[isim]

• Değirmende unun biriktiği yer

• Ekmek fırınlarında unların bulunduğu bölüm, un deposu

[sıfat]

• Un yapılmaya elverişli, temizlenmiş (buğday)

[isim]

• Bunalım, sıkıntı

[isim]

[halk ağzında]

• Kısrak, eşek vb. hayvanlarda döl yatağı

[isim]

• Tutkun olma durumu, meftuniyet, meftunluk

  Ama tutkunluklarımız yapraklara benzer, en hafif bir rüzgâr altüst edebilir onları. - Cemil Meriç

[isim]

• Odun konulan yer

  Aşağıda mutfak, yanında bir bulaşıkhane ile bir uşak odası, bir odunluk, bir kömürlük. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

• Odun durumuna getirilip yakılmaya elverişli (ağaç)

[mecaz]

• Kabalık, anlayışsızlık

[isim]

• Sahne

[isim]

• Kıvanma, kıvanç

  Büyük bir memnunlukla yapıştım kazmanın sapına. - Nazım Hikmet

[isim]

[halk ağzında]

• Burunsak

[isim]

• İçine sabun konulan küçük kap

[sıfat]

• Sabun yapımına elverişli olan

  Sabunluk yağ.

[isim]

• Bir şeyin bir uçtan öbür uca kadar olan uzaklığı

[matematik]

• İki nokta arasındaki yer aralığının ölçümü, tul

• Bir yüzeyin iki temel boyutundan en büyük olanı, boy, en karşıtı

  Üç buçuk metre uzunluğunda bir kalas bul, getir. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

• Yazının, sözün kapsam yönünden genişliği

  Kitabın adı uzun fakat insanda okumak merakı uyandırdığı için bu uzunluk yakışıksız kaçmamış. - Nazım Hikmet

• Süre yönünden uzun olma durumu

[isim]

• Suskun olma durumu, sükûtilik

  Neden suskunluğu ağır bir tehditle yüklü, belli değil. - Attila İlhan

[isim]

• İçine macun konulmaya yarayan özel kap

[isim]

• Zorunluluk

[toplum bilimi]

• Olayların iç ve özlerindeki düzenlilik, yasaya bağlılık ve yapı gereği, belli şartlar altında ortaya çıkması kaçınılmaz olan şey

[toplum bilimi]

• İnsanın, doğanın ve toplumun nesnel yasalarına bağımlı olması durumu

[isim]

• Güldürmek veya dikkati çekmek için yapılan tuhaflık

[isim]

• Yoksun olma durumu, mahrumluk, mahrumiyet

  Türlü yoksunluk içinde küflen küflen ve bir kere olsun ağzını açıp da bir yakınmada, bir sızlanmada bulunmaya cesaret edemez. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu