VAZGEÇİRMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

VAZGEÇİRMEK harflerini içeren 6 harfli 34 kelime bulunuyor. 6 harfli VAZGEÇİRMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GEÇMEZ17, GEVMEK17, ÇEVRİM16, GEVREK16, KEVGİR16, MEVİZE16, MAVZER16, ÇEVRİK15, KAZEVİ15, REVİZE15, VERKAÇ15, GEÇMEK14, GEZMEK14, ÇİZMEK13, EVİRME13, GREKÇE13, GAZEKİ13, GERÇEK13, GERZEK13, VERMEK13, ÇERKEZ12, ERGİME11, GİRMEK11, GERMEK11, ÇEMREK10, ÇERMİK10, ERİMEZ10, EMEKÇİ10, İÇERME10, MARKİZ10, MERKEZ10, ERİMEK7, KAMERİ7, KERİME7

ERİMEK

[nesnesiz]

  • Katı cisim sıvı içine karışarak sıvı durumuna geçmek

    Şeker suda erir.

  • Katı cisim ısı etkisiyle sıvı duruma gelmek

    Yüzündeki karlar eriyince beyaz, yuvarlak bir yüz meydana çıkmıştı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Dokumalar aşınıp incelerek dağılmak

[mecaz]

  • Çok zayıflamak

    Günden güne eriyen Kerime'yi, o tek kardeşimi kurtarabilirim ümidiyle size koştum. - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Utancından çok sıkılmak

[mecaz]

  • Yok olmak, bitmek, tükenmek

    Güzel hayatımız da bir göz açıp kapayışta eridi. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eriyip bitmek
  • eriyip gitmek

Birleşik Kelimeler: erim erim

KAMERÎ (Kelime Kökeni: Arapça ḳamerī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Ayla ilgili

Birleşik Kelimeler: kamerî ay, kamerî takvim, kamerî yıl

KERİME (Kelime Kökeni: Arapça kerīme)

[isim]

[eskimiş]

  • Kız evlat

ÇEMREK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Kolları ve bacakları sıvanmış (kimse)

    Tepeden tırnağa çamura, toza batmış, dize kadar çemrek kalabalığı görenler, bunda bir iş, mühim bir iş olduğunu anlamakta gecikmediler. - Yaşar Kemal

ÇERMİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Kaplıca, ılıca

[isim]

  • Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri

ER

[isim]

  • Erkek

    Noksansız bir çeyiz ve düğünle iyi bir ere verilen Zeynep'in hissesi ayrılmıştır. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • İşini iyi bilen, yetenekli kimse

    Sanat eri çalışır, bir eser kor ortaya, onun güzel olduğuna inanır, o güzelliği herkesin anlamasını, kavramasını ister. - Nurullah Ataç

[sıfat]

[mecaz]

  • Kahraman, yiğit

[askerlik]

  • Rütbesiz asker, nefer

    Düşman erleri arasında Fransızlar da vardır. - Salâh Birsel

[halk ağzında]

  • Koca

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ere gitmek (veya varmak)
  • ere vermek
  • erim er olsun da yerim çalı dibi olsun
  • erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat aşını
  • er kocar, gönül kocamaz
  • er lokması er kursağında kalmaz
  • er olan ekmeğini taştan çıkarır
  • er oyunu üçe kadar

Birleşik Kelimeler: erbaş, er bezi, erdişi, er ekmeği, er kişi, er meydanı, er suyu, acemi er, komando er, tam er, avcı eri, emir eri, gönül eri, hizmet eri, iş eri, sanat eri, yazın eri

[zarf]

[halk ağzında]

  • Erken

    Er sabah kalktım ki sular çağlıyor - Halk türküsü

Birleşik Kelimeler: er ekmeği, er geç

[kimya]

  • Erbiyum elementinin simgesi

EMEKÇİ

[isim]

  • Geçimini yaptığı işlerle sağlayan kimse

    Çocukluğundan başlayarak emekçilerle, sokaktakilerle düşüp kalkmıştı. - Haldun Taner

  • Geçimini, emeğini sermayeciye satarak sağlayan kimse, proleter

    Bildiği veya öğrendiği, asıl çalışmalarını emekçilerin arasında değil, orduda yapmayı sevdikleri idi. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: emekçi sınıfı, kol emekçisi

İÇERME

[isim]

  • İçermek işi, tazammun, ihtiva

MARKİZ (Kelime Kökeni: Fransızca marquise)

[isim]

  • Markinin karısı
  • İki kişilik, alçak, oldukça geniş koltuk

[mimarlık]

  • Bir kapı veya pencere önünde yağmurdan korunmak için yapılan saçak

MERKEZ (Kelime Kökeni: Arapça merkez)

[isim]

  • Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri
  • Bir işin öğretildiği yer

    Er eğitim merkezi.

  • Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer
  • Belirli bir yerin ortası

    Şehir merkezi.

  • Polis karakolu

    Sizi merkezimize gönderip tevkif ettireceğim. - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Biçim, tarz

[matematik]

  • Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası

[matematik]

  • Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta

    Daire merkezi. Küre merkezi.

Birleşik Kelimeler: merkez açı, merkezkaç, merkez parti, merkez üs, iç merkez, ağırlık merkezi, deprem merkezi, etkinlik merkezi, haber merkezi, hükûmet merkezi, iletişim merkezi, indirim merkezi, iş merkezi, kâr merkezi, konuşma merkezi, kültür merkezi, mükemmeliyet merkezi, moral eğitim merkezi, ordu merkezi, sağlık merkezi, satış merkezi, tam bakım merkezi, ticaret merkezi, yerleşim merkezi, dış merkezli, eş merkezli, gün merkezli, yer merkezli

ERGİME

[isim]

  • Ergimek işi, zeveban

Birleşik Kelimeler: ergime ısısı, ergime noktası, ergime yasası

GİRMEK

[-e]

  • Dışarıdan içeriye geçmek

    Birlikte kiliseden içeri giriyoruz, ben topallıyorum. - Adalet Ağaoğlu

  • Sığmak

    Elim bu eldivene girmiyor.

  • Katılmak

    Bugün edebiyat imtihanına girdim. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Almak, fethetmek

    Ordularımız İstanbul'a girdiler. - Memduh Şevket Esendal

  • İncelemek, ayrıntılara inmek
  • Girişmek, başlamak

    Kaçırdım gene ipin ucunu, bir türlü konuya giremiyorum. - Nurullah Ataç

  • Bulaşmak

    Koyunlara kelebek hastalığı girdi.

  • Sulu bir şeyin veya su dolu bir yerin içine batmak veya dalmak

    Denize girmek. Ceketinin ucu tabağa giriyor.

[nesnesiz]

  • Zaman anlamlı kavramlar için gelmek

    İlkbahar girdi.

  • Ağrı, sancı başlamak, saplanmak
  • Yeni bir duruma geçmek, dönüşmek

    Göğün morlaşan kenarı eriyor, menekşe rengine giriyordu. - Ömer Seyfettin

  • İyice anlamak, iyice bilmek
  • Kavgaya tutuşmak
  • Erişmek, ulaşmak

    Yirmisine girdi.

  • Bir şeyin yapımında, birleşiminde yer almak

    Tuz genellikle her yemeğe girer.

  • Yazılmak, başlamak

    Okula girdi.

  • Yemek yemek
  • Yüklenmek

[hukuk]

  • Tecavüz etmek, geçmek

    Komşu, tarlamıza beş metre girdi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • girecek delik aramak
  • girip çıkmak

GERMEK

[-i]

  • Bir şeyin uçlarından veya kenarlarından çekerek gergin duruma getirmek

    Yayı daha germe / Kıracaksın - Behçet Necatigil

[-e]

[-i]

  • Gergin bir şeyle örtmek
  • Kol, bacak, uzatmak

[mecaz]

  • Gergin duruma getirmek, gerginlik yaratmak, sinirlendirmek

Birleşik Kelimeler: gergevşet

ÇERKEZ

[isim]

  • Kafkasya'da yaşayan bir boy veya bu boydan olan kimse

Birleşik Kelimeler: Çerkez peyniri, çerkeztavuğu

ÇİZMEK

[-i]

  • Çizgi çekmek
  • Resmini yapmak, resmetmek

    Ben sizi yazar olarak değil, insan olarak çizmek istiyorum. - Halide Edip Adıvar

[nesnesiz]

  • Çizgiler hâlinde belirtmek, desenini yapmak

    Bir gün yine onlara görünmeden krokiler çiziyordum. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

  • Çizgi biçiminde yaralamak

    İğne elimi çizdi.

[nesnesiz]

  • Geçersiz kılmak için üzerine çizgi çekmek

    Şu iki kelime gereksizdir, çiziniz.

[mecaz]

  • Kişiyle ilgiyi kesmek, bağı koparmak

Birleşik Kelimeler: depremçizer, giyimçizer, yayçizer, yazarçizer