VASITASIYLA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
VASITASIYLA harflerini içeren 5 harfli 23 kelime bulunuyor. 5 harfli VASITASIYLA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
YAVSI15,
ATLAS (Kelime Kökeni: Arapça aṭlas)
- Yüzü parlak, sık dokunmuş bir ipekli kumaş türü, saten
Birleşik Kelimeler: atlas çiçeği, atlas kemiği
- Dünyanın, bir ülkenin, bir bölgenin fiziksel ve siyasal coğrafyası ile ekonomi, tarih vb. konularda toplu bilgi vermek için bir araya getirilmiş coğrafya haritaları derlemesi
-
Bir konuyu açıklamak için hazırlanmış resim veya levhalardan oluşmuş kitap
Anatomi atlası. Dil atlası.
Atıldığın bu macerada yolunu kaybedecek olursan bu düş atlasının sayfalarını karıştırabilirsin. - İhsan Oktay Anar
Birleşik Kelimeler: dil atlası, gök atlası
LASTA (Kelime Kökeni: Fransızca lasta)
- Kuzey Avrupa'da kullanılan, 2000 kilograma yakın gemi yüklerine ve büyük miktardaki ticaret mallarına değer biçmeye yarayan kütle ölçü birimi
SALTA (Kelime Kökeni: İtalyanca salto)
- Köpeğin arka ayakları üzerine ayağa kalkması
Ata Sözleri ve Deyimler
- salta durmak
- Gergin duran bir halatı biraz koyuverme işi
-
Yakasız, iliksiz, kolları bolca bir tür kısa ceket
Saltasını omzuna attı. Dışarıya çıktı. - Ömer Seyfettin
SALAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣalāt)
- Namaz
- Hz. Muhammed'in adı anıldığında saygı göstermek için okunan dua
Birleşik Kelimeler: salatüselam
TALAS
- Kayseri iline bağlı ilçelerden biri
ATILI
- Atılmış, ertelenmiş, tehirli
Ata Sözleri ve Deyimler
- atılı bulunmak
SALSA (Kelime Kökeni: İngilizce salsa)
- Bir tür Güney Amerika dansı
- Bu dansın müziği
ASILI
-
Asılmış olan, asma, asık, muallak
Bugün son kuraklığın on ikinci yılıdır / Hakanın baş ucunda bir kılıç asılıdır - Faruk Nafiz Çamlıbel
-
Asılmış bir biçimde
Dostlarından birine kızdı mı onun salonda asılı duran resmini alır, ayakyolunun duvarına asar. - Salâh Birsel
SLAYT (Kelime Kökeni: İngilizce slide)
- Saydam
SALYA (Kelime Kökeni: Rumca)
- Ağızdan sızan tükürük
YASAL
- Yasanın, dinin ve kamu vicdanının doğru bulduğu, yasalara uygun, kanuni (I), meşru, legal
YASLI
-
Yas tutan (kimse), matemli
Yaşlı ve yaslı kadını, bitik bir hâlde kulübenin köşesinde biraz kımıldanarak buyur etti. - Halikarnas Balıkçısı
YATSI
-
Güneşin batmasından bir buçuk, iki saat sonraki vakit, yatsı vakti
Babam yalnız ilk geceki fener alayına katıldı, yatsıdan az sonra eve döndü. - Necati Cumalı
-
Yatsı ezanı
Gece olmuş, yatsılar okunmuş, daha damat bey gelmemişti. - Sermet Muhtar Alus
- Yatsı namazı
Birleşik Kelimeler: yatsı ezanı, yatsı namazı, yatsı vakti
YASSI
-
Yayvan ve düz
Yassı bir kalpak altında uzun ve sarışın bir yüz, o gün tarihin hatırasına müebbeden aksedip kaldı. - Hamdullah Suphi Tanrıöver
Birleşik Kelimeler: yassı balıklar, yassı kadayıf, yassı solucanlar, yassı solungaçlılar
LAVTA (Kelime Kökeni: Almanca Laute)
- Mızrapla çalınan, gövdesi uttan küçük bir çalgı
- Ebe
- Tutçek
- Erkek doğum hekimi