URBANİZM Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
URBANİZM harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli URBANİZM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ARMUZ10,
BİRUN (Kelime Kökeni: Farsça bīrūn)
- Osmanlı sarayında Harem dairesinin ve Enderun'un dışında kalan bölüm
NAZİR (Kelime Kökeni: Arapça naẓīr)
- Benzer, eş, örnek
RUBAİ (Kelime Kökeni: Arapça rubāʿī)
-
Divan edebiyatında dört dizeden oluşan ve belirli aruz kalıpları ile yazılan şiir, dördül
Bu rubailer basit olmakla beraber onlarda hayalden çok, mücerrede doğru bir akış vardır. - Asaf Halet Çelebi
URBAN (Kelime Kökeni: Arapça ʿurbān)
-
Çöl Arapları
Büyük harpte Osmanlı hazinesinin büyük bir kısmını çöl ve Urban yemiştir. - Falih Rıfkı Atay
BURMA
-
Burmak işi
Ani bir diş ağrısı gibi, manevi bir sancı ruhumu burmaya başladı. - Hüseyin Cahit Yalçın
- Sarığıburma
- Burularak yapılmış altın bilezik
-
Burulmuş, burularak yapılmış, kıvrılmış
Yoksa ben hiç de aptal, tutsak ruhlu, herhangi maskara herifin burma bıyıklarına hayran olan dişilerden değilim. - Halide Edip Adıvar
- Hadım etme, iğdiş etme
- Musluk
- Eğrilmek için bükülmüş yün
-
Yaşken burularak kurutulan ot
Arabacılık, sararsın burmayı, çalarsın kamçıyı, haylarsın hayvanı geçer gidersin. - Ahmet Rasim
- Kuru incir
Birleşik Kelimeler: sarığıburma
BUNMA
- Bunmak durumu
MİRZA (Kelime Kökeni: Farsça mīrzā)
- Bazı Türk topluluklarında ve İran'da kullanılan bir soyluluk sanı
MİZAN (Kelime Kökeni: Arapça mīzān)
- Terazi
- Tartı, ölçü aleti
- Ölçü
- Sağlama
- Bir tüccarın, ticari durumunu, işinin genel sonucunu gösteren, belirli zamanlarda yaptığı hesap özeti
MARİZ (Kelime Kökeni: Arapça marīż)
- Hastalıklı, hasta olan
NİZAM (Kelime Kökeni: Arapça niẓām)
-
Düzen
Evin nizamında Türk kadınlarının vakur zarafeti göze çarpar. - Orhan Seyfi Orhon
-
Kural
Şimdi, eski sıralar bozuldu, yeni sıralar, yeni nizamlar gelinceye kadar böyle olacak! - Memduh Şevket Esendal
Birleşik Kelimeler: nizamname, yanaşık nizam, kol nizamı
RUMBA (Kelime Kökeni: Fransızca rumba)
- Küba'dan Amerika ve Avrupa'ya yayılan bir dans
-
Bu dansın müziği
Caz, o yıl çok yayılan bir rumbayı çalıyor. - Necati Cumalı
ZURNA (Kelime Kökeni: Farsça surnāy)
-
Ağaçtan yapılan, iki karış boyunda, ağız bölümü yayvan, keskin bir ses çıkaran ve çoğu zaman davulla veya dümbelekle birlikte çalınan nefesli çalgı
Davullar dövüldü, zurnalar halay havaları üfürdü, düğün dernek kutlandı. - Nezihe Araz
Ata Sözleri ve Deyimler
- zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına
- zurna gibi
- zurnanın zırt dediği yer
Birleşik Kelimeler: cura zurna, çatlak zurna, zilzurna
ZAMİR (Kelime Kökeni: Arapça żamīr)
-
Kişi, dönüşlülük, gösterme, soru ve belirsizlik kavramları vererek varlıkların yerini tutan söz, adıl
Onu ya insana verilen özel adla ya da adın yerini tutan bir zamirle gösterir. - Azra Erhat
Birleşik Kelimeler: belgisiz zamir, dönüşlü zamir, belirsizlik zamiri, gösterme zamiri, işaret zamiri, kişi zamiri, soru zamiri, şahıs zamiri
-
İçyüz
Bu sözüyle zamirini dışa vurmuş oldu.
ARMUZ (Kelime Kökeni: Rumca)
- Gemilerde güverte ve borda kaplama tahtalarının yan yana gelmeleri sonucu aralarında oluşturdukları çizgi
BİZAR (Kelime Kökeni: Farsça bīzār)
-
Tedirgin, bezmiş, usanmış, bezginlik getirmiş bir biçimde
Kendinden bizar, dünyadan, insanlardan, her şeyden bizar, eve döndü. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- bizar etmek
- bizar olmak