VEJETARYENLİK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

VEJETARYENLİK harflerini içeren 7 harfli 42 kelime bulunuyor. 7 harfli VEJETARYENLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ALERJİK16, ALERJEN16, ENJEKTE16, ENERJİK16, JELATİN16, JENERİK16, LETARJİ16, NİKELAJ16, RİVAYET15, TEVRİYE15, TAKVİYE15, VERNİYE15, VİLAYET15, VARİYET15, VELAYET15, VARYETE15, KENEVİR13, KEREVET13, KEREVİT13, LEVANTİ13, VEKALET13, KATİYEN9, NAKLİYE9, RANTİYE9, TENKİYE9, YETKELİ9, YETERLİ9, YETENEK9, YELEKEN9, YERİNEL9, ENTRİKA7, ETENELİ7, EKLENTİ7, İLETKEN7, KLARNET7, KENELER7, KENETLİ7, KERATİN7, REALİTE7, TERİLEN7, TELKARİ7, TEKERLİ7

ENTRİKA (Kelime Kökeni: Fransızca intrigue)

[isim]

  • Bir işi sağlamak veya bozmak için girişilen gizli çalışma, oyun, dolap, düzen, dalavere, desise, hile, dek (II)

    Komşu çocuğuyla entrikaları, yarım temasları hiç olmamıştır. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • entrika çevirmek
  • entrikaya kurban gitmek

ETENELİ

[sıfat]

  • Etenesi olan

EKLENTİ

[isim]

  • Bir şeye eklenmiş olan, ek durumunda bulunan parça

    Ondan öğrendiklerim, onun ufku, onun kadar olmasa da birkaç önemli eklenti dışında, bugün de tümüyle geçerlidir. - Reha Mağden

İLETKEN

[sıfat]

[fizik]

  • Akım, ısı, ses vb.ni geçiren (madde), nâkil, yalıtkan karşıtı
  • Elektrik akımı, ısı, gaz vb.ni bir yerden başka bir yere aktaran (madde, şey)

Birleşik Kelimeler: iletken damarlar, yarı iletken

KLARNET (Kelime Kökeni: Fransızca clarinette)

[isim]

[müzik]

  • Tahtadan, metal perdeli, orkestrada önemli yeri olan bir üflemeli çalgı

    Önce klarnetle ezgisini çalar, arkasından gür bariton sesiyle bir dörtlük söylerdi. - Cahit Külebi

Birleşik Kelimeler: basklarnet

KENELER

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Eklem bacaklı hayvanlardan, örümceğimsiler sınıfına giren bir takım

KENETLİ

[sıfat]

  • Kenedi olan
  • Kenetle birbirine bağlanmış bulunan, kenetlenmiş olan

    İnce dudakları birbirine kenetli, taş gibi öylece oturuyor. - Ayşe Kulin

[mecaz]

  • Birbirinin içine geçerek sıkıca kapanmış

Birleşik Kelimeler: ağzı kenetli

KERATİN (Kelime Kökeni: Fransızca kératine)

[isim]

[anatomi]

  • Tırnak, boynuz, kıl gibi üst deri ürünü olan yapıları oluşturan proteinli madde

REALİTE (Kelime Kökeni: Fransızca réalité)

[isim]

  • Gerçeklik

    Bir meseleyle karşılaştı mı realiteleri göremez. - Orhan Seyfi Orhon

TERİLEN (Kelime Kökeni: İngilizce terylene)

[isim]

  • Yapay polyester lifleri veya ipliği, tergal

[sıfat]

  • Bu liften yapılan

TELKÂRİ

[isim]

  • Tel durumundaki gümüşü, altını örerek veya bir şey üzerine kakarak yapılan iş

[sıfat]

  • Gümüş veya altını ince teller durumuna getirip örerek yapılan (takı vb.)

[sıfat]

  • Gümüş veya altın tellerden yapılmış motiflerle süslü

    Telkâri bir vazo.

TEKERLİ

[sıfat]

  • Tekeri olan, tekerlekli

KATİYEN (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṭʿiyyen)

[zarf]

  • Hiçbir zaman, asla

    Ekmek yediğin kapıya katiyen küfranlık etmeyeceksin. - Kemal Tahir

  • Kesinlikle

    Ancak bu emirler insafsız görünseler bile katiyen ahlaksızca olamazlardı. - Asaf Halet Çelebi

NAKLİYE (Kelime Kökeni: Arapça naḳliyye)

[isim]

  • Taşıma işi
  • Taşıma ücreti, taşımalık

Birleşik Kelimeler: vesaitinakliye

RANTİYE (Kelime Kökeni: Fransızca rentier)

[isim]

  • Getirimci