[isim]

• Yıkılmış veya çok harap olmuş yapı

  Viranede oynayan çocukların sesleri gittikçe azalıyor. - Peyami Safa

• Yıkılmış veya yanmış olan yapılardan geriye kalan, yıkıntı

  Kim bilir hangi viranelerden, tarlalardan, bahçelerden ... kucak kucak odun, çalı çırpı toplayıp getiriyor. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

• viraneye çevirmek

[isim]

[denizcilik]

• Ağaç çemberler üzerine örülmüş torba biçimindeki balık ağı

[isim]

• Bir dükkân veya mağazanın dışarıdan camla ayrılan ve mal sergilemek için kullanılan yeri, sergen

  Sarışın bir kız, pastacının vitrinine dikkatle bakıyordu. - Peyami Safa

• İçine konan şeylerin görünmesi için yapılmış camlı dolap

  Vitrinin yan aynasında eşyayı seyreder gibi görünerek kendime de bakıyorum. - Refik Halit Karay

[isim]

• Batı ülkelerinde baron ile kont arasında bir soyluluk unvanı

[isim]

[ticaret]

• Para aktarımı

[isim]

• Bir kitabın sayfalarını süsleyen başlık, süslü harf gibi motif

[sıfat]

[eskimiş]

• Doğuştan (olan)

[isim]

[eskimiş]

• Koruma

Ata Sözleri ve Deyimler

• vikaye etmek

[isim]

• Çanta ve ayakkabı yapılan tabaklanmış dana derisi

[isim]

• Birbirine bağlı kurşun bölmelere yerleştirilmiş renkli cam parçalarından oluşan, saydam pencere süslemesi veya resim

[kimya]

• Vanadyum elementinin simgesi

[sıfat]

• Vidası olan

• Vida ile tutturulmuş

[isim]

• Hekimin hastanedeki hastaları dolaşıp yoklaması

• Muayene için hekime ödenen ücret

  İlk cömert müşterinin vereceği vizitemle ödeyeceğim, tasa çekme! - Refik Halit Karay

[isim]

[müzik]

• Kemana benzer, kemandan büyük bir çalgı, alto

[sıfat]

• Vido ile oynanan

  Vidolu bezik partisi.