VİCDANLI Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
VİCDANLI harflerini içeren 4 harfli 25 kelime bulunuyor. 4 harfli VİCDANLI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
AVCI14,
İNAL
- Kendisine inanılan kimse
İLAN (Kelime Kökeni: Arapça iʿlān)
-
Duyuru
Afişte, ilanda yazılı vakit gelmemiş de olsa perde açılacak demekti. - Tarık Buğra
-
Açıkça bildirme, açıkça duyurma
Cumhuriyetin ilanı.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ilan etmek
- ilan vermek
Birleşik Kelimeler: ilanıaşk, ilan panosu, ilan tahtası, duvar ilanı, el ilanı
LAİN (Kelime Kökeni: Arapça laʿīn)
- Lanetlenmiş, melun
Birleşik Kelimeler: şeytanılain
NAİL (Kelime Kökeni: Arapça nāʾil)
- Erişmiş, ele geçirmiş, başarmış, kazanmış, ulaşmış
Ata Sözleri ve Deyimler
- nail olmak
ALIN
- Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü
- Bazı şeylerin önü, ön yüzü
-
Karşı
Güneşin alnında durma.
- Bir ocakta her türlü ayak, galeri, baca, kuyu ve yolun ilerletilmekte olan yüzeyi
Ata Sözleri ve Deyimler
- alın damarı çatlamış
- alna yazılan başa gelir
- alnı açık yüzü ak
- alnına kara sürmek
- alnından öpmek
- alnında yazılmış olmak
- alnını karışlamak
- alnının akıyla
- alnının kara yazısı
Birleşik Kelimeler: alın çatı, alın teri, alın yazısı, alnı açık
ADİL (Kelime Kökeni: Arapça ʿādil)
-
Adaletle iş gören, adaletten, doğruluktan ayrılmayan, hakkı yerine getiren, adaletli
Milletler tarihte fatihlerden fazla adillere bağlıdırlar. - Falih Rıfkı Atay
ADLİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿadlī)
- Adaletle ilgili
Birleşik Kelimeler: adli eczacılık, adli makam, adli merci, adli polis, adli sicil, adli tabip, adli tatil, adli tıp, adli yıl, adli zabıta
NİDA (Kelime Kökeni: Arapça nidāʾ)
-
Çağırma, bağırma, seslenme
Baba, 'ya Allah' nidası ile yerinden zorla, oğluna abanarak kalktı. - Refik Halit Karay
- Ünlem
ADLI
-
... adını taşıyan, isimli
Geçen gün 'Kayıp Mektup' adlı oyunu ikinci kez gördüm. - Nazım Hikmet
- Ünlü, isimli
Birleşik Kelimeler: adlı adıyla, adlı sanlı, eş adlı
ADIL
- Zamir
ACİL (Kelime Kökeni: Arapça ʿācil)
-
Hemen yapılması gereken, ivedi, ivedili, evgin, müstacel
Mühim hadiselerin yanı sıra, acil durumların da şaşmaz adresiydi Celâl. - Elif Şafak
Ata Sözleri ve Deyimler
- acil şifalar dilemek
Birleşik Kelimeler: acil ihtiyaç kredisi, acil servis
ALDI
-
`söylemeye başladı` anlamında kullanılan bir söz
Aldı Kerem. Aldı Köroğlu.
Ata Sözleri ve Deyimler
- al (veya alın) ...
