UYUZLUK ile Oluşan Kelimeler (UYUZLUK Kelime Türetme)

UYUZLUK harflerinden oluşan 15 kelime bulunuyor. UYUZLUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Uyuzluk kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

UYUZLUK15

6 Harfli Kelimeler

UYUZLU14, KUZULU12, UYKULU11

5 Harfli Kelimeler

UZLUK10, UYLUK9

4 Harfli Kelimeler

UYUZ11, KUZU9, KUYU8, UYKU8, KULU6

3 Harfli Kelimeler

KUZ7, ULU5, KUL4

2 Harfli Kelimeler

UZ6

KUL

[isim]

  • Tanrı'ya göre insan

    Kul ile Tanrı'nın arasına girilmez.

[tarih]

  • Köle

    Kendisi kabilenin beyinin kullarından birinin kızıydı. - Halide Edip Adıvar

[tarih]

  • Karavaş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kula kul olmak
  • kul etmek
  • kul köle olmak
  • kul kusursuz olmaz
  • kul olmak
  • kul sıkışmayınca (veya daralmayınca veya bunalmayınca) Hızır yetişmez
  • kulunuz

Birleşik Kelimeler: kul cinsi, kul hakkı, kul kâhyası, kul kethüdası, kul oğlanı, kuloğlu, kul taksimi, kul yapısı, buyruk kulu, emir kulu, kapı kulu

ULU

[sıfat]

  • Erdemleri bakımından çok büyük, yüce

    Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur. - Reşat Nuri Güntekin

  • Çok yüksek, çok büyük olan (şey)

    Dökülen meyvelerinden fazla, açılmış çiçekleri bulunan bir ulu ağaç. - İbrahim Alâeddin Gövsa

KULU

[isim]

  • Konya iline bağlı ilçelerden biri

UZ

[sıfat]

  • İyi, güzel
  • İşe yatkın, becerikli, mahir

Birleşik Kelimeler: eli uz

[zarf]

  • Masallarda az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesinde `uzak` anlamında kullanılan bir söz

Birleşik Kelimeler: uzgören, uzgörür, uz iletişim

KUZ

[sıfat]

[eskimiş]

  • Gölgede kalan (yan)

KUYU

[isim]

  • Su katmanına varıncaya kadar derinliğine kazılan, genellikle silindir biçiminde, çevresine duvar örülen, suyundan yararlanılan çukur

    Kahveci Salih eğilmiş, az evvel sarkıttığı gazozları kuyudan çıkarıyordu. - Haldun Taner

  • Toprağa kazılan derince çukur

    Kireç kuyusu.

[mecaz]

  • İçinden çıkılamayan durum veya yer

[madencilik]

  • Yer altındaki iş yerlerine ulaşmak için açılmış ve kesit boyutları derinliğine oranla sınırlı, düşey veya düşeye yakın bağlantı yolu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kuyu açmak
  • kuyudan adam çıkarmak
  • kuyu gibi
  • kuyusunu kazmak

Birleşik Kelimeler: kuyu anası, kuyu bileziği, kuyu fındığı, kuyu kebabı, kuyu suyu, kuyu topuğu, ana kuyu, dipsiz kuyu, iç kuyu, kör kuyu, kuru kuyu, artezyen kuyusu, gayya kuyusu, kar kuyusu, kireç kuyusu, kurt kuyusu, maden kuyusu, sondaj kuyusu

UYKU

[isim]

  • Dış uyaranlara karşı bilincin, bütünüyle veya bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı dinlenme durumu

    Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz. - İsmet Özel

[mecaz]

  • Çevrede olup bitenin farkında olmama, gaflet, aymazlık

[mecaz]

  • Doğada görülen sükûnet durumu

    Kış süresince uykuda olan ağaçlar, baharla birlikte uyandı.

