VAKFIKEBİR Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
VAKFIKEBİR harflerini içeren 5 harfli 33 kelime bulunuyor. 5 harfli VAKFIKEBİR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
VAKIF18,
ERİKA
- Süpürge otu
KERKİ
- Keser
RAKİK (Kelime Kökeni: Arapça raḳīḳ)
-
İnce, narin
Yazılarında olduğu gibi konuşurken de kelimelerin en asil ve en rakiklerinden seçiyordu. - Orhan Seyfi Orhon
- Merhametli, yufka yürekli
KARIK
- Kar yağmış bir alana bakma sonucu ortaya çıkan göz kamaşması
- Karlı bir alana bakma sonucu kamaşmış (göz)
- Ark
- Arklar arasında kalan toprak parçası
- Sabanla açılan çizi
BAKİR (Kelime Kökeni: Arapça bākir)
- Cinsel ilişkide bulunmamış (erkek)
- El değmemiş, kullanılmamış
- İşlenmemiş (toprak)
- Eskimemiş, yıpranmamış, yeni
BEKRİ (Kelime Kökeni: Arapça bekrī)
- Ayyaş
BEKAR (Kelime Kökeni: Fransızca bécarre)
- Diyezli veya bemollü bir sesin eski durumuna getirilmesini gösteren nota işareti
-
Evlenmemiş kimse
Bekârdı, evlenmeye vakit bulamamıştı. - Ömer Seyfettin
- Evli olduğu hâlde ailesinden ayrı, yalnız yaşayan kimse
Ata Sözleri ve Deyimler
- bekâra karı boşaması kolaydır
- bekâr gözü, kör gözü
- bekârın yakasını it yer, yakasını bit
- bekâr kalmak (veya yaşamak)
Birleşik Kelimeler: bekârhane, bekâr odası, müzmin bekâr
İBARE (Kelime Kökeni: Arapça ʿibāre)
-
Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz
Şu ibarelerin neresinde dilimizin şivesine uygunluk var? - Ahmet Rasim
KİBAR (Kelime Kökeni: Arapça kibār)
-
Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan (kimse)
İşte senin bu kibar, bu efendi hâllerine bayılıyorum. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Soylu, köklü (kimse, aile)
Telefona giderek kibar ve varlıklı insanlara has bir şive ile köşkten otomobili istetti. - Haldun Taner
- Büyükler, ulular
Birleşik Kelimeler: kibar düşkünü, kibar lokması, kibarzade, kibarlar âlemi, kelamıkibar, orman kibarı
KABİR (Kelime Kökeni: Arapça ḳabr)
-
Mezar
Ve serin serviler altında kalan kabrinde / Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter - Yahya Kemal Beyatlı
Birleşik Kelimeler: kabir azabı, kabir suali, Anıtkabir
KEBİR (Kelime Kökeni: Arapça kebīr)
- Büyük, ulu
- Yaşça büyük, yaşlı
Birleşik Kelimeler: defterikebir, devrikebir, sefirikebir
BAKIR
- Atom numarası 29, yoğunluğu 8,95 olan, 1084 °C'ye doğru eriyen, doğada serbest veya birleşik olarak bulunan, ısı ve elektriği iyi ileten, kolay dövülür ve işlenir olduğundan eski çağlardan beri türlü işlerde kullanılan, kızıl renkli element (simgesi Cu)
-
Bu elementten yapılmış
Ertesi gün çadırların önünde Haldun Nedret'in Kadıköy'den getirdiği bakır lamba yanıyordu. - Abdülhak Şinasi Hisar
Ata Sözleri ve Deyimler
- bakır çalmak
Birleşik Kelimeler: bakır alaşımı, bakır çalığı, bakır kaplama, bakır oksit, bakır pası, bakır rengi, bakır sülfat, bakır taşı, bakır tuzu, dişi bakır, erkek bakır
KIRBA (Kelime Kökeni: Arapça ḳirba)
-
Sakaların içinde su taşıdıkları ağzı dar, altı geniş, deriden yapılmış kap, su kabı, matara
Cesaretini toplamak için küçük kırbasına şarap doldurmayı unutmamıştı. - İhsan Oktay Anar
- Çok su içen kimse
- Çocuklarda karın şişmesiyle beliren bir hastalık
ARİFE (Kelime Kökeni: Arapça ʿarefe)
-
Belirli bir günün, olayın bir önceki günü veya ona yakın günler, ön gün
Bazı ramazan ve bayram arifelerinde teyzelerim beni Eyüp'teki aile mezarlığına götürürlerdi. - Reşat Nuri Güntekin
Ata Sözleri ve Deyimler
- arifeyi gösterip bayramı göstermemek
Birleşik Kelimeler: arife günü
EVRİK
-
Başka bir önermeye, teoreme veya probleme göre terimleri ters durumda olan (önerme, teorem veya problem)
`Üçün altıya oranı, altının on ikiye oranı gibidir` ve `on ikinin altıya oranı, altının üçe oranı gibidir` önermeleri, birbirinin evriğidir.