URAĞAN ile Oluşan Kelimeler (URAĞAN Kelime Türetme)

URAĞAN harflerinden oluşan 16 kelime bulunuyor. URAĞAN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Urağan kelimesinin anlamı nedir? Urağan ile biten kelimeler. İçinde urağan olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

URAĞAN14

4 Harfli Kelimeler

UĞRA12, URAN5, NARA4

3 Harfli Kelimeler

AĞA10, NUR4, RUN4, ARA3, ANA3, NAR3

2 Harfli Kelimeler

9, UN3, UR3, AR2, AN2, RA2

AR (Kelime Kökeni: Fransızca are)

[isim]

  • 100 m² değerinde yüzey ölçü birimi

    Bir ar, kenarı on metre olan bir karenin alanıdır.

[isim]

  • Utanma, utanç duyma

    Kınamazlar güzel sevse yiğidi / Güzel sevmek koç yiğide ar değil - Karacaoğlan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ar damarı çatlamış
  • ar dünyası değil kâr dünyası
  • ar etmek
  • arına dokunmak
  • ar namus tertemiz
  • ar ve hayâ perdesi yırtılmak
  • ar yılı değil, kâr yılı

Birleşik Kelimeler: ar belası

[kimya]

  • Argon elementinin simgesi

AN (Kelime Kökeni: Arapça ān)

[isim]

  • Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika

    Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir. - Cemil Meriç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anı anına uymamak
  • an meselesi

Birleşik Kelimeler: anbean, bir an, eş anlı

[isim]

[halk ağzında]

  • İki tarla arasındaki sınır

[isim]

  • Zihin

    An bulanıklığı. An yorgunluğu.

RA

[kimya]

  • Radyum elementinin simgesi

ARA

[isim]

  • İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, aralık, boşluk, mesafe
  • İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla
  • Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi

    Son zamanlarda aralarının iyi olmadığının farkındayım. - Elif Şafak

  • İç

    Aralarında anası babası ile Binnaz'ın da bulunduğu on sekiz işçiydiler. - Necati Cumalı

[sinema]

[tiyatro]

  • Bir oyunda, bir filmde izleme sırasında dinlenmek üzere verilen kısa süre, antrakt

[spor]

  • Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları

[spor]

  • Spor karşılaşmalarında oyuncuların dinlenmek ve taktik almak için kullandıkları süre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arada çıkarmak
  • arada kalmak
  • arada kaynamak
  • aradan çekilmek
  • aradan çıkarmak
  • aradan çıkmak
  • aradan kaldırmak
  • aradan sıyrılmak
  • araları limoni olmak
  • aralarına kara kedi girmek
  • aralarında dağlar kadar fark olmak
  • aralarındaki buzları eritmek
  • aralarından kara kedi geçmek
  • aralarından su sızmamak
  • araları şekerrenk (veya serin) olmak
  • arası (veya araları) açılmak (veya açık olmak veya bozulmak)
  • arası geçmeden
  • arası hoş (veya iyi) olmamak
  • arası hoş (veya iyi) olmamak
  • arasına (veya aralarına) karışmak
  • arasını (veya aralarını) açmak (veya bozmak)
  • arasını (veya aralarını) bulmak
  • arası olmamak
  • arası soğumak
  • ara vermeden
  • ara vermek
  • araya (veya aralarına) soğukluk girmek
  • araya almak
  • araya girmek
  • araya gitmek
  • araya kaynayıp gitmek
  • araya koymak
  • araya vermek
  • arayı açmak
  • arayı soğutmak
  • arayı yapmak

Birleşik Kelimeler: ara bağlantı, ara başlık, ara bono, arabozan, ara bozucu, ara bulma, ara bulucu, ara cümle, ara deniz, ara eleman, ara kapı, ara kararı, ara kazanç, ara kesit, ara konakçı, ara mal, ara nağme, ara pası, ara seçim, ara sıcak, ara sınav, ara sıra, ara sokak, ara söz, ara tümce, ara yerde, ara yön, arayüz, arada bir, açık ara, bir ara, o ara, uzak ara, beşibirarada, bu arada, apış arası, çatı arası, devletler arası, devre arası, gezegenler arası, gözeler arası, hafta arası, hücreler arası, kentler arası, kıtalar arası, kişiler arası, kulüpler arası, mahalle arası, memleketler arası, milletlerarası, okullar arası, öğle arası, satır arası, şehirler arası, tavan arası, toplumlar arası, uluslararası, ülkeler arası, üniversiteler arası, metinler arasılık

ANA

[isim]

  • Anne

    Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor. - Yusuf Atılgan

  • Yavrusu olan dişi hayvan
  • Dinî bakımdan aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı

    Fatma Anamız. Meryem Ana.

