Un ile Biten 5 Harfli Kelimeler
UN ile biten 5 harfli 44 kelime bulunuyor. Sonu UN olan 5 karekterli kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Un ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Un olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
ÇOĞUN17,
KÂNUN (Kelime Kökeni: Arapça kānūn)
-
Eski takvimde yer alan kânunusani, kânunuevvel ay adlarında geçen `ateş ocağı` anlamındaki söz
Eski tabirle kânunları yani aralık ve ocak aylarını sevmem. - Burhan Felek
Birleşik Kelimeler: ilk kânun, son kânun
- Yasa
-
Geçerli olan kural
Dünyanın en büyük kanunu, nefsini müdafaa ve muhafaza etmek için karnını doyurmaktır. - Abdülhak Şinasi Hisar
Ata Sözleri ve Deyimler
- kanun çıkarmak
- kanunu çiğnemek
Birleşik Kelimeler: kanun adamı, kanun dışı, kanun hükmünde kararname, kanun koyucu, kanun layihası, kanun maddesi, kanunname, kanun sözcüsü, kanun tasarısı, kanun teklifi, kanunuesasi, vazııkanun, arz talep kanunu, orman kanunu, üç hâl kanunu
-
Dikdörtgen biçiminde, bir köşesi kesik, yassı bir sandık üzerine gerilmiş tellerden oluşan, tırnak adı verilen çalgıçlarla çalınan ince saz çalgısı
Kanunun ilk kez Farabi tarafından yapıldığı söylenir.
KARUN (Kelime Kökeni: Arapça ḳārūn)
- Çok zengin kimse
- Kur'an'da kendisinden çok zengin olarak söz edilen ve bütün mal varlığı bir anda yok olan kişi
RAKUN (Kelime Kökeni: İngilizce racoon)
- Kuzey Amerika'da, ağaçlarda yaşayan, kafası tilkiye benzeyen, uzun kuyruğu alaca halkalı, boyu yaklaşık 90, kuyruğu 30 santimetre olan kürklü hayvan (Procyon lotor)
KORUN
-
Üst derinin en dış tabakası
Korun tabakası deriyi koruyan bir oluşumdur.
Birleşik Kelimeler: korun dokusu
KULUN
- Altı aylığa kadar olan at veya eşek yavrusu
Ata Sözleri ve Deyimler
- kulun atmak
MELUN (Kelime Kökeni: Arapça melʿūn)
-
Tanrı tarafından lanetlenmiş olan, lanetli
Melun şeytan.
-
Lanetlenmiş kimse
Kendisini Müslüman adıyla takdim eden bu kır saçlı melunu da tanıdım. - Aka Gündüz
-
Nefretle karşılanan, kötü
Baykuşlar uğursuzdu ama yeterince melun değil. - Elif Şafak
TORUN
-
Bir kimseye göre çocuğunun çocuğu
Onun torunu koşarak yanına gelir, yüzünü, gözlerini öper. - Abdülhak Şinasi Hisar
-
Aynı soydan gelenlerden her biri
Mademki hepimiz Âdem'le Havva'nın torunlarıyız... - Attila İlhan
-
Takip eden, benimseyen, seven kimse
Aradan 70 yıl geçmesine rağmen Akif'in torunları o şiiri hâlâ ezberliyor. - Ahmet Kabaklı
- Acemi er
Ata Sözleri ve Deyimler
- torunlar
- torun tosun (veya torba) sahibi olmak
BİRUN (Kelime Kökeni: Farsça bīrūn)
- Osmanlı sarayında Harem dairesinin ve Enderun'un dışında kalan bölüm
DERUN (Kelime Kökeni: Farsça derūn)
- İç, içeri, öz
- Gönül, yürek, ruh
Birleşik Kelimeler: safderun
MASUN (Kelime Kökeni: Arapça maṣūn)
-
Korunan, korunmuş
Poyrazdan masun bir kulübe göreceksin. - Sait Faik Abasıyanık
- Saklanmış
SORUN
-
Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem
Türkiye'ye gölge oyununun ne zaman ve nasıl girdiği sorunu üzerine çeşitli yorumlar bulunmaktadır. - Metin And
- Sıkıntı veren durum, dert
Ata Sözleri ve Deyimler
- sorun çıkarmak
- sorun etmek
- sorun olmak
Birleşik Kelimeler: beslenme sorunu
TOSUN
- Danalıktan yeni çıkmış genç boğa
-
Sağlıklı, tıknaz delikanlı
Yanında oturan nefer, tosun bir oğlan; ona dik dik bakıyor, kızıyor gibi görünüyor. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- tosun gibi
YEKÛN (Kelime Kökeni: Arapça yekūn)
-
Toplam
Etraftaki hurmalıkta oturan taşralı halkın yekûnu da dört, beş bin kişiyi bulur. - Falih Rıfkı Atay
Ata Sözleri ve Deyimler
- yekûn çekmek
Birleşik Kelimeler: ceman yekûn, topyekûn
BURUN
- Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı
-
Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü
Kadıköy vapurunun güvertesinde, paltoma bürünmüş, gidip ta burna oturmuştum. - Haldun Taner
-
Kibir, büyüklenme
Burnundan yanına varılmıyor.
