Um ile Biten 5 Harfli Kelimeler

UM ile biten 5 harfli 40 kelime bulunuyor. Sonu UM olan 5 karekterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Um ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Um olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BOĞUM17, DOĞUM17, HÜCUM16, FORUM14, BOZUM13, FİLUM13, VAKUM13, DOYUM12, DUYUM12, LÜZUM12, TOHUM12, YUDUM12, ÇORUM11, KOŞUM11, MEŞUM11, OLÇUM11, CORUM11, DORUM10, DOLUM10, DURUM10, KUYUM10, OYLUM10, RÜSUM10, YUTUM10, YOKUM10, YORUM10, MASUM9, SOKUM9, SORUM9, SUNUM9, KONUM8, KURUM8, LOKUM8, MALUM8, SERUM8, TORUM8, TUTUM8, TULUM8, UKNUM8, KETUM7

KETUM (Kelime Kökeni: Arapça ketūm)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Ağzı sıkı

    Ne kadar da ketumdur, katlandığı acıları, atlattığı tehlikeleri sergilemeyi hiç sevmez. - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ketum olmak

KONUM

[isim]

  • Bir kimsenin veya bir şeyin bir yerdeki durumu veya duruş biçimi, pozisyon

    İnsanın tabii konumunu en uygun biçim içinde devam ettirme tavrı medeni bir yaşayış tuzağına düşmeden de gösterilebilir. - İsmet Özel

[coğrafya]

  • Yeryüzünde bir noktanın, enlem ve boylamların yardımıyla bulunan yeri, konuş

[coğrafya]

  • Bir şehrin uzak ve yakın çevresiyle her türlü ilişkisini sağlayan ve şehrin gelişmesini etkileyen coğrafi şartlarının bütünü

Birleşik Kelimeler: sosyal konum

KURUM

[isim]

  • Bacalarda biriken kalın is

    Vapur dumanı ve baca kurumuyla kapkara olan saçlarımla yastığı kirletmek istemiyordum. - Halikarnas Balıkçısı

[isim]

[hukuk]

  • Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı veya birlik, müessese

    Türk Dil Kurumu.

Birleşik Kelimeler: eğitim kurumu, kamu kurumu

[isim]

  • Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet, tekebbür

    Hikmet Bey'in kurum ve edası, her zamankinden belki yüz kat üstündü. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kurum (veya kurumunu) satmak
  • kurum kurum kurumlanmak (veya kurulmak)

LOKUM (Kelime Kökeni: Arapça rāḥat + ḥulḳūm)

[isim]

  • Şekerli nişasta eriyiğini pişirip hafif ağdalaştırarak yapılan, küçük küp veya dikdörtgen biçiminde kesilen şekerleme, kesme, latilokum

    Üsküdar'a gider iken bir mendil buldum / Mendilimin içine lokum doldurdum - Halk türküsü

  • Dinamit lokumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lokum gibi

Birleşik Kelimeler: latilokum, dinamit lokumu, kuşlokumu

MALUM (Kelime Kökeni: Arapça maʿlūm)

[sıfat]

  • Bilinen, belli(II)

    Balkan Harbi'nin fecaatlerinden sonraki hadiseler de malumunuzdur. - Etem İzzet Benice

[mecaz]

  • Herkesçe bilinen ancak dile getirilemeyen

    Malum kişi. Malum çevre.

[zarf]

  • Bilindiği üzere, bilindiği gibi, kuşkusuz

[isim]

[dil bilgisi]

  • Etken, meçhul karşıtı

[eskimiş]

[matematik]

  • Bilinen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • malum değil
  • malum olmak
  • malumu ilam etmek
  • malum ya!

SERUM (Kelime Kökeni: Fransızca sérum)

[isim]

[tıp]

  • Pıhtılaşma sonunda kandan ayrılan sıvı bölüm
  • Mikroplu bir hastalığa veya zehirli bir maddeye karşı aşılanmış bir hayvanın özellikle atın kanından elde edilen sıvı madde

    Kuş palazı serumu.

  • Hücre yenilenmesini hızlandıran, deriyi besleyen, su kaybını, cildin solunumunu ve doğal savunmasını kuvvetlendiren sıvı

    Yarası çok pis, herhâlde bir serum yapmak lazım. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: bağışık serum, kan serumu

TORUM

[isim]

[halk ağzında]

  • Deve yavrusu

TUTUM

[isim]

  • Tutulan yol, tavır

    Dil bir bakış, görmede bir tutum, belli bir algılama biçimidir. - Nermi Uygur

  • Para veya herhangi bir şeyi dikkatli kullanma, idare, idareli tüketme, iktisat, tasarruf, ekonomi

TULUM

[isim]

  • Bazı yiyecek ve içecekler için koruyucu kap olarak kullanılan, önü yarılmadan bütün olarak yüzülmüş hayvan derisi
  • Gövdesi bu deriden yapılmış üflemeli çalgı, gayda

    Ben zatınıza tulum şişirmesini öğreteyim, siz de bana kemançeyi öğretin. - Osman Cemal Kaygılı

  • Tüp
  • Göğüs ve pantolon bölümü bitişik giysi

    Kardeşimin sırtında kadife tulumu yerine askılı, eski, soluk, paçaları dizlerine kadar inen şortu var. - Adalet Ağaoğlu

[sıfat]

[mecaz]

  • Şişman, tombul

    Bir şeyim yok doktor, bu yaşta annem gibi tulum olacak değilim ya! - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tulum çıkarmak
  • tulum çıkmak
  • tulum gibi

Birleşik Kelimeler: tulum peyniri, uyku tulumu, yağ tulumu

UKNUM (Kelime Kökeni: Arapça uḳnūm)

[isim]

[eskimiş]

[felsefe]

  • Hipostaz

MASUM (Kelime Kökeni: Arapça maʿṣūm)

[sıfat]

  • Suçsuz, günahsız

    Melek kadar masum / Yok canım şeytan kadar şirret - Behçet Necatigil

  • Temiz, saf(II)

    Gül kokusunda saf ve masum bir eda, yaseminde romantik bir sevda hisseder gibi olurum. - İbrahim Alâeddin Gövsa

[isim]

[halk ağzında]

  • Küçük çocuk

    Dört masumu var.

SOKUM

[isim]

[halk ağzında]

  • Lokma
  • Yufka ekmeğinden yapılan dürüm

Birleşik Kelimeler: kuyruk sokumu

SORUM

[isim]

  • Sorumluluk

    Başkalarının okuyacağı bir yazıyı yazarken o yazının bize ne türlü bir sorum yüklediğini hiçbir vakit hatırdan çıkarmamalıyız. - Orhan Veli Kanık

SUNUM

[isim]

  • Sunma işi
  • Bir bildirinin çeşitli yollarla dinleyenlere aktarılması

[halk ağzında]

  • Lokma, parça

DORUM

[isim]

[halk ağzında]

  • Deve yavrusu