VAKTİZAMANINDA Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

VAKTİZAMANINDA harflerini içeren 6 harfli 52 kelime bulunuyor. 6 harfli VAKTİZAMANINDA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ZIVANA16, DIZMAN13, TAKVİM13, VATMAN13, AVANTA12, AVANAK12, ATAVİK12, KAVAİT12, KAVATA12, NAKAVT12, VATANİ12, AZITMA11, KAZIMA11, ZİNDAN11, MİZANA10, TIKNAZ10, TANZİM10, TAZMİN10, ANINDA9, ADATMA9, ADANMA9, ADAMAK9, TAKDİM9, TAKAZA9, ZANAAT9, AMANIN8, AKITMA8, KINAMA8, MANTIK8, NAMINA8, TINMAK8, TIKAMA8, TANIMA8, ATANMA7, ATAMAN7, ATAMAK7, İNKITA7, İNANMA7, KANAMA7, KATMAN7, MİNTAN7, MANİKA7, MAKİNA7, MANTİN7, MANİTA7, NATIKA7, ANTİKA6, KANTİN6, KAİNAT6, KANAAT6, KANATA6, KATANA6

ANTİKA (Kelime Kökeni: İtalyanca antico)

[sıfat]

  • Tarihsel bir döneme ait olan

    Sofadaki antika yerli saat, ihtiyar göğsü hırlaya hırlaya ağır ölçülü vuruşlarla gece yarısını çaldı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[tarih]

  • Antik

[isim]

  • Eski çağlardan kalma eser

[isim]

  • Mendil, örtü, yatak çarşafı vb. bezlerin kenarlarına paralel ipliklerden bir bölümü çekilip dikey olanların ikisi, üçü bir arada tire ile sarılarak yapılan diş diş süs, sıçandişi

[mecaz]

  • Genele, olağana, geleneğe aykırı, acayip, tuhaf, çarliston marka

    Hasılı antika bir herif. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • antikasını bilmek

KANTİN (Kelime Kökeni: Fransızca cantine)

[isim]

  • Kışla, fabrika, okul vb. yerlerde yiyecek ve içecek maddelerinin satıldığı yer
  • Bu gibi kurumlarda işletilen ve yalnız o kuruma bağlı kimselerin yemek yediği lokanta

KÂİNAT (Kelime Kökeni: Arapça kāʾināt)

[isim]

[gök bilimi]

  • Evren

    Bizim için ölüm yani kendi dünyamızın ölümü kâinatın en mühim hadisesidir. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Dünya

    Varlığımı kaplayan, haşmetle uğuldayan / O büyük yeisim için kâinatı dar gördüm - Enis Behiç Koryürek

[zamir]

[mecaz]

  • Herkes

KANAAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳanāʿat)

[isim]

  • Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum
  • Kanma, inanma

    Sınıfını geçeceğine kanaatim yok.

  • Kanış, kanı, inanç, düşünce

    Biz kanaatlerimizi açık söyleriz. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanaat etmek
  • kanaat getirmek
  • kanaat gibi devlet olmaz

Birleşik Kelimeler: kıt kanaat

KANATA (Kelime Kökeni: İtalyanca canetta)

[isim]

  • Ağzı geniş, tek kulplu su kabı

KATANA (Kelime Kökeni: Macarca katona)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Bir cins iri at

    Atları Rus katanalarını andırır, arabası çangıl çungul etmez. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katana gibi

ATANMA

[isim]

  • Atanmak işi, tayin edilme

Birleşik Kelimeler: açıktan atanma, asaleten atanma, vekâleten atanma

ATAMAN

[isim]

[eskimiş]

  • Rus Kazakların başbuğuna verilen unvan

ATAMAK

[-e]

[-i]

  • Birini bir göreve getirmek, tayin etmek

Birleşik Kelimeler: açıktan atamak, asaleten atamak, vekâleten atamak

İNKITA (Kelime Kökeni: Arapça inḳiṭāʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Kesilme, kesinti

Ata Sözleri ve Deyimler

  • inkıtaya uğramak

İNANMA

[isim]

  • İnanmak işi

    Sizi de inanmaya cebretmek isteyen bunamış bir inat ve ısrar ile söylüyor. - Abdülhak Şinasi Hisar

KANAMA

[isim]

  • Kanamak işi, nezif

    Burun kanaması, diş kırılması, ötede beride ufak tefek sıyrıklar ve şişler... - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: beyin kanaması

KATMAN

[isim]

  • Birbiri üzerinde bulunan yassıca maddelerin her biri, tabaka

[jeoloji]

  • Altında veya üstünde olan kayaçlardan gözle veya fiziksel olarak az çok ayrılabilen, kalınlığı 1 santimetreden az olmayan tortul kayaç birimi, tabaka

[toplum bilimi]

  • Bir toplum içinde makam, şöhret, meslek vb. bakımdan ayrılan topluluklardan her biri, tabaka

Birleşik Kelimeler: katman bulut, alt katman, toplumsal katman, üst katman

MİNTAN (Kelime Kökeni: Farsça nīm + ten)

[isim]

  • Yakasız, uzun kollu erkek gömleği

    Cepkenini, damalı mintanını çıkarmış, kolalı gömleğine kravatını bağlıyordu. - Tarık Buğra

  • Gömlek üzerine giyilen kollu yelek

Birleşik Kelimeler: yakasız mintan

MANİKA (Kelime Kökeni: İtalyanca manica)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemilerde, ambarlara ve makine bölümüne hava vermek için güverteye açılan baca