VAKFIKEBİR Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

VAKFIKEBİR harflerini içeren 5 harfli 33 kelime bulunuyor. 5 harfli VAKFIKEBİR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

VAKIF18, EVKAF17, FEVRİ17, VAKFE17, FİBER13, FIKRA12, FIRKA12, KAVKI12, ARİFE11, EVRİK11, EVRAK11, EFKAR11, FİRAK11, FAKİR11, FERİK11, KİRVE11, KAFİR11, KEFİR11, REVAK11, REFİK11, BAKIR8, KIRBA8, BAKİR7, BEKRİ7, BEKAR7, İBARE7, KİBAR7, KABİR7, KEBİR7, KARIK6, ERİKA5, KERKİ5, RAKİK5

ERİKA

[isim]

[bitki bilimi]

  • Süpürge otu

KERKİ

[isim]

[halk ağzında]

  • Keser

RAKİK (Kelime Kökeni: Arapça raḳīḳ)

[sıfat]

[eskimiş]

  • İnce, narin

    Yazılarında olduğu gibi konuşurken de kelimelerin en asil ve en rakiklerinden seçiyordu. - Orhan Seyfi Orhon

[mecaz]

  • Merhametli, yufka yürekli

KARIK

[isim]

  • Kar yağmış bir alana bakma sonucu ortaya çıkan göz kamaşması

[sıfat]

  • Karlı bir alana bakma sonucu kamaşmış (göz)

[isim]

[halk ağzında]

  • Ark
  • Arklar arasında kalan toprak parçası
  • Sabanla açılan çizi

BAKİR (Kelime Kökeni: Arapça bākir)

[sıfat]

  • Cinsel ilişkide bulunmamış (erkek)
  • El değmemiş, kullanılmamış
  • İşlenmemiş (toprak)
  • Eskimemiş, yıpranmamış, yeni

BEKRİ (Kelime Kökeni: Arapça bekrī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Ayyaş

BEKAR (Kelime Kökeni: Fransızca bécarre)

[isim]

[müzik]

  • Diyezli veya bemollü bir sesin eski durumuna getirilmesini gösteren nota işareti

[isim]

  • Evlenmemiş kimse

    Bekârdı, evlenmeye vakit bulamamıştı. - Ömer Seyfettin

  • Evli olduğu hâlde ailesinden ayrı, yalnız yaşayan kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bekâra karı boşaması kolaydır
  • bekâr gözü, kör gözü
  • bekârın yakasını it yer, yakasını bit
  • bekâr kalmak (veya yaşamak)

Birleşik Kelimeler: bekârhane, bekâr odası, müzmin bekâr

İBARE (Kelime Kökeni: Arapça ʿibāre)

[isim]

  • Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz

    Şu ibarelerin neresinde dilimizin şivesine uygunluk var? - Ahmet Rasim

KİBAR (Kelime Kökeni: Arapça kibār)

[sıfat]

  • Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan (kimse)

    İşte senin bu kibar, bu efendi hâllerine bayılıyorum. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Soylu, köklü (kimse, aile)

    Telefona giderek kibar ve varlıklı insanlara has bir şive ile köşkten otomobili istetti. - Haldun Taner

[isim]

[eskimiş]

  • Büyükler, ulular

Birleşik Kelimeler: kibar düşkünü, kibar lokması, kibarzade, kibarlar âlemi, kelamıkibar, orman kibarı

KABİR (Kelime Kökeni: Arapça ḳabr)

[isim]

  • Mezar

    Ve serin serviler altında kalan kabrinde / Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: kabir azabı, kabir suali, Anıtkabir

KEBİR (Kelime Kökeni: Arapça kebīr)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Büyük, ulu
  • Yaşça büyük, yaşlı

Birleşik Kelimeler: defterikebir, devrikebir, sefirikebir

BAKIR

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 29, yoğunluğu 8,95 olan, 1084 °C'ye doğru eriyen, doğada serbest veya birleşik olarak bulunan, ısı ve elektriği iyi ileten, kolay dövülür ve işlenir olduğundan eski çağlardan beri türlü işlerde kullanılan, kızıl renkli element (simgesi Cu)

[sıfat]

  • Bu elementten yapılmış

    Ertesi gün çadırların önünde Haldun Nedret'in Kadıköy'den getirdiği bakır lamba yanıyordu. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bakır çalmak

Birleşik Kelimeler: bakır alaşımı, bakır çalığı, bakır kaplama, bakır oksit, bakır pası, bakır rengi, bakır sülfat, bakır taşı, bakır tuzu, dişi bakır, erkek bakır

KIRBA (Kelime Kökeni: Arapça ḳirba)

[isim]

[eskimiş]

  • Sakaların içinde su taşıdıkları ağzı dar, altı geniş, deriden yapılmış kap, su kabı, matara

    Cesaretini toplamak için küçük kırbasına şarap doldurmayı unutmamıştı. - İhsan Oktay Anar

[mecaz]

  • Çok su içen kimse

[halk ağzında]

  • Çocuklarda karın şişmesiyle beliren bir hastalık

ARİFE (Kelime Kökeni: Arapça ʿarefe)

[isim]

  • Belirli bir günün, olayın bir önceki günü veya ona yakın günler, ön gün

    Bazı ramazan ve bayram arifelerinde teyzelerim beni Eyüp'teki aile mezarlığına götürürlerdi. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arifeyi gösterip bayramı göstermemek

Birleşik Kelimeler: arife günü

EVRİK

[sıfat]

[matematik]

[mantık]

  • Başka bir önermeye, teoreme veya probleme göre terimleri ters durumda olan (önerme, teorem veya problem)

    `Üçün altıya oranı, altının on ikiye oranı gibidir` ve `on ikinin altıya oranı, altının üçe oranı gibidir` önermeleri, birbirinin evriğidir.