[ünlem]

  • Yaşlı kadınlara saygılı bir seslenme sözü

[mecaz]

  • Velinimet

    Yoksullar anası.

  • Alacağın veya borcun, faizin dışında olan bölümü

[sıfat]

  • Temel, asıl, esas

    Ana bina aradan geçen elli beş yıla karşın değişmemiş. - Ayla Kutlu

[matematik]

  • Çizgilerden herhangi birini anlatan kelimeye sıfat olarak geldiğinde o çizginin, belirli bir kural altında hareket ederek bir yüzey oluşturmaya yaradığını anlatan bir söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ana avrat küfretmek (veya düz veya dümdüz gitmek)
  • ana bir, baba ayrı
  • anadan doğmuşa dönmek (veya anadan yeni doğmuş gibi olmak)
  • ana gibi yâr olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz
  • ana ile kız, helva ile koz
  • ana kızına taht kurar, kız bahtı kocadan arar (veya ana kızına taht kurmuş, baht kuramamış)
  • anam!
  • anam avradım olsun
  • anam babam
  • anamın (veya anasının) ak sütü gibi (helal olsun)
  • anamın öleceğini bilseydim kulağı dolu darıya satardım
  • anan güzel idi hani yeri, baban zengin idi hani evi?
  • ananın bahtı kızına
  • ananın bastığı yavru incinmez
  • anan yahşi, baban yahşi
  • anası ağlamak
  • anasına avradına sövmek
  • anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al
  • anasından doğduğuna bin pişman
  • anasından doğduğuna pişman etmek
  • anasından doğduğuna pişman olmak
  • anasından emdiği süt burnundan (fitil fitil) gelmek
  • anasından emdiği sütü burnundan getirmek
  • anasını ağlatmak
  • anasını bellemek
  • anasını eşek kovalasın!
  • anasının gözü
  • anasının ipini satmış (veya pazara çıkarmış)
  • anasının kızı
  • anasının körpe kuzusu
  • anasının nikâhını istemek
  • anasının oğlu
  • anasını sat! (veya satayım!)
  • anası turp (veya sarımsak), babası şalgam (veya soğan)
  • anası yerinde

Birleşik Kelimeler: ana arı, ana atardamar, ana baba, ana besleme hattı, ana bilim dalı, ana cadde, ana çizgi, ana dal, ana defter, ana deniz, ana dil, ana dili, ana direk, ana doğrusu, ana duvar, ana düşünce, anaerki, ana fikir, ana haber sunucusu, ana hat, ana kadın, ana kapı, ana kara, ana kent, ana kitap, ana kolon hattı, ana konu, ana kök, ana kraliçe, ana kubbe, ana kucağı, ana kuyu, ana kuzusu, anamal, ana mektebi, ana menü, ana motif, ana muhalefet, anaokulu, ana ortaklık, anapara, ana rahmi, ana saat, ana sanlı, ana sav, ana sayaç, ana sınıfı, ana sözleşme, ana şehir, ana toplardamar, ana vatan, ana yapı, ana yarısı, anayasa, ana yemek, ana yol, ana yön, ana yurt, ana yüreği, anadan doğma, anadan görme, anadan üryan, anası danası, anası kılıklı, büyükana, Havva Ana, havvaanaeli, kadınana, kaynana, meryemana asması, meryemana dikeni, meryemanaeldiveni, meryemanakandili, meryemanakuşağı, sperma ana hücresi, sütana, üvey ana, dağ anası, dağlar anası, denizanası, dev anası, hamam anası, kuyu anası, öksüz anası

NAR (Kelime Kökeni: Farsça nār, enār)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Nargillerden, yaprakları karşılıklı, çiçekleri büyük, koyu kırmızı renkte, küçük bir ağaç (Punica granatum)
  • Bu ağacın kırmızımtırak sarı sert bir kabukla örtülü, içinde çok sayıda kırmızımtırak, sulu taneler bulunduran yuvarlak yemişi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nar gibi

Birleşik Kelimeler: narçiçeği, nar şerbeti, kudret narı

[isim]

[eskimiş]

  • Ateş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nârına (veya nâra) yanmak

Birleşik Kelimeler: nârıbeyza

UN

[isim]

  • Öğütülerek toz durumuna getirilmiş tahıl ve başka besin maddeleri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • un ufak etmek
  • un ufak olmak
  • ununu elemek, eleğini asmak

