VARSAYMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

VARSAYMAK harflerini içeren 6 harfli 28 kelime bulunuyor. 6 harfli VARSAYMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AVARYA14, SAVMAK14, KAVRAM13, VARMAK13, KAVARA12, VARAKA12, AMASYA10, SAYMAK10, YASAMA10, YASMAK10, AKASYA9, YARAMA9, YARASA9, YARMAK9, ASMARA8, AKASMA8, AMASRA8, AKSAMA8, KARAYA8, MASARA8, SARKMA8, SARMAK8, ARAMAK7, KARAMA7, KAMARA7, KASARA7, MAKARA7, SARAKA7

ARAMAK

[-i]

  • Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak

    Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Araştırmak, yoklamak

    Ceplerini aramak.

  • Ziyarete, hatır sormaya gitmek

    Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran! - Burhan Felek

  • Bir şeyin yokluğunu duyarak geri gelmesini istemek, özlemek

    Seni çok arıyorum, Ziyacığım. - Cahit Sıtkı Tarancı

  • Önem verip istemek

    Ben böyle şeyleri aramam.

  • Bir kişiyle görüşmek üzere telefon etmek

    Bir adam, mütemadiyen telefonu açıp kapayarak ısrarla bir yeri arıyor. - Esat Mahmut Karakurt

[mecaz]

  • Şart koşmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aramakla bulunmaz
  • arayan Mevla'sını da bulur, belasını da
  • arayıp (veya aramak) taramak
  • arayıp da bulamamak
  • arayıp sormak

KARAMA

[isim]

  • Karamak işi

KAMARA (Kelime Kökeni: İtalyanca camera)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemilerde oda

    Annem kamaraya girdi, ben güverteye çıktım. - Ruşen Eşref Ünaydın

  • İngiltere yasama meclisi

Birleşik Kelimeler: hesap kamarası, Lortlar Kamarası

KASARA (Kelime Kökeni: İtalyanca cassero)

[isim]

[denizcilik]

  • Geminin baş ve kıç tarafında, asıl güverteden yüksek olan kısa güverte

    Baş kasarası, kıç kasarası.

MAKARA (Kelime Kökeni: Arapça bekere)

[isim]

  • Üzerine iplik, tel, şerit vb. sarılan, kenarları çıkıntılı, ekseni boyunca delik silindir, bobin
  • Sürme kapak rayları üzerinde hareket edecek biçimde metal veya plastikten yapılmış değişik tiplerdeki sürme kapak aleti
  • Bir yükün yukarıya kaldırılmasını sağlayan araç

[denizcilik]

  • Ağır yüklerin kaldırılma ve indirilmesinde kullanılan, birbirine paralel iki veya daha çok tabla arasında dönen, kenarı çepeçevre oluklu tekerlek veya tekerleklerden oluşmuş mekanik alet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makara çekmek
  • makara gibi
  • makaraları koyuvermek (veya zapt edememek veya salıvermek)
  • makarasını çözmek
  • makaraya almak (veya sarmak)

SARAKA

[isim]

[argo]

  • Alay, istihza

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saraka etmek
  • sarakaya almak

AKASMA

[isim]

[bitki bilimi]

  • Düğün çiçeğigillerden, beyaz çiçek veren, bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen, sarmaşık özelliği gösteren bir bitki, yaban asması, orman sarmaşığı, meryemana asması (Clematis vitalba)

AMASRA

[isim]

  • Bartın iline bağlı ilçelerden biri

AKSAMA

[isim]

  • Aksamak işi

    Aradan yedi sekiz ay geçmiş, hiç aksama olmamıştı ödemelerde. - Yusuf Ziya Ortaç

KARAYA

[isim]

[bitki bilimi]

  • Eczacılıkta kullanılan ve çürümeyen bir bitki

MASARA (Kelime Kökeni: Arapça maʿṣara)

[isim]

[eskimiş]

  • Küçük, dar yer veya hücre

    Adına masara denen ayakyolu gibi taş bir hücreye yatırmışlar. - Reşat Nuri Güntekin

SARKMA

[isim]

  • Sarkmak işi

SARMAK

[-i]

  • Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek
  • Kuşatmak, çevirmek, ihata etmek

    Gece, ahenk içinde divanımı/ Şenlendirse pırıl pırıl rakkaseler / Gece, gece, her yanımı / Sarsa güller, laleler, menekşeler - Halit Fahri Ozansoy

  • Dolayında yer almak
  • Yayılıp etkisi altına almak, kaplamak

    Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu. - Necati Cumalı

  • Örtmek

    Ah işte tövbe ettik bütün suçlarımızdan / Bir gaflet perdesiydi gözlerimizi saran - Enis Behiç Koryürek

  • Kucaklamak
  • Yumak yapmak

    İpliği sarmak.

  • Şerit, ip vb. şeyler dolaşmak
  • Kâğıt veya bir bitki yaprağıyla dürmek

    Dolma sarıyorum diye yaprağı parmağıma doladım. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

    Sardığı sigarayı tabakasına yerleştiriyor. - Tarık Buğra

[-e]

  • Sarılıp tırmanmak

    Asma çardağı sardı.

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi başka bir şeyin içine koyup onunla kaplamak

    Kitabı kâğıda sarmak.

  • Taşıt tırmanmak, yükseğe doğru çıkmak
  • Saldırmak, hücum etmek

    Faik Efendi biliyordu ki saracaklar hem de fena saracaklar. - Memduh Şevket Esendal

  • Bir görev veya işin yerine getirilmesini başkasına yüklemek

[mecaz]

  • Sözle saldırmak, tedirgin etmek

    Evdekilerin hepsi bana sarıyor.

[mecaz]

  • Hoşuna gitmek, zevkini okşamak

    Bu canlılık, insanı on yıl önce görmüş olduğum muhteşem yazdan daha başka türlü sarıyordu. - Ahmet Hamdi Tanpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sarıp sarmalamak

AKASYA (Kelime Kökeni: Fransızca acacia)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Baklagillerden, sıcak iklimlerde birçok türü yetişen ve tanen, zamk, boya vb. maddelerin yapımında kullanılan bir ağaç (Acacia)

    Akasyaların salkım salkım çiçek açacakları tutmuş. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

  • Baklagillerden, yurdumuzda yetişen bir süs ve gölge ağacı, salkım ağacı, yalancı akasya (Robinia pseudoacacia)

Birleşik Kelimeler: gümüşi akasya, yalancı akasya, zamk akasyası

YARAMA

[isim]

  • Yaramak işi