TÜYLENDİRMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

TÜYLENDİRMEK harflerini içeren 5 harfli 185 kelime bulunuyor. 5 harfli TÜYLENDİRMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DÜYEK11, DÜRME10, DÜMEN10, DEYİM10, MİDYE10, TÜYME10, YEDME10, DİYET9, DÜNİT9, DENEY9, DİKEY9, DİREY9, KÜNDE9, KÜNYE9, KÜRDİ9, LEDÜN9, RÜYET9, YÜREK9, YEDEK9, DİTME8, DEMLİ8, DEMİR8, DEMİN8, DEMET8, DEMEK8, DELME8, DENİM8, DİLME8, DİKME8, DİNME8, DERME8, DENME8, EYLEM8, ERDEM8, LÜMEN8, MEYİL8, MÜRİT8, MÜLKİ8, MEDET8, NEDİM8, TÜMEN8, TÜMEL8, TÜNME8, ÜTMEK8, ÜRKME8, ÜNLEM8, ÜREME8, ÜREMİ8, YİTME8, YETME8, YETİM8, YELME8, YEMEK8, YEMİN8, YENME8, YERME8, DENET7, DENEK7, DELİK7, DİLEK7, DİKTE7, DİKEN7, DİREN7, DİREK7, DİNEK7, DİKEL7, DERİN7, DERİK7, DENLİ7, EKÜRİ7, ELDEN7, ERDEK7, ERDEN7, ENDER7, KİRDE7, KÜTLE7, KÜTİN7, KÜRİT7, KÜLTE7, KREDİ7, KERDE7, KENDİ7, KEDER7, LİDER7, LÜNET7, NÜKTE7, NİYET7, RENDE7, TEYEL7, TÜNEK7, TÜNEL7, TÜRKİ7, TÜREL7, TREND7, ÜLKER7, ÜNİTE7, YETKİ7, YELEK7, YELİN7, YENİK7, YENLİ7, YEREL7, YERLİ7, YETER7, YETİK7, YETKE7, ERMEK6, ERMİN6, ETMEK6, ETMEN6, ERİME6, EKLEM6, ENLEM6, ELMEK6, EMLİK6, İRKME6, İNMEK6, İTMEK6, İMREN6, İLMEK6, İMLEK6, KEREM6, KERİM6, KEMER6, KEMRE6, KELEM6, METİN6, METİL6, METRE6, MELEK6, MERET6, MEREK6, MELİK6, NEMLİ6, NİMET6, RİMEL6, REMİL6, REMEL6, TEMİN6, TEMEL6, TEMEK6, TELEM6, TERME6, TERİM6, TEKME6, ERKEN5, ERKİN5, ERKLİ5, ERLİK5, ETKEN5, ETKİN5, ETLİK5, ETNİK5, EKLER5, ENTEL5, KİLER5, KİTLE5, KERTE5, KERTİ5, KETEN5, KENET5, KELER5, LİRET5, LİNET5, LİKEN5, LİTRE5, NİKEL5, NELER5, NEKRE5, NİTEL5, TİRLE5, TİNER5, TİKEL5, TELİN5, TELEK5, TERLİ5, TERKİ5, TEREK5, TEKNE5, TEKLİ5, TEKİR5, TEKİN5, TEKİL5, TEKER5, TEKEL5

ERKEN

[zarf]

  • Vaktinden önce, alışılan zamandan önce, er, geç karşıtı

    Sakın geç kalma, erken gel. - Ahmet Rasim

  • Sabahın ilk saatlerinde

    Ertesi gün iki kardeş erken çıkmışlardı yola. - Ayşe Kulin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır
  • erken kalktım işime, şeker kattım aşıma

Birleşik Kelimeler: erken bahar, erken boşalma, erken bunama, erkendoğan, erken tanı, erken uyarı

ERKİN

[sıfat]

  • Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, serbest

ERKLİ

[sıfat]

  • Bir şeyi yapmaya, başarmaya gücü yeten, nüfuzlu, muktedir, kadir

ERLİK

[isim]

  • Erkeklik, yiğitlik

[askerlik]

  • Er olma durumu

ETKEN

[isim]

  • Etki eden şey, faktör

    Bu sanatçıların çoğunun başarısında dış ülkelerde edindikleri sahne görgü ve kültürü etken olmuştur. - Metin And

[kimya]

  • Bir madde üzerinde belli bir değişiklik yapan şey, müessir

[dil bilgisi]

  • Doğrudan doğruya öznenin yaptığı işi anlatan, öznesi belli olan fiil, etken fiil, aktif, aktif fiil, malum, edilgen karşıtı

    Kırmak, bilmek etken fiillerdir.

Birleşik Kelimeler: etken fiil, etken madde

ETKİN

[sıfat]

  • Hareketli, işleyen, çalışan, faal, aktif, dinamik

[felsefe]

  • Fiilde bulunan, etkinlik gösteren, edilgin karşıtı

[kimya]

  • Kimyasal tepkimelere katılma yatkınlığı gösteren (molekül, atom)

Birleşik Kelimeler: etkin okul, etkin öğretim, aşırı etkin, ışın etkin

ETLİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Kış için etinden kıyma, kavurma, pastırma ve sucuk yapılan semiz hayvan
  • Buzdolabında et koymak için ayrılmış yer

ETNİK (Kelime Kökeni: Fransızca ethnique)

[sıfat]

[toplum bilimi]

  • Kavimle ilgili, budunsal, kavmî

EKLER (Kelime Kökeni: Fransızca éclair)

[isim]

  • İçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü

ENTEL (Kelime Kökeni: Fransızca intellectuelle'den)

[sıfat]

  • Entelektüel olmaya özenen ancak bunun için gerekli olan niteliği kazanmamış (kimse)

[isim]

[mecaz]

  • Sahte aydın

    Gençlerin bazıları entellerle birlikte olmaktan gurur duyduklarını söylüyorlar. - Tomris Uyar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • entel takılmak

KİLER (Kelime Kökeni: Farsça kilār)

[isim]

  • Evlerde yiyecek, içecek ve erzakın saklandığı oda, ambar veya dolap

    Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu. - Ömer Seyfettin

KİTLE (Kelime Kökeni: Arapça kutle)

[isim]

  • Bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kütle

    Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum. - Halide Edip Adıvar

  • Belirli işleviyle özellik gösteren büyük insan kalabalığı, kütle

[tıp]

  • Kist

Birleşik Kelimeler: kitle haberleşmesi, kitle iletişimi, kitle turizmi, hedef kitle

KERTE

[isim]

  • İşaret için yapılmış çentik veya iz, kerti

[mecaz]

  • Derece, radde

    Biz proje ve kontrol görevlileri hatta müteahhit, hepimiz birden tozutma kertesine vardık. - Aydın Boysan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kertesine gelmek
  • kertesine getirmek

Birleşik Kelimeler: son kerte

KERTİ

[isim]

  • Kerte

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Bayat (ekmek, et)

KETEN (Kelime Kökeni: Arapça kettān)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Ketengillerden, çiçekleri mavi renkte ve beş taç yapraklı, lifleri dokumacılıkta kullanılan bir bitki (Linumusitatissimum)

[sıfat]

  • Bu bitkinin liflerinden yapılmış (dokuma vb.)

    Saçları, yüzü, bolerosu, keten elbisesi, hepsi vücuduna yapışmış. - Ahmet Hamdi Tanpınar

Birleşik Kelimeler: keten helva, keten kuşu, keten tohumu, bataklık keteni, su keteni, yaban keteni