Birleşik Kelimeler: un çorbası, un helvası, esmer un, has un, özlü un, balık unu, buğday unu, et unu, galeta unu, kan unu, mısır unu, pirinç unu, soya unu, yulaf unu

UR

[isim]

[tıp]

  • Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, bağa, tümör, neoplazma, Çingene ahtapotu, vejetasyon

    Yalnız yağ birikintisinden ibaret bir bez, bir nevi ur, hayatı tehdit edecek bir şey değil! - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: ur kaplama, yağ uru

NARA (Kelime Kökeni: Arapça naʿre)

[isim]

  • Haykırma, bağırma

    Akıncıların naralarıyla savaş alanı çınladı.

  • Sarhoş veya külhanbeyi bağırması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nara atmak (veya basmak)

NUR (Kelime Kökeni: Arapça nūr)

[isim]

  • Aydınlık, ışık, parıltı, ziya
  • İlahi bir güç tarafından gönderildiğine inanılan parlaklık

    Kuru Kadı okurken önündeki mezarın bir yeşil nurla tutuştuğunu gördü. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nur gibi
  • nur içinde yatsın
  • nur inmek
  • nur ol!
  • nur topu gibi
  • nuruaynım
  • nuruçeşmim
  • nurudidem

Birleşik Kelimeler: nur yüzlü, gemici nuru, göz nuru

RUN (Kelime Kökeni: Fransızca run)

[isim]

  • III-XIII. yüzyıllarda İngiliz İskandinav dillerinde kullanılan alfabenin harflerinin her biri
  • Göktürk yazıtlarında kullanılan yazı türünün harflerinden her biri

URAN

[isim]

  • Sanayi

[isim]

  • İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü

    Balık ağı. Tenis ağı.

  • Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü
  • Ulaşım ve iletişim gibi alanlarda ülkenin her yerine yaygınlaştırılmış şebeke

    Cumhuriyetin onuncu yılında ülkemiz demir ağlarla örülmüştü.

[mecaz]

  • Tuzak

    Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü ne ondurdu. - Samiha Ayverdi

[spor]

  • Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file

[spor]

  • Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ağ atmak (veya bırakmak)
  • ağ çekmek
  • ağına düşürmek

Birleşik Kelimeler: ağbenek, ağbeneklilik, ağ iğnesi, ağ ipliği, ağ kayığı, ağ kepçe, ağ kurdu, ağ kurşunu, ağ mantarlar, ağ tabaka, ağ tonoz, ağ torba, ağ yatak, dış ağ, genel ağ, iç ağ, serpme ağ, yerel ağ, alamana ağı, bilgisayar ağı, bilişim ağı, borda ağı, boru ağı, çektirme ağı, çevirme ağı, dalyan ağı, dip ağı, ıstakoz ağı, iletişim ağı, karides ağı, marya ağı, sürtme ağı, voli ağı

[isim]

  • Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık

AĞA

[isim]

  • Geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse

    Sonra köy ağası hazretleri bizim de kıçımıza atacak tekmeyi. - Nazım Hikmet

  • Halk arasında sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen unvan
  • Ağabey

    Köye varınca ağamdan parasını muhakkak alır, sana veririm. - Etem İzzet Benice

  • Okuryazar olmayan yaşlı kimselerin adlarıyla birlikte kullanılan san

[sıfat]

[mecaz]

  • Cömert, eli açık

[halk ağzında]

  • Koca

[tarih]

  • Osmanlı Devleti'nde bazı kuruluşların başında bulunanlara verilen resmî san

    Yeniçeri ağası. Çarşı ağası.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ağa borç eder, uşak harç
  • ağanın alnı terlemezse ırgadın burnu kanamaz
  • ağanın eli tutulmaz
  • ağanın gözü ata tımardır
  • ağanın gözü öküzü semiz eder
  • ağanın gözü, yiğidin sözü
  • ağanın malı çıkar, uşağın canı

Birleşik Kelimeler: ağababa, ağabey, ağa kapısı, ağa yamağı, ak ağa, hacıağa, hıyarağa, iç ağa, silahtar ağa, acemi ağası, alkış ağası, çarşı ağası, eyyam ağası, hadım ağası, harem ağası, hıyarağası, kahve ağası, kantar ağası, kapı ağası, kızlar ağası, kolağası, köy ağası, tatar ağası, yalı ağası, yeniçeri ağası

UĞRA

[isim]

[halk ağzında]

  • Yufka açılırken hamurun tahtaya yapışmaması için serpilen kalın un