- alaşağı etmek
- al aşağı vur yukarı
- al benden de o kadar
- al birini, vur ötekine (veya birine)
- aldığı abdest ürküttüğü kurbağaya değmemek
- aldı sazı eline
- al gülüm ver gülüm
- alıp başını gitmek
- alıp götürmek
- alıp satmaz görünmek
- alıp sattığı olmamak
- alıp vereceği olmamak
- alıp verememek
- alıp vermek
- alıp yürümek
- al kaşağıyı gir ahıra, yarası olan gocunur (veya gocunsun)
- almadan vermek Allah'a mahsus
- almadığın hayvanın kuyruğunu tutma
- al malın iyisini, çekme kaygısını
- alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste
- al sana bir ... daha
- al takke ver külah
İLCA (Kelime Kökeni: Arapça ilcāʾ)
- Zorlama, zorunda bırakma
Ata Sözleri ve Deyimler
- ilca etmek
C
- Karbon elementinin simgesi
- Romen rakamları dizisinde 100 sayısını gösterir
CAN (Kelime Kökeni: Farsça cān)
- İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık
-
Yaşama, hayat
Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. - Reşat Nuri Güntekin
-
Güç, dirilik
Her şeyde bu mevsime mahsus bir can, bir dirilik kendini gösteriyordu. - Memduh Şevket Esendal
-
Kişi, birey
Benimle beraber dört canız. - Falih Rıfkı Atay
-
İnsanın kendi varlığı, özü
Sağa sola kaçıştık da, canımızı dar kurtardık. - Nazım Hikmet
-
Gönül
Çirkin bana kurban, ben de güzele / Can sever güzeli, maldan ziyade - Karacaoğlan
-
Bektaşilik ve Mevlevilikte tarikat kardeşi
Şeyh çıkınca oradaki canlar da sırasıyla yürüyüp kapıya gelince dönüp baş kestikten sonra dışarı çıkarlar. - Asaf Halet Çelebi
-
Çok içten, sevimli, sevilen, şirin
Alphonse Daudet ilk gençliğimin can yazarlarından biri idi. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- cana (veya canına) can katmak
- cana gelecek mala gelsin
- cana kıymak
- can alacak nokta (veya yer)
- can alıp can vermek
- cana minnet saymak (veya bilmek)
- can atmak
- can başına sıçramak
- can baş üstüne
- can beslemek
- can boğazdan gelir (veya geçer)
- can borcunu ödemek
- can bostanda bitmez
- can bulmak
- can cana, baş başa
- can candan şirindir (veya tatlıdır)
- can canın yoldaşıdır
- can cümleden aziz
- can çekişmek
- can çekişmektense ölmek yeğdir
- can çıkmayınca (veya çıkmadan) huy çıkmaz
- candan geçmek
- can dayanmamak
- can derdinde olmak
- can derdine düşmek
- can gelmek
- canı acımak
- canı ağzına (veya boğazına) gelmek
- canı bayılmak
- canı burnuna (veya burnundan) gelmek
- canı burnundan çıkmak
- canı cana ölçmek
- canı canına (veya içine) sığmamak
- canı cehenneme
- canı çekilmek
- canı çekmek
- canı çıkasıca
- canı çıkmak
- canı çıksın!
- canı gelip gitmek
- canı gelmek
- canı gibi sevmek
- canı gitmek
- canı ile oynamak
- canı ile uğraşmak
- canı istemek
- canı isterse
- canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır
- canım
- canım ciğerim
- canım dese canın çıksın diyor sanmak
- canımın içi
- canımı sokakta bulmadım
- canına acımamak
- canına değmek
- canına ezan okumak
- canına geçmek (veya işlemek veya kâr etmek)
- canına kastetmek
- canına kıymak
- canına minnet (olmak)
- canına okumak
- canına rahmet
- canına susamak
- canına tak demek (veya etmek)
- canına tükürdüğümün (veya üfürdüğümün)
- canına yandığım (veya yandığımın)
- canına yetmek
- canından bezmek (veya bıkmak veya usanmak)
- canından geçmek
- canını acıtmak
- canını almak
- canını bağışlamak
- canını burnundan getirmek
- canını cehenneme göndermek (veya yollamak)
- canını çıkarmak
- canını dar atmak
- canını dişine almak (veya takmak)
- canının derdine düşmek
- canının içine sokacağı gelmek
- canını sıkmak
- canını sokakta bulmamak
- canını vermek
- canını yakmak
- canın isterse
- canı sağ olsun!
- canı sıkılmak
- canı yanan eşek, attan yüğrük olur
- canı yanmak
- canı yerine gelmek
- canı yok mu?
- can kalmamak
- can kaygısına düşmek
- canlar!
- can olmak
- can sıkmak
- can vermek
- can yakmak
Birleşik Kelimeler: can acısı, can alıcı, can arkadaşı, can bunaltısı, canciğer, can çabası, can damarı, can direği, can dostu, can düşmanı, can eriği, canevi, can feda, canfes, can havliyle, can korkusu, cankulağı, can kurban, cankurtaran, can kuşu, can noktası, can pahasına, can pazarı, can sağlığı, can sıkıntısı, can simidi, cansiparane, can sohbeti, can suyu, can tahtası, can yeleği, can yoldaşı, cana yakın, canı burnunda, canı cebinde, canıgönülden, canı pek, canı sıkkın, canı tatlı, canı tez, canıyürekten, canına düşkün, canla başla, babacan