Uru ile Biten Kelimeler

URU ile biten 16 kelime bulunuyor. Sonu URU olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Uru ile başlayan kelimeler. İçinde uru olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

EBEBULGURU21

8 Harfli Kelimeler

GİLABURU16

7 Harfli Kelimeler

BAŞVURU20, DUPDURU18, KUPKURU14, KANGURU13, KUNDURU12

6 Harfli Kelimeler

BUYURU13, DUYURU13, USKURU10

5 Harfli Kelimeler

OLURU8

4 Harfli Kelimeler

VURU12, GURU10, BURU8, DURU8, KURU6

KURU

[sıfat]

  • Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı

    Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı. - Halide Edip Adıvar

  • Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan

    Kuru çöl. Kuru tepeler.

  • Daha sonra kullanılmak için kurutulmuş, taze ve yeşil karşıtı

    Evlerin önlerine kuru meşe dallarıyla örtülü çardaklar yapmışlar. - Refik Halit Karay

  • Canlılığını yitirmiş (bitki)

    Çiçek açmaz kuru bir ağaç, ötmeyi unutmuş bir kuş mu oldum? - Halide Edip Adıvar

  • Salgısı olmayan

    Kuru öksürük. Kuru egzama.

  • Döşenmemiş, çıplak

    Salih Reis, dört kuru duvardan ibaret fukara kapısından gördüğü mavi denize baka baka ölmek istiyordu. - Halikarnas Balıkçısı

  • Katıksız, yanında başka şey olmayan (yiyecek)

    Kuru çayla karın doyar mı?

[mecaz]

  • Etkisi ve sonucu olmayan

    Şahsına topluluğun isteğini emanet edenler boş bir riya, kuru bir şeref olsun diye laf etmediler. - Ruşen Eşref Ünaydın

[mecaz]

  • Zayıf, çelimsiz, arık, sıska, kaknem

[mecaz]

  • Heyecanı, tadı olmayan, tekdüze

    Kuru, zevksiz bir hayat.

[mecaz]

  • Akıcı olmayan, duygudan yoksun

    Kuru bir anlatım.

[isim]

  • Kuru fasulye

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kuru başına kalmak
  • kuruda kalmak
  • kuru gayret çarık eskitir
  • kuru hasır (veya kilim) üstünde kalmak
  • kuru laf karın doyurmaz
  • kurunun yanında yaş da yanar
  • kuru tahtada kalmak

Birleşik Kelimeler: kuru boya, kuru çay, kuru çayır, kuru çeşme, kuru dere, kuru duvar, kuru ekmek, kuru erik, kuru fasulye, kuru filtre, kuru gürültü, kuru hava, kuru iftira, kuru incir, kurukafa, kuru kafa, kuru kahve, kuru kalabalık, kuru kayısı, kuru kemik, kuru köfte, kuru kuruya, kuru kuyu, kuru laf, kuru meyve, kuru öksürük, kuru pasta, kuru pil, kuru sebze, kurusıkı, kuru soğan, kuru soğuk, kuru söz, kuru tarım, kuru temizleme, kuru üzüm, kuru yemiş, kuru yemişçi, kuru yük, kuru ziraat, kara kuru, tuzu kuru, karaca kuruca, tahtakuruları, armut kurusu, Beypazarı kurusu, dut kurusu, gülkurusu, gül kurusu, insan kurusu, kayısı kurusu, kız kurusu, piç kurusu, tahtakurusu, üzüm kurusu, yaprakkurusu

OLURU

[isim]

  • Pazarlıkta olabilecek en düşük fiyat
  • Bir işin yapılabilmesini sağlayacak çıkar yol

BURU

[isim]

[halk ağzında]

  • Sancı, buruntu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • burusu tutmak (veya tutulmak)

DURU

[sıfat]

  • Bulanıklığı olmayan, temiz, berrak
  • Pürüzsüz (ten)

    Bu, duru beyaz tenli ve kıpkızıl dudaklı bir körpe Rus kızıydı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

  • Arınmış, karışık olmayan (dil, üslup vb.)

    Böyle duru bir mantık karşısında akan sular duruyordu. - Ayşe Kulin

Birleşik Kelimeler: arı duru

USKURU (Kelime Kökeni: İngilizce screw)

[isim]

  • Cıvata ve somunlardaki yiv

GURU (Kelime Kökeni: Sanskrit)

[isim]

  • Brahmacı eğitimde, yüksek kasttan gençleri ve öğrencileri yetiştiren, manevi gücünün en yüksek noktada olduğuna inanılan kimse
  • Pir

KUNDURU

[isim]

[halk ağzında]

  • Başağı dört sıradan oluşan, bir tür sert, sarı, iyi buğday

VURU

[isim]

  • Kalbin, gevşeyip kasılmasından ileri gelen atım hareketi

KANGURU (Kelime Kökeni: Fransızca kangourou)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kangurugillerden, Avustralya'da yaşayan, iri, otçul, memeli, ön ayakları kısa, art ayakları ile kuyruğu uzun ve güçlü, başı küçük, dişisinin karnında yavrularını taşıyacak bir kesesi bulunan keseli hayvan (Macropus giganteus)

BUYURU

[isim]

  • Buyruk

DUYURU

[isim]

  • Herhangi bir olguyu, bir işi, bir durumu duyurmak için yayımlanan yazılı veya sözlü haber, ilan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • duyuruda bulunmak

Birleşik Kelimeler: duyuru tahtası, sesli duyuru, suç duyurusu

KUPKURU

[sıfat]

  • Çok kuru

    Ağaçlar çıplak, demir gibi kaskatı ve kupkuru. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Belirgin olmayan

    Kupkuru bir ad hem de Satılmış gibi pek amiyane bir ad. - Halit Fahri Ozansoy

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kupkuru etmek
  • kupkuru kesilmek

GİLABURU

[isim]

[bitki bilimi]

  • İki çeneklilerden, Kuzey ve Orta Anadolu'da yetişen, beyaz renkli çiçekler açan, kırmızı renkli meyvesinden meyve suyu elde edilen, 2-4 metre yüksekliğinde bir ağaççık (Viburnum opulus)

DUPDURU

[sıfat]

  • Çok duru

BAŞVURU

[isim]

  • Başvurma işi, müracaat

    O günlerde her fakülteye ayrı başvuru yapmak gerekiyordu. - Ayla Kutlu

  • Bilgi sahibi olmak için bir kaynağı kullanma, bilgiye ulaşma, referans

    Başvuru kitapları.