[isim]

• Sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığı

  Biz mağlup olduğumuz için sizden cesur görünüyoruz ve vefamız daha sağlamlaşıyor. - Aka Gündüz

[isim]

• Ölüm

  Dört sene evvel kaybettiği karısı Emine Hanım'ın vefatıyla bütün sevgisini, ümidini, hazzını, şefkatini oğluna vermişti. - Asaf Halet Çelebi

Ata Sözleri ve Deyimler

• vefat etmek

[sıfat]

• Vefası olan, sevgisi geçici olmayan, hakikatli, vefalı

  İftihar duyarak sadık ve vefakâr bir ömür sürmektedir. - Refik Halit Karay

[sıfat]

• Vefakâr

  Hatırda kalan şey değişmez zamanla / Ne vefalı komşumuzdun sen Fahriye Abla - Ahmet Muhip Dranas

[isim]

• Vefalı olma durumu

  Bu, Türk'ün ezelî meziyeti olan misilsiz bir vefakârlıktı. - Ercüment Ekrem Talu

[sıfat]

• Vefası olmayan, sevgisi çabuk geçen, hakikatsiz, bivefa

  Yıllar yârlerden, yârler yıllardan vefasız. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

• Vefasız olma durumu, hakikatsizlik, bivefalık

  Boynunu bükmüş, vefasızlığıma için için ağlıyordu. - Halit Fahri Ozansoy