- Karanın, özellikle yüksek ve dağlık kıyılarda, türlü biçimlerde denize uzanmış bölümü
Ata Sözleri ve Deyimler
- burnu bile kanamamak
- burnu büyümek
- burnu çenesine değmek
- burnu Kafdağı'na çıkmak (veya varmak)
- burnu Kafdağı'nda (olmak)
- burnu kırılmak
- burnuna girmek
- burnuna karıncalar dolmak
- burnuna koymak
- burnundan (fitil fitil) gelmek
- burnundan ayrılmamak
- burnundan düşen bin parça olmak
- burnundan gelmek
- burnundan getirmek
- burnundan kıl aldırmamak
- burnundan solumak
- burnundan yakalamak
- burnunda tütmek
- burnunu çekmek
- burnunu kırmak
- burnunun dibine sokulmak
- burnunun dikine (veya doğrusuna) gitmek
- burnunun ucundan ötesini (veya ilerisini) görmemek
- burnunun ucunu görmemek
- burnunun yeli harman savurmak
- burnunun yeli kırılmak
- burnunu sıksan canı çıkacak
- burnunu sokmak
- burnunu sürtmek (veya burnu sürtülmek)
- burnu sızlamak
- burnu yere düşse almaz
- burun bükmek
- burun kıvırmak
- burun şişirmek
- burun yapmak
Birleşik Kelimeler: burun boşlukları, burun buruna, burun deliği, burun direği, burun kanadı, burun otu, burun perdesi, gagaburun, gaga burun, kababurun, karga burun, kepçeburun, kıl burun, pat burun, burnu büyük, burnu havada, danaburnu, itburnu, kargaburnu, kuşburnu, öküzburnu, canı burnunda, çiçeği burnunda, karnı burnunda, öfkesi burnunda
KOYUN
- Geviş getirenlerden, eti, sütü, yapağısı ve derisi için yetiştirilen evcil hayvan (Ovis aries)
- Verilen buyruklara uyan, kendi kişiliğini gösteremeyen kimse
Ata Sözleri ve Deyimler
- koyun can derdinde, kasap yağ derdinde
- koyun gibi
- koyun kaval dinler gibi dinlemek
- koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler
Birleşik Kelimeler: koyun bakışlı, koyun baklası, koyun dede, koyun eti, koyungöbeği, koyungözü, koyun mantarı, koyunyünü, kıvırcık koyun, Asya koyunu, bozkır koyunu, merinos koyunu, yaban koyunu
-
Kollar arası, kucak
Ninem bizde bulunduğu zamanlar onun koynundan başka bir yerde yattığımı hiç bilmem. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Göğüsle giysi arası
Kesesini koynunda taşır.
-
Koruyucu, şefkatli çevre
Hepimiz bu yurdun koynunda yetiştik.
Ata Sözleri ve Deyimler
- koynuna almak
- koynuna girmek
- koynunda yılan beslemek
Birleşik Kelimeler: koyun koyuna, koyun otu, yüzükoyun