[ünlem]

• `Yazık` anlamında söylenen bir söz

[isim]

• Çöllerde çoğu kez yüze çıkan yer altı sularının yarattığı tarım veya yerleşme bölgesi

[sıfat]

[eskimiş]

• Boş, saçma

  Bunun ne çürük, ne vahi bir hayal olduğunu anlamıyor muyuz? - Hüseyin Cahit Yalçın

[sıfat]

[eskimiş]

• Bir, tek

[sıfat]

• Ağır, korkulu, çok tehlikeli, vahametli

  Haydi ben kumar yangınıyım fakat senin vaziyetin benimkinden daha vahim. - Mahmut Yesari

[isim]

[din bilgisi]

• Bir buyruk veya düşüncenin Tanrı tarafından peygamberlere bildirilmesi

  Aklın kavrayamadığı hakikatlere, tasavvuf ve vahiy yolu ile erişilebilir. - Cemil Meriç

• Bu biçimde bildirilen buyruk

[isim]

[eskimiş]

• Güçlük, korkulacak tehlikeli durum

  İşin aramızda mutlak bir ayrılıkla halledilmesi lazım gelecek derecede vahameti olmadığını anlıyorum. - Hüseyin Cahit Yalçın

Ata Sözleri ve Deyimler

• vahamet kesbetmek

[isim]

[eskimiş]

• Bir olma, tek olma, birlik, teklik

[sıfat]

• Yabani

  Adada vahşi bir kabile varmış, dikkatli davranalım. - Sait Faik Abasıyanık

• Yırtıcı (hayvan)

[mecaz]

• Kaba, saygısız, uyum sağlayamayan (kimse)

[isim]

• Yabani, vahşi olma durumu

• Korku, ürküntü

[eskimiş]

• Issızlık, yalnızlık

[sıfat]

• Vahim

[isim]

• Yabani olma durumu, yabanilik

  Hayır, sandığınız gibi bir haydutluk, bir vahşilik değil. - Aka Gündüz

[zarf]

• Vahşi bir biçimde, vahşicesine, vahşiyane

[isim]

[eskimiş]

[din bilgisi]

• Tanrı'nın birliği, bir olması

[zarf]

[eskimiş]

• Vahşice