Ver ile Başlayan Kelimeler
VER ile başlayan 60 kelime bulunuyor. Başında VER olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ver ile biten kelimeler. İçinde ver olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
VERGİLENDİRİLME28
14 Harfli Kelimeler
VERİMSİZLEŞMEK29, VERGİLENDİRMEK27
13 Harfli Kelimeler
VERİMSİZLEŞME28, VERGİLENDİRME26, VERESİYECİLİK25
12 Harfli Kelimeler
VERNİKLENMEK19
11 Harfli Kelimeler
VERİMSİZLİK22, VERİŞTİRMEK21, VERNİKLEMEK18, VERNİKLENME18
10 Harfli Kelimeler
VERGİCİLİK23, VERESİYECİ22, VERGİLEMEK21, VERİŞTİRME20, VERİMLİLİK17, VERNİKLEME17
9 Harfli Kelimeler
VERGİLEME20, VERYANSIN19, VERNİKSİZ19, VERİCİLİK18, VERECEKLİ18, VERDİRMEK18
8 Harfli Kelimeler
VERGİSİZ22, VEREVİNE20, VERİMSİZ19, VERSİYON18, VERESİYE17, VERDİRME17, VERONİKA15, VERİMKAR15, VERİLMEK15, VERNİKLİ14
7 Harfli Kelimeler
VERGİCİ20, VERGİLİ17, VERİLİŞ16, VERECEK16, VERNİYE15, VERANDA15, VERİMLİ14, VERİLME14, VERASET14, VEREMLİ14, VERİNTİ13
6 Harfli Kelimeler
VERKAÇ15, VERİCİ15, VERMUT14, VERMEK13, VERESE13, VERNİK12
5 Harfli Kelimeler
VEREV17, VERGİ15, VERİŞ14, VERDİ13, VERME12, VERİM12, VEREM12, VERİT11
4 Harfli Kelimeler
VERE10, VERİ10
VERE (Kelime Kökeni: Sırpça)
- Bir kalenin veya tahkim edilmiş bir yerin teslimi
VERİ
- Bir araştırmanın, bir tartışmanın, bir muhakemenin temeli olan ana öge, muta, done
-
Bir sanat eserine veya bir edebî esere temel olan ana ilkeler
Bir romanın verileri.
-
Gözlem ve deneye dayalı araştırmanın sonuçları
İstatistik veriler.
-
Bilgi, data
Eldeki tüm veriler, sızmadan önce gene dayanamayıp onu aradığımı gösteriyor. - Elif Şafak
- Bir problemde bilinen, belirtilmiş anlatımlardan bilinmeyeni bulmaya yarayan şey
- Olgu, kavram veya komutların, iletişim, yorum ve işlem için elverişli biçimli gösterimi
Birleşik Kelimeler: veri bankası, veri dosyası, veri işlem, veri ortamı, veri tabanı, veri toplama, özveri
VERİT (Kelime Kökeni: Arapça verīd)
- Toplardamar
VERNİK (Kelime Kökeni: Rumca)
-
İnce bir tabaka olarak uygulandıktan sonra saydam biçimde katı duruma gelen, kuruyan yağlar, reçine ve çözücüden oluşan kaplama malzemesi
Fırınlanmamış birader, iki yıl sonra pul pul olmaz mı bunun vernikleri? - Haldun Taner
VERME
-
Vermek işi
Ay başlarında borçlarımızı vermeye annemle birlikte çıkardık. - Ayla Kutlu
VERİM
-
Çalıştırılan, işletilen, bakılan bir şeyin verdiği sonuç veya bu sonucun niceliği, mahsul, randıman
İşçilerin verimi. Makinenin verimi. Ağacın verimi.
-
Ortaya çıkan, istenilen, beklenilen sonuç, semere
Yeni çıkan kitaplar, özellikle yerli yazarların verimleri öne geçiyor hep. - Selim İleri
- Elde edilen ürün, hizmet vb.yle onu elde etmek için harcanan iş arasındaki oran
Ata Sözleri ve Deyimler
- verim düşürmek
Birleşik Kelimeler: yem verimi
VEREM (Kelime Kökeni: Arapça verem)
-
Herhangi bir organa ve en çok akciğerlere yerleşen Koch basilinin yol açtığı ateşli ve bulaşıcı bir hastalık, tüberküloz
Annemin genç yaşta veremden ölen rahmetli amcasını görmedim. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Bu hastalığa tutulmuş, veremli
Verem bir kadının duyguları.
