TÜYLENDİRMEK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

TÜYLENDİRMEK harflerini içeren 8 harfli 40 kelime bulunuyor. 8 harfli TÜYLENDİRMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MÜLKİYET13, MERİDYEN13, TÜYLENME13, YÜKLETME13, YÜKLENME13, YELDİRME13, YEDİRMEK13, YEDİLMEK13, YÜKLENTİ12, YÜREKTEN12, DİNLETME11, DİNLEMEK11, DİNELMEK11, DİKLENME11, DİLENMEK11, DİRENMEK11, DİRETMEK11, DELİNMEK11, DELİRTME11, DİKELTME11, DENİLMEK11, DELİRMEK11, DERİLMEK11, MENDİREK11, ÜNLETMEK11, ÜRETİLME11, YENİLMEK11, YERİLMEK11, YERİNMEK11, YETİRMEK11, YETİNMEK11, ERDENLİK10, ENDİREKT10, YETERLİK10, İTLENMEK9, İNLETMEK9, KİRLETME9, KİRLENME9, KERTİLME9, METRELİK9

İTLENMEK

[nesnesiz]

[hakaret yollu]

  • Terbiyesizce davranmak

İNLETMEK

[-i]

  • İnlemesine yol açmak

[mecaz]

  • Çok eziyet vermek, eziyet çektirmek

KİRLETME

[isim]

  • Kirletmek işi

KİRLENME

[isim]

  • Kirlenmek işi

    Çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir. - Anayasa

KERTİLME

[isim]

  • Kertilmek işi

METRELİK

[sıfat]

  • Uzunluğu herhangi bir metre olan

    Üç metrelik kumaş.

Birleşik Kelimeler: santimetrelik

ERDENLİK

[isim]

  • Kızlık

    Tolstoy'un caydığı, toplumsal hayatın erdenliği gitgide kırsal törenin dışında var etmek zorunda olduğudur. - Selim İleri

ENDİREKT (Kelime Kökeni: Fransızca indirect)

[sıfat]

  • Dolaylı

Birleşik Kelimeler: endirekt atış

YETERLİK

[isim]

  • Yeterlilik

Birleşik Kelimeler: yeterlik belgesi, yeterlik eğitimi, yeterlik fiili, yeterlik önergesi, yeterlik sınavı

DİNLETME

[isim]

  • Dinletmek işi

DİNLEMEK

[-i]

  • İşitmek için kulak vermek

    Konağın hesabını sen söylersin, ben de dinlerim. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Birinin sözünü, öğüdünü kabul edip gereğince davranmak

    Beni dinlersen bu işten vazgeç.

  • Kulakla veya dinleme aletiyle hastayı muayene etmek

    Doktor kalkar. Kulağını bu gösterilen yere dayar. Dinler. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Uymak, baş eğmek, itaat etmek

    Şaşkınım, çenem, dudaklarım, dilim sanki artık beni dinlemiyorlar. - Ahmet Ümit

DİNELMEK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Ayakta durmak
  • Ayağa kalkmak, dik durmak

    Önce ayaklarıyla, kollarıyla bir diz çöküp bir dinelerek ölçü aldılar. - Lâtife Tekin

[-e]

[mecaz]

  • Karşı koymak, kafa tutmak

DİKLENME

[isim]

  • Diklenmek işi

    Ama karısının diklenmesi yüreğine oturdu. - Lâtife Tekin

DİLENMEK

[nesnesiz]

  • Sadaka istemek

    Cami kapısında avuç açar dilenirim de onun evine gitmem. - Memduh Şevket Esendal

[-den]

[mecaz]

  • Kendisini acındırarak bir kimseden bir şey istemek

    Karşılığı beklenen sevgiye sevgi denmez / Sevdalılar yalvarır fakat bir şey dilenmez - Faruk Nafiz Çamlıbel

Birleşik Kelimeler: dilenemez dilenci

DİRENMEK

[nesnesiz]

  • Herhangi bir düşüncede, bir istekte veya bir durumda ayak diremek, inat etmek, ısrar etmek, taannüt etmek

    Tek tük direnen çıktıysa da çürük yumurta gibi kısa zamanda eziliverdi. - Kerim Korcan