VAPURDUMANI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
VAPURDUMANI harflerini içeren 5 harfli 28 kelime bulunuyor. 5 harfli VAPURDUMANI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
PRUVA16,
IRAMA
- Iramak işi
RANDA (Kelime Kökeni: İtalyanca randa)
- Gemilerin mizana direğinin gerisindeki yelken
ADINA
-
Bir şeyin veya bir kimsenin namına, hesabına, yerine
Haklı bir öfke adına da olsa bir insandan, aklını yüreğinden ayırması istenemez. - Sabahattin Eyuboğlu
DRAMA (Kelime Kökeni: Latince)
- Dram
DAMAR
-
Canlı varlıklarda kanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal
Alnında ve şakaklarında şişen damarlar ağrıyordu. - Peyami Safa
- Mermerde, bazı taşlarda ve tahta kesitlerinde renk ayrılığı gösteren dalgalı çizgi
-
Başka türden katmanların arasında bulunan sıvı, maden veya mineral katmanı
Zengin bir altın damarı.
- Soy, yaradılış
-
Huy
Cimrilik damarı. Şairlik damarı.
- İçinde ongun besi suyunun dolaştığı odunsu dokudan boru
- Böceklerde kanat zarını dik tutmaya yarayan organ
Ata Sözleri ve Deyimler
- damardan girmek
- damarı (veya damarları) kabarmak
- damarı kurusun!
- damarına (veya damarlarına) işlemek
- damarına basmak
- damarına çekmek
- damarına girmek
- damarını bulmak
- damarı tutmak
Birleşik Kelimeler: damar aktarma, damar damar, damardaraltan, damargenişleten, damar görüntüleme, damar sertliği, damar tabaka, damar tıkanıklığı, atardamar, halkalı damar, kılcal damar, orta damar, toplardamar, damarı bozuk, bilek damarı, can damarı, cin damarı, gazel damarı, korku damarı, maden damarı, su damarı, şah damarı, iletken damarlar
MANDA
- Geviş getirenlerden, derisinin rengi siyaha yakın, uzun seyrek kıllı bir hayvan, su sığırı, camız, kömüş (Buffelus)
Ata Sözleri ve Deyimler
- manda gibi
- manda gibi yayılmak
- manda gibi yemek
Birleşik Kelimeler: manda gözü, haymana mandası, Hint mandası
- Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra bazı az gelişmiş ülkeleri, kendi kendilerini yönetecek düzeye eriştirip bağımsızlığa kavuşturuncaya kadar Birleşmiş Milletler Cemiyeti adına yönetmek için bazı büyük devletlere verilen vekillik
MARDA (Kelime Kökeni: Rumca)
- Iskarta mal
ADAMI
- bir işi en iyi yapan
Ata Sözleri ve Deyimler
- adama benzemek (veya dönmek)
- adam adama gerek olur
- adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil
- adam adamdan korkmaz, utanır
- adam adamı bir kez aldatır
- adam almamak
- adam beğenmemek
- adamdan saymak
- adam değilim
- adam etmek
- adam gibi
- adamın adı çıkacağına canı çıksın
- adamına göre
- adamın iyisi işbaşında (veya alışverişte) belli olur
- adamın kötüsü olmaz, meğer züğürt ola
- adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork
- adam içine çıkmak
- adam içine karışmak
- adam kullanmak
- adam olacak çocuk bokundan belli olur
- adam olana bir söz yeter
- adam olana çok bile
- adam olmak
- adam sanmak
- adam sen de!
- adam sırasına geçmek (veya girmek)
- adam yerine (veya hesabına) koymak
DUMAN
-
Bir maddenin yanması ile çıkan ve içinde katı zerrelerle buğu bulunan değişik renklerde gaz
Emin ol ki her sigara yakışta / Daha duman tüter tütmez ordayım - Bekir Sıtkı Erdoğan
-
Havalanan tozların veya sisin oluşturduğu bulanıklık
Köyünün üstüne boz bir duman çökmüştü. - Yaşar Kemal
-
Kötü, yaman
İşimiz duman. Hâlimiz duman.
- Esrar
Ata Sözleri ve Deyimler
- dumana boğmak
- duman almak
- duman altı etmek
- duman altı olmak
- duman attırmak
- duman etmek
- dumanı doğru çıksın
- dumanı tepesinden çıkmak
- duman olmak
- duman vermek
Birleşik Kelimeler: duman rengi, dumanı üstünde, buzlu duman, işi duman, kör duman, toz duman, vapurdumanı
DURMA
-
Durmak işi
Bu rakkasın durmasına hiçbirimiz alışık değilizdir bu evde, o hep aynı ahenkle sallanmalı. - Ahmet Muhip Dranas
MADUN (Kelime Kökeni: Arapça mā + dūn)
- Alt
- Ast
DUMUR (Kelime Kökeni: Arapça dumūr)
- Körelme
Ata Sözleri ve Deyimler
- dumura uğramak
DURUM
-
Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon
Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı. - Reşat Nuri Güntekin
- Duruş biçimi, konum, tavır
- Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri
-
Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl
Yalın durum. Belirtme durumu. Kalma durumu.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... durumuna düşmek
- ... durumunda olmak (veya bulunmak)
- durum almak
- durumdan ders çıkarmak
- durumdan vazife çıkarmak
- durumu bozulmak
- durumu düzelmek
Birleşik Kelimeler: durum eki, durum ortacı, durum ulacı, açık durum, coğrafi durum, geçerli durum, istenmeyen durum, seferî durum, süredurum, sürer durum, üç durum yasası, yalın durum, ad durumu, ayrılma durumu, belirtme durumu, bulunma durumu, çıkma durumu, çiçek durumu, dış çizgiler durumu, gün durumu, hava durumu, isim durumu, kalma durumu, tamlayan durumu, yönelme durumu, yükleme durumu
PINAR
-
Yerden kaynayarak çıkan su, kaynak
En boğucu gününde bu alevden ülkenin / Bir pınar çağlayışı vardı sözünde senin - Faruk Nafiz Çamlıbel
- Bu suyun çıktığı yer, kaynak, memba
-
Çeşme
Evlerinin önü çatal pınarlar / İçerler suyunu beni anarlar - Halk türküsü
Birleşik Kelimeler: pınar başı, göz pınarı, gözyaşı pınarı
RAMPA (Kelime Kökeni: İtalyanca rampa)
-
Bir arazinin, bir kara yolunun, bir demir yolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü
Tren, rastgele bir yerlere gidiyor, rampalarda, küçük istasyonlarda saatlerce duruyordu. - Reşat Nuri Güntekin
-
Özellikle istasyonlarda, vagonlara eşya yüklemek veya boşaltmak için yapılan, ambarın önünde bulunan set
Birimiz istasyon rampalarında yan gelirken birimiz yokuşlarda çabalar. - Arif Nihat Asya
- Bir vagonu raya sokmak veya raydan çıkarmak için kullanılan araç
- Füzelerin havaya fırlatılmak için üstüne yerleştirildikleri eğik destek
- Bir geminin bir başka gemiye, dubaya, iskeleye veya sala değecek biçimde yanaşması
- İki ağacı veya takozları birbirine kenetlemek için kullanılan, uçları eğriltilmiş ve sivriltilmiş demir çubuk
Ata Sözleri ve Deyimler
- rampa etmek
Birleşik Kelimeler: kaçış rampası