UMURGÖRMÜŞ ile Oluşan Kelimeler (UMURGÖRMÜŞ Kelime Türetme)

UMURGÖRMÜŞ harflerinden oluşan 27 kelime bulunuyor. UMURGÖRMÜŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Umurgörmüş kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

UMURGÖRMÜŞ29

6 Harfli Kelimeler

GÖRMÜŞ22

5 Harfli Kelimeler

GÖMÜŞ21, GÖRÜŞ20, GÖRÜM18, GURUR11, MÜRUR9

4 Harfli Kelimeler

GÖMÜ17, GÖRÜ16, ÖRGÜ16, ÖRÜŞ15, ÖŞÜR15, ÖRÜM13, ÖMÜR13, GURU10, ŞUUR9, UMUM8, UMUR7

3 Harfli Kelimeler

ÖRÜ11, GÜM10, GÜR9, MUŞ8, MUM6, UMU6, RUM5

2 Harfli Kelimeler

ŞU6, UR3

UR

[isim]

[tıp]

  • Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, bağa, tümör, neoplazma, Çingene ahtapotu, vejetasyon

    Yalnız yağ birikintisinden ibaret bir bez, bir nevi ur, hayatı tehdit edecek bir şey değil! - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: ur kaplama, yağ uru

RUM (Kelime Kökeni: Arapça rūm)

[isim]

  • Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimse

[tarih]

  • Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde yaşayan, Roma yurttaşı haklarına sahip olan halk

[eskimiş]

  • Anadolu

Birleşik Kelimeler: Rum ateşi

MUM (Kelime Kökeni: Farsça mūm)

[isim]

  • Bir fitilin etrafına erimiş bal mumu, içyağı, stearik asit veya parafin dökülerek genellikle silindir biçiminde dondurulan ince, uzun aydınlatma aracı
  • Bal mumu

[fizik]

  • Işık şiddeti birimi, kandela

[kimya]

  • Bazı böcekler ve bitkiler tarafından salgılanan, böceklerin deri ve tüylerini, bitkilerin yüzeyini kaplayarak koruyucu görev yapan, içinde serbest yağ asitleri, alkoller ve doymuş hidrokarbonlar bulunan esterler

    En bilinen mum, arıların yaptığı bal mumudur.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • muma döndürmek (veya çevirmek)
  • mum dibine ışık vermez
  • mum etmek
  • mum gibi
  • mum kesilmek
  • mumla aramak
  • mumla aratmak
  • mum olmak
  • mum tutturmak
  • mum yakmak
  • mum yanmayınca pervane dönmez (veya yanmaz)
  • mum yapıştırmak

Birleşik Kelimeler: mum ağacı, mum ampul, mum boyası, mum cilası, mum çiçeği, mum direk, mum duruşu, mumhane, mum palmiyesi, mumsöndü, bal mumu, eğir mumu, mühür mumu, yer mumu

UMU

[isim]

  • Umut, istek, arzu

ŞU

[sıfat]

  • Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı niteleyen söz

    Bu parayı da şu adrese gönderiver. - Ayla Kutlu

[zamir]

  • Biraz uzakta olan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan söz, şurası

    Bunu istemem, şunu isterim.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şu denli
  • şu günlerde (veya sırada)
  • şu kadar
  • şu kadar ki
  • şuna bak!
  • şundan
  • şunun şurası
  • şusu busu

Birleşik Kelimeler: şu açıdan, şu bakımdan, şu bu, şu hâlde, şu takdirde, şu yönden, şu yüzden

UMUR (Kelime Kökeni: Arapça umūr)

[isim]

  • Aldırış etme, önem verme

    Kim aldırır? Annesi umurumda mıydı benim? - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • umurumda değil
  • umurumun teki
  • umurunda olmamak

[isim]

[eskimiş]

  • İşler

    Artık siyaset ve hükûmet umurunu erbabına bırak! - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: umurgörmüş

UMUM (Kelime Kökeni: Arapça ʿumūm)

[sıfat]

  • Bütün, tüm, kamu

    Onun umum kumandanlığı, boş çöller içinde bedevi şeyhlerine verilen fahri paşalıklar gibi bir şey idi. - Falih Rıfkı Atay

[zamir]

  • Herkes, halk, ahali

    Üçü de kısa bir boyun kırışıyla umumu selamladılar. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: umumhane, umum müdür

MUŞ (Kelime Kökeni: Fransızca mouche)

[isim]

[denizcilik]

  • Altı düz, küçük gezinti vapuru

    Ertuğrul yatına bir muş yaklaştı. O muştan redingotlu asker üniformalı birçok paşalar çıktılar. - Yahya Kemal Beyatlı

[isim]

  • Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

Birleşik Kelimeler: Muş lalesi

MÜRUR (Kelime Kökeni: Arapça murūr)

[isim]

[eskimiş]

  • Geçme, bir taraftan girip diğer taraftan çıkma
  • Geçip gitme
  • Sona erme

Birleşik Kelimeler: mürur tezkeresi, müruruzaman

ŞUUR (Kelime Kökeni: Arapça şuʿūr)

[isim]

[ruh bilimi]

  • Bilinç

    İdeolojiler, bir tasavvurlar bütünüdür ama bu tasavvurların çok defa şuurla bir alakası yoktur. - Cemil Meriç

Birleşik Kelimeler: şuuraltı, tahteşşuur

GÜR

[sıfat]

  • Bol ve güçlü olarak çıkan veya fışkıran

    Gür, kumral saçlarının çerçevelediği narin yüzü kıpkırmızı idi. - Ömer Seyfettin

  • Bol, verimli, feyyaz

    Eski toprağa ektiklerin / Bir yeni güçle göverdi gür - Behçet Necatigil

Birleşik Kelimeler: gürsoluk

GURU (Kelime Kökeni: Sanskrit)

[isim]

  • Brahmacı eğitimde, yüksek kasttan gençleri ve öğrencileri yetiştiren, manevi gücünün en yüksek noktada olduğuna inanılan kimse
  • Pir

GÜM

[isim]

  • Derinden ve patlayıcı yankılı gürültü

    Kapı güm diye kapandı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • güme gitmek
  • güme götürmek
  • güm güm atmak
  • güm güm etmek

GURUR (Kelime Kökeni: Arapça ġurūr)

[isim]

  • Kendini beğenme, büyüklenme, benlik, kibir

    Aynı gururu, aynı gülünç itimadı aşkta da gösterirler. - Hüseyin Cahit Yalçın

  • Övünme

    Vatana gözyaşı döktünse eğer / Varlığın bu yüksek gururu anlar - Enis Behiç Koryürek

  • Kurum, çalım

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gurura kapılmak
  • gurur duymak
  • gurur gelmek
  • gururuna ağır gelmek
  • gururuna dokunmak
  • gururunu ayakaltına almak
  • gururunu okşamak

ÖRÜ

[isim]

  • Örme işi

[halk ağzında]

  • Yama olarak yapılan örgü

[halk ağzında]

  • Tarlalarda sele karşı taştan yapılmış set

[isim]

[halk ağzında]

  • Otlak

Birleşik Kelimeler: besi örü