elverişli biçimli gösterimi

Birleşik Kelimeler: veri bankası, veri dosyası, veri işlem, veri ortamı, veri tabanı, veri toplama, özveri

EĞRİ

[sıfat]

  • Doğru veya düz olmayan, bir noktasında yön değiştiren, çarpık, münhani, doğru karşıtı

    Eğri bir yol.

  • Yay gibi kavislenmiş, eğmeçli, mukavves

    Eğri kılıç.

  • Yatay veya düşey olmayan, bütünüyle bir yana eğilmiş bulunan, eğik, mail

    Eğri bir masa.

[zarf]

  • Yanlış bir biçimde

    Gazetecilik bu oğlum, eğri, doğru yazılıp çıkmalı. - Memduh Şevket Esendal

[isim]

  • Bir olayın şiddetindeki azalış ve çoğalışları gösteren çizgi

    Sıcaklık eğrisi. Hava nemi eğrisi.

[isim]

[matematik]

  • Doğru veya düz olmayan çizgi, yüzey

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eğri (veya eğri gözle) bakmak
  • eğri gemi doğru sefer
  • eğri oturup doğru konuşalım
  • eğrisi doğrusuna gelmek
  • eğriye eğri doğruya doğru

Birleşik Kelimeler: eğri büğrü, eğri çehre, eğri söz, eğri yüz, boynueğri, boynu eğri, dümeni eğri, eteğine eğri, eş sıcak eğrisi, eş yükselti eğrisi, ışık eğrisi, izobar eğrisi, izohips eğrisi, izoterm eğrisi, uzay eğrisi, eğrisiyle doğrusuyla