[isim]

• Veteriner hekim

  Bu yarışmadan önce atlar veterinere muayene ettirilir ve esenlik onayı alınırdı. - Cahit Külebi

[zarf]

• Vekil olarak, asaleten karşıtı

  Vekâleten atamak.

[isim]

• Birine, etkisi yaşadıkça sürecek bir iyilik ve bağışta bulunan kimse, ana

  Velinimetlerinin bulunmadığı her mecliste kimseye söz bırakmayarak hep kendi konuşuyor. - Refik Halit Karay

[isim]

• Vesikalık fotoğraf

[sıfat]

• Vesika için gerekli olan

[isim]

• Verici olma durumu

[sıfat]

• Birine vereceği olan, borçlu, alacaklı karşıtı

[mecaz]

• Birinden para yönünden veya iyilik vb. yardımlar görerek borçlanan (kimse), medyun

[-e]

[-i]

• Verme işini yaptırmak, vermesini sağlamak

[isim]

• `Acımadan, hiçbir şey düşünmeden saldırmak, yok etmek, bol bol harcamak veya acımasızca söylemek` anlamlarındaki veryansın etmek deyiminde geçer

  Adam hiç alttan almıyor, o da ona veryansın ediyor. - Elif Şafak

[sıfat]

• Verniği olmayan

[isim]

• Vergilemek işi

[sıfat]

• Vesikası olmayan

[nesnesiz]

• Yersiz korkuya, kuşkuya düşmek, kuruntuya kapılmak, evhamlanmak

  Kollarını ... çaprazvari bağlamış, beyaz ve biraz büyücek elleri, futbolla gittikçe büyür vehmettiği pazılarını yokluyor gibi. - Ömer Seyfettin

[isim]

• Vedalaşmak işi

[isim]

[eskimiş]

• Kesedar

[sıfat]

• Kuruntulu

  Vesveseli ve daima uyanık olan zekâsı böyle bir gaflete düşmesine asla müsait değildir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu