Vak ile Başlayan Kelimeler

VAK ile başlayan 37 kelime bulunuyor. Başında VAK olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Vak ile biten kelimeler. İçinde vak olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

VAKTİZAMANINDA27

12 Harfli Kelimeler

VAKANÜVİSLİK27, VAKTİKERAHET22

11 Harfli Kelimeler

VAKVAKLAMAK24, VAKİTSİZLİK21

10 Harfli Kelimeler

VAKFIKEBİR25, VAKVAKLAMA23, VAKUMLAMAK19, VAKAYİNAME19

9 Harfli Kelimeler

VAKANÜVİS24, VAKIFNAME23, VAKFETMEK22, VAKUMLAMA18

8 Harfli Kelimeler

VAKFETME21, VAKARSIZ19, VAKİTSİZ18, VAKTİYLE16, VAKTİNDE16, VAKLAMAK15

7 Harfli Kelimeler

VAKFİYE21, VAKUMLU16, VAKİTÇE16, VAKARLI14, VAKLAMA14, VAKİTLİ13

6 Harfli Kelimeler

VAKVAK18, VAKETA12

5 Harfli Kelimeler

VAKIF18, VAKFE17, VAKUM13, VAKUR12, VAKIA12, VAKAR11, VAKİT11

4 Harfli Kelimeler

VAKS11, VAKA10, VAKİ10

VAKA (Kelime Kökeni: Arapça vaḳʿa)

[isim]

  • Olay, hadise

    O kadar boşboğaz çocuk arasında da vakayı bir sır olarak saklamak güçtü. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: klinik vaka

VAKİ (Kelime Kökeni: Arapça vāḳiʿ)

[sıfat]

  • Olan, olmuş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vaki değil
  • vaki olmak

Birleşik Kelimeler: emrivaki

VAKAR (Kelime Kökeni: Arapça vaḳār)

[isim]

  • Ağırbaşlılık

    Hepsi temiz, hepsi yeni giyinmiş askerin vakarı, efendiliği üstlerinden akıyor. - Halide Edip Adıvar

VAKİT (Kelime Kökeni: Arapça vaḳt)

[isim]

  • Zaman

    Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek'te. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler

    Yemek vakti. Şimdi bunun vakti değil.

  • Çağ

    Vaktin bilginleri.

  • Belirlenmiş olan zaman

    Kâhya, vakit gayri Süleyman, haber saldık gelecekler, pamuklar da kıvamına geldi, demişti. - Samim Kocagöz

  • Zaman anlatan kelimelere belirtilen durumunda geldiğinde `iken` anlamı veren bir söz

[mecaz]

  • Geçim, para bakımından elverişli durum

    Onun bu kadar para vermeye vakti yok.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vakit geçirmek
  • vakit kazanmak
  • vakitler hayrolsun
  • vakit nakittir
  • vakit öldürmek
  • vakit saat aramamak
  • vakti gelmek
  • vaktini almak (veya yemek)
  • vaktini şaşmamak
  • vakti olmak
  • vakti olmamak
  • vakti saati gelince

Birleşik Kelimeler: vakit kaybetmeden, vakit vakit, vaktikerahet, vaktizamanında, ahir vakit, beş vakit, dar vakit, kimi vakit, tez vakit, akşam vakti, ezan vakti, horoz vakti, iftar vakti, ikindi vakti, imsak vakti, kerahet vakti, kuşluk vakti, namaz vakti, okuma vakti, öğle vakti, paydos vakti, sabah vakti, seher vakti, yatsı vakti, zeval vakti, bir vakitler

VAKS (Kelime Kökeni: Almanca Wachs)

[isim]

  • Bal mumunun sanayide mat yüzeyleri parlak ve kaygan duruma getiren türü

VAKETA (Kelime Kökeni: İtalyanca vachetta)

[isim]

  • İnek derisinden bir tür ince meşin

VAKUR (Kelime Kökeni: Arapça vaḳūr)

[sıfat]

  • Ağırbaşlı

    Mamafih çok kibar, terbiyeli, nazlı ve vakur bir kadın. - Etem İzzet Benice

VÂKIÂ (Kelime Kökeni: Arapça vāḳiʿā)

[zarf]

  • Gerçi, her ne kadar ... ise de

    Vâkıâ, bunlardan bir kısmını unutmamıştım. - Halit Fahri Ozansoy

[isim]

  • Olgu

    Bu bir vakıadır, inkâr edilemez.

VAKİTLİ

[sıfat]

  • Zamanında yapılan, zamanında olan

    Bu, vakitli bir iş sayılmaz.

Birleşik Kelimeler: vakitli vakitsiz

VAKUM (Kelime Kökeni: Fransızca vacuum)

[sıfat]

  • Havası alınmış

[fizik]

  • Basıncı düşürülmüş

VAKARLI

[sıfat]

  • Ağırbaşlı

    Vakarlı, gösterişli bir adam. - Refik Halit Karay

VAKLAMA

[isim]

  • Vaklamak işi

VAKLAMAK

[nesnesiz]

  • `Vak` diye ses çıkarmak

VAKTİYLE

[zarf]

  • Zamanında, uygun zamanda
  • Bir zamanlar

    Vaktiyle Göksel bile bu soğukkanlılığım karşısında hayrete düşmüştü. - Nazım Hikmet

  • Oldukça eski bir zamanda

VAKTİNDE

[zarf]

  • Önceden belirlenen, düşünülen vakitte

    Geceyi geçireceğimiz kaza merkezine vaktinde yetişmemiz şüpheye giriyor. - Reşat Nuri Güntekin