[mecaz]

  • Gerçeği görememe, aymazlık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • uyku (veya uykusunu) çekmek
  • uyku basmak (veya bastırmak)
  • uyku dağıtmak
  • uykuda olmak
  • uyku durak yok
  • uyku gözünden akmak
  • uyku kestirmek
  • uyku nedir bilmeden
  • uykusu açılmak (veya dağılmak)
  • uykusu başına sıçramak
  • uykusu bölünmek
  • uykusu gelmek
  • uykusu kaçmak
  • uykusunu almak
  • uyku tutmamak
  • uyku vermek (veya getirmek)
  • uykuya dalmak
  • uykuya varmak
  • uykuya yatmak

Birleşik Kelimeler: uyku apnesi, uyku hastalığı, uyku ilacı, uyku saati, uyku semesi, uyku sersemi, uyku seti, uyku takımı, uyku tulumu, uykusu ağır, uykusu derin, uykusu hafif, ağır uyku, daluyku, deliksiz uyku, derin uyku, ebedî uyku, hafif uyku, gaflet uykusu, kış uykusu, kuş uykusu, öğle uykusu, taş uykusu, tavşan uykusu, tilki uykusu, yaz uykusu

UYLUK

[isim]

[anatomi]

  • Kalçadan dize kadar olan bacak bölümü

    Kalçalarının ve uyluklarının her basamakta aldığı şekil, kalbinde dayanılmaz heyecanlar alevlendiriyordu. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: uyluk kemiği

KUZU

[isim]

  • Koyun yavrusu

    Belki beş kuzunun derisinden yapılmış, siyah bir kalpak. - Ömer Seyfettin

  • Bir meyve ve sebzeye bitişik olan küçük meyve veya sebze

[argo]

  • Deneyimsiz, toy kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kuzu çevirmek
  • kuzu gibi
  • kuzu gibi olmak
  • kuzu kesilmek
  • kuzum!
  • kuzu postuna bürünmek

Birleşik Kelimeler: kuzu dişi, kuzu eti, kuzugöbeği, kuzu ıspanak, kuzu kapama, kuzu kapısı, kuzu kestanesi, kuzukulağı, kuzu kuzu, kuzu mantarı, kuzu pıtrağı, kuzu sarmaşığı, kınalı kuzu, ana kuzusu, kaptanpaşakuzusu, süt kuzusu

UZLUK

[isim]

  • Ustalık, işinin eri olma durumu, hazakat, ehliyet

Birleşik Kelimeler: el uzluğu

UYKULU

[sıfat]

  • Uyku gereksinimi olan

    Gözleri her zaman uykuludur. - Sait Faik Abasıyanık

  • Uyku sersemi olan

    Uykulu gözlerini kırpıştırarak çöp tepelerine doğru yürüdüler. - Lâtife Tekin

[zarf]

  • Uyku sersemi olarak

Birleşik Kelimeler: uykulu uykulu

UYUZ

[isim]

[tıp]

  • Uyuz böceğinin, üst derinin altına girerek yaptığı kaşındırıcı, bulaşıcı bir deri hastalığı

[sıfat]

[tıp]

  • Bu hastalığa tutulmuş olan

    Uyuz köpekler gibi ne arkadan geliyorsun? - Salâh Birsel

[sıfat]

[argo]

  • Düşük nitelikli, değersiz (mal)

[argo]

  • Hoşlanılmayan, sevimsiz kimse
  • Parası olmayan, züğürt kimse

[mecaz]

  • Hareketli, canlı olmayan, uyuşuk, pısırık, miskin kimse

    Bu uyuz, can acısından bağıracaktı, ağzı açıldı ama sesi çıkmadı. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • uyuz etmek
  • uyuz olmak

Birleşik Kelimeler: uyuz böceği, uyuz ilacı, uyuz merhemi, uyuz otu, uyuz sineği

KUZULU

[sıfat]

  • Kuzusu olan (koyun)
  • Kendisine bitişik olarak aynı cinsten küçük tanesi olan (meyve ve sebze)

UYUZLU

[sıfat]

  • Uyuz hastalığı olan (kimse), uyuz

    Uyuzlunun bilekleri cılk yara içindeydi. - Sait Faik Abasıyanık

UYUZLUK

[isim]

  • Uyuz olma durumu

[mecaz]

  • Beceriksizlik, pısırıklık

[mecaz]

  • Parasızlık