Ata Sözleri ve Deyimler
- verem etmek
- verem olmak
Birleşik Kelimeler: kemik veremi
VERİNTİ
- Bir dilden başka bir dile verilen söz
VERMEK
-
Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm. - Ömer Seyfettin
- Bırakmak veya bağışlamak
-
Ondan bilmek, atfetmek
Bilgin'in bu çekingen tavırlarını kusurlu ve zayıf oluşuna verdi. - Falih Rıfkı Atay
-
Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
Geçenlerde bir derginin, 'Eski ünlüler ne yapıyor?' adlı bir röportajına verdiği cevapları okudum. - Haldun Taner
-
Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
Arabanın burnunu en tenha kahvelerden birinin önünde rıhtıma verdiler. - Attila İlhan
-
Herhangi bir duruma yol açmak
Kendilerine iyi bir çalışma fırsatı verdim. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Satmak
Ucuz pahalı deme de ver gitsin; ver de kurtul.
-
Kızı, kadını biriyle evlendirmek
Uzun Osman, Zeynep'le Süleyman'a, ikisini birbirine vereceğini söylediği zaman şaşmadılar. - Halide Edip Adıvar
-
Ödemek
Haydi ... arabaya atlayın... Köşkten parayı verirler. - Peyami Safa
-
Yaymak
Ses vermek. Korku vermek. Işık vermek.
-
Bitki ve ağaç, ürün üretmek
Dal budak saldı, yemiş vermeye başladı. - Ruşen Eşref Ünaydın
-
Herhangi bir şey ortaya çıkarmak, oluşturmak
Kendisi de muhakkak artistlerden, güzel eser veren, güzel konuşan, hayalleri işlek adamlardan hoşlanıyor. - Refik Halit Karay
-
Hepsini herhangi bir duruma sokmak
Ateşe vermek. Ortalığı heyecana vermek.
- Sahip olmasını sağlamak
-
Bir şey üzerinde etki yapmak, biçimini değiştirmek
Hareket vermek. Biçim vermek.
-
Tespit etmek
Randevu vermek. Ad vermek.
-
Kazandırmak, katmak
Tat, çeşni vermek.
-
Ayırmak, harcamak
Emek vermek. Zaman vermek.
-
Dayamak
Duvara sırtını verip çömeldi. Gözünü hamamcının geleceği yola çiviledi. - Abbas Sayar
-
Doğurmak
Kezban, ona yedi evlat vermişti.
- Cinsel yönden kendisini kullandırmak
-
Kök veya gövdeleri sonuna -ı (-i, -u, -ü) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek tezlik bildiren birleşik fiiller oluşturur
alıvermek, dizivermek, yapıvermek, görüvermek.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ver elini ...
- verip veriştirmek
- vermeyince (veya vermemiş) mabut, neylesin Sultan Mahmut
Birleşik Kelimeler: verkaç, elvermek, ısıveren, işveren, özveren, yediveren
VERESE (Kelime Kökeni: Arapça veres̱e)
- Mirasçılar
VERDİ
- Bir borudan bir saniyede geçen suyun miktarı
- Bir iletken telden bir saniyede geçen elektriğin miktarı
VERNİKLİ
-
Verniği olan
Fincanlardan evvel, hemen arkalarında duran yuvarlak, vernikli, resimli tepsiye uzandı eli. - Elif Şafak
VERİMLİ
-
Verimi iyi ve bol olan, bitek, randımanlı, mahsuldar, mümbit, müsmir, verimkâr
Verimli toprak.
-
Kendisinden beklenen sonucu veren, semereli
Dediğim gibi, yine de verimli olarak tartışılabilir. - Nermi Uygur
-
Çok yazan, velut
Sonra, sahiden verimli bir de kalemi var! - Yusuf Ziya Ortaç
VERİLME
-
Verilmek işi
Bunun için, jandarmaya çekidüzen verilmesi ve güçlendirilmesi yeter. - Salâh Birsel
VERASET (Kelime Kökeni: Arapça verās̱et)
- Kalıtım
-
Mirasta hak sahibi olma
Hatta türedi ortaklar da çıkacak, veraset bile düzülecek, soy sop iddialarına girilecekti. - Tarık Buğra
Birleşik Kelimeler: veraset ilamı, veraset ve intikal vergisi