UKRAYNALI Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

UKRAYNALI harflerini içeren 6 harfli 21 kelime bulunuyor. 6 harfli UKRAYNALI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

UYANIK10, UYAKLI10, YUKARI10, AYARLI9, AYAKLI9, AYNALI9, AYIRAN9, UYARAN9, YANLIK9, YAKALI9, YAKARI9, YARALI9, YARLIK9, KURALI8, KAYNAR8, KAYRAN8, ARKALI7, ARALIK7, ARAKLI7, ANALIK7, KARALI7

ARKALI

[sıfat]

  • Arkası olan

[mecaz]

  • Koruyanı, dayanağı olan, pistonlu, iltimaslı

    Kadronun dört yüzden yukarısı masabaşında bile oturmayan arkalıların. - Rıfat Ilgaz

ARALIK

[isim]

  • Ara

    İki masa arasında bir metre aralık var.

  • Uygun, elverişli durum, fırsat
  • Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor
  • Yılın on ikinci ayı, ilk kânun, kânunuevvel
  • Tuvalet
  • Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas

[sıfat]

  • Yarı açık, tam kapanmamış

    İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu. - Çetin Altan

[ekonomi]

  • Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre

[fizik]

  • Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık

[müzik]

  • İki nota arasındaki perde uzaklığı

[müzik]

  • Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk

    Portenin beş çizgisi arasında dört aralık vardır.

[spor]

  • Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aralık vermek

Birleşik Kelimeler: aralık korozyonu, aralık oyunu, bir aralık, dar aralık, o aralık, hava aralığı, tavan aralığı

[isim]

  • Iğdır iline bağlı ilçelerden biri

ARAKLI

[isim]

  • Trabzon iline bağlı ilçelerden biri

ANALIK

[isim]

  • Anne olma durumu

    Yazarların analığa ve analarına yaklaşımları da çeşitlidir doğallıkla. - Adalet Ağaoğlu

  • Anne olma duygusu
  • Anne yerini tutan veya anne kadar yakınlık gösteren kadın
  • Anaca davranış

[halk ağzında]

  • Üvey ana

    Benim analığımın yetiştiği konak da çok çok büyükmüş. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • analık etmek
  • analık fenalık

Birleşik Kelimeler: sütanalık

KARALI

[sıfat]

  • Karası (II) olan
  • Üzeri kalemle karalanmış

Birleşik Kelimeler: aklı karalı

KURALI

[sıfat]

[askerlik]

  • Kurasını çekmiş, askere gitmeyi bekleyen (asker)

    Seferberlik başladığı zaman dertli analar nafakasını yok pahasına tefecilere satıyor, kuralı çocuklarına yol parası yetiştiriyorlardı. - Ruşen Eşref Ünaydın

KAYNAR

[sıfat]

  • Kaynamakta olan

    Bir kaynar su kazanından dışarı fırlar gibi kendini caddenin serin havasına attı. - Peyami Safa

  • Çok sıcak

[isim]

  • Yeni doğum yapmış anneye ve konuklara sunulan tatlı içecek

[isim]

[halk ağzında]

  • Kaynak, pınar

[isim]

  • Kaynarca

KAYRAN

[isim]

[halk ağzında]

  • Orman içinde geniş ve çıplak alan, düzlük

AYARLI

[sıfat]

  • Ayarlanmış, doğru çalışması sağlanmış, düzeltilmiş (saat, makine vb.)
  • Belirli bir ayarda olan (altın veya gümüş)

Birleşik Kelimeler: ayarlı pense, zaman ayarlı

AYAKLI

[sıfat]

  • Ayağı olan

    Odanın ortasına üç ayaklı masayı koymuş, etrafına sandalyeleri diziyordu. - Peyami Safa

  • Bir destekle yere dayanan

    Ayaklı kadeh.

  • Ayakla işletilen

    Ayaklı dikiş makinesi.

Birleşik Kelimeler: ayaklı ansiklopedi, ayaklı canavar, ayaklı gazete, ayaklı koşma, ayaklı kütüphane, ayaklı mâni, iki ayaklı, kan ayaklı, kanı ayaklı, çift ayaklılar, çok ayaklılar, dört ayaklılar, karından ayaklılar, kolsu ayaklılar, kürek ayaklılar, on ayaklılar, perde ayaklılar, yüzgeç ayaklılar

AYNALI

[sıfat]

  • Aynası olan

    Hemen aynalı dolabını açtı, en iyi çarşafını çıkararak acele giyinmeye başladı. - Peyami Safa

[argo]

  • Parlak yüzlü, yakışıklı, güzel

    Vah vah, aynalı şeydi doğrusu, kayartonun elinden kurtaramadınız. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: aynalı sazan

AYIRAN

[sıfat]

[fizik]

  • Işığı yalın ögelerine ayırma özelliği olan

UYARAN

[sıfat]

  • Uyarma işini yapan (kimse veya şey), münebbih
  • Organizmada uyarım yaratan, uyarıcı

    Kahve, uyaran maddelerden biridir.

[isim]

  • Bir uyarım, bir tepki yaratan herhangi bir güç, uyarıcı

YANLIK

[isim]

  • Kahvaltıda ve diğer öğünlerde ana yiyeceğin yanında verilen çerez türü veya domates, salatalık vb. yiyecekler

YAKALI

[sıfat]

  • Herhangi bir biçimde yakası olan

    Damat orta yaşlı bir zat olup kadife yakalı lacivert bir palto giymişti. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: yakalı kamçılılar, altın yakalı, beyaz yakalı, çelik yakalı, mavi yakalı, pembe yakalı, yeşil yakalı

[isim]

[halk ağzında]

  • Boynu üzerinde manto yakasına benzeyen tüyleri bulunan bir tür güvercin