[sıfat]

• İyi, güzel

• İşe yatkın, becerikli, mahir

[zarf]

• Masallarda az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesinde `uzak` anlamında kullanılan bir söz

[isim]

[tıp]

• Uyuz böceğinin, üst derinin altına girerek yaptığı kaşındırıcı, bulaşıcı bir deri hastalığı

[sıfat]

[tıp]

• Bu hastalığa tutulmuş olan

  Uyuz köpekler gibi ne arkadan geliyorsun? - Salâh Birsel

[sıfat]

[argo]

• Düşük nitelikli, değersiz (mal)

[argo]

• Hoşlanılmayan, sevimsiz kimse

• Parası olmayan, züğürt kimse

[mecaz]

• Hareketli, canlı olmayan, uyuşuk, pısırık, miskin kimse

  Bu uyuz, can acısından bağıracaktı, ağzı açıldı ama sesi çıkmadı. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

• uyuz etmek
• uyuz olmak

[sıfat]

• Utanması olmayan, sıkılmaz, yüzsüz, arsız

  Utanmazlık siyasetinin veya utanmaz siyasinin önünde sonunda foyası meydana çıkar. - Burhan Felek

[sıfat]

• Aykırı, başka türlü, mugayir

[sıfat]

• Fiyatı yüksek olmayan, pahası az, düşük fiyatlı, pahalı karşıtı

  Geceleri tiyatroların önünde saatlerce bekleyerek ucuz yerlere yerleşirdik, sevdiğimiz piyesleri seyrederdik. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

• Az emekle elde edilen

  Biletçi teşekkür etmekten, ben de bu kadar ucuz teşekkür toplamaktan kurtulduk. - Burhan Felek

[mecaz]

• Bayağı

  Bu gerçeği dile getirenleri felaket habercisi diye nitelemek ancak ve sadece ucuz politikacı ağzına yakışır. - Aydın Boysan

Ata Sözleri ve Deyimler

• ucuza çıkmak
• ucuza gitmek
• ucuza kapatmak
• ucuz alan, pahalı alır
• ucuz atlatmak (veya kurtulmak)
• ucuzdur vardır illeti, pahalıdır vardır hikmeti
• ucuz etin yahnisi yavan (veya tatsız) olur
• ucuz pahalı dememek

[sıfat]

• Çaresiz, çıkar yolu olmayan

  İnsan kurtuluşsuz, çaresiz, umarsız bir yaratık mıdır? - Selim İleri

[zarf]

• Çaresiz bir biçimde, çıkar yolu olmaksızın

  Bir yalıya yaslanıp Sait için umarsız gözyaşları dökmeye vakit bulalım. - Salâh Birsel

[sıfat]

• Ucu, sonu olmayan

  Geçen günlerim bana dalgaları sayılmayan uçsuz bir deniz gibi göründü. - Halide Edip Adıvar

[sıfat]

• Uygun davranışta bulunmayan, uyumlu görünmeyen (kimse)

[sıfat]

[edebiyat]

• Uyağı bulunmayan, kafiyesiz

[sıfat]

• Umudu olmayan, hiç umudu kalmayan, ümitsiz, nevmit

  Pamuk tarlaları kavrulmuş, çocuklar hasta, kadınlar güçsüz, erler umutsuzdu. - Nezihe Araz

• Düzeleceği veya iyileşeceği sanılmayan, ümitsiz

  Umutsuz hasta. Umutsuz bir durum.

[sıfat]

• Ulusu olmayan

[sıfat]

• Yöntemsiz

• Yasalara aykırı olan

[sıfat]

• Uyumamış veya uykusunu alamamış

  Keşfedilmiş Amerika'yı yeniden keşfetmek üzere çıktığım uzun, engebeli, uykusuz yolculuklarımda Halim'in gözleri sulandı. - Adalet Ağaoğlu

[zarf]

• Uyumadan, uykusunu almadan

  İki geceyi uykusuz geçirdim. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

• uykusuz kalmak

[sıfat]

• Umursamayan, aldırış etmeyen

[sıfat]

• Herhangi bir devletin uyruğunda olmayan