TÜLBENTÇİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

TÜLBENTÇİ harflerini içeren 4 harfli 25 kelime bulunuyor. 4 harfli TÜLBENTÇİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Tülbentçi ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Tülbentçi olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÇİLE7, ÇİNE7, ETÇİ7, ELÇİ7, İNEÇ7, İTÇE7, İÇEL7, İLÇE7, LİNÇ7, BİLE6, BETİ6, BENT6, BELİ6, ETÜT6, İBNE6, NEBİ6, ÜLEN6, ETİL4, ETLİ4, ENLİ4, ELTİ4, ELİT4, LİET4, NİTE4, TEİN4

ETİL (Kelime Kökeni: Fransızca éthyle)

[isim]

[kimya]

  • Organik birleşiklerin birleşimine giren karbon ve hidrojen atomları grubu

    Etil klorür.

Birleşik Kelimeler: etil alkol

ETLİ

[sıfat]

  • İçinde et bulunan
  • Eti çok olan

    Etli koyun.

  • Dolgun, kalın

    Aşağıya sarkan kalın, etli, ıslak dudakları vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Yenecek kısmı çok olan (meyve)

    Etli, lezzetli bir zeytin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etliye sütlüye karışmamak

Birleşik Kelimeler: etli bitki, etli butlu, etli canlı, etli ekmek, etli meyve, etli pide

ENLİ

[sıfat]

  • Eni büyük olan, geniş

    Kenarları gençliğinde işlediği enli dantellerle çevrili patiska örtülü minderlerde oturuyordu. - Cahit Uçuk

ELTİ

[isim]

  • Kadına göre kocasının erkek kardeşlerinin eşlerinden her biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elti eltiden kaçar, görümceler bayrak açar
  • elti eltiye eş olmaz, arpa unundan aş olmaz

Birleşik Kelimeler: eltieltiyeküstü

ELİT (Kelime Kökeni: Fransızca élite)

[sıfat]

  • Seçkin

LİET (Kelime Kökeni: Almanca Lied)

[isim]

[müzik]

  • Şarkı

NİTE

[zarf]

[eskimiş]

  • Nasıl, niçin

TEİN (Kelime Kökeni: Fransızca théine)

[isim]

  • Çayda bulunan ve kafein niteliğinde olan etkili madde

BİLE

[bağlaç]

  • Da, de, dahi

    Dayak yemedim, azar bile işitmedim. - Ayla Kutlu

[zarf]

[eskimiş]

  • Birlikte

    Yarın olsun, hayır bile gelsin. - Orhan Kemal

[zarf]

  • Üstelik

    Türkü çağırmak şöyle dursun, konuşamıyorduk bile. - Azra Erhat

BETİ

[isim]

  • Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi

BENT (Kelime Kökeni: Farsça bend)

[isim]

[eskimiş]

  • Bağ, rabıt
  • Kitaplarda kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm
  • Su biriktirmek için akan suyun önüne yapılan set, büğet

    Bentler, hakikaten Osmanlı medeniyeti eserlerinden örnek verecek heybetli tesislerden imiş. - Ahmet Rasim

  • Gazete yazısı

[edebiyat]

  • Bir şiirdeki dörtlüklerin her biri, bağlam

[hukuk]

  • Kanun maddesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bent etmek
  • bent olmak

Birleşik Kelimeler: aselbent, cilbent, kalebent, köşebent, pazubent, terciibent, terkibibent, tülbent

BELİ (Kelime Kökeni: Farsça belī)

[edat]

[eskimiş]

  • Evet

ETÜT (Kelime Kökeni: Fransızca étude)

[isim]

  • Herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma
  • Ön çalışma
  • Belli bir konuyu inceleyen, araştıran eser veya yazı
  • Öğrencilerin, bir belletmenin gözetimi, denetimi altında ders çalışmaları, mütalaa, müzakere

    Dersleri yarım kulak dinliyor, etütlerde uzun uzun mektuplar yazıyordu. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etüt etmek

Birleşik Kelimeler: etüt odası

İBNE (Kelime Kökeni: Arapça ubne)

[isim]

[kaba konuşmada]

  • Edilgin eş cinsel erkek, homoseksüel

[ünlem]

[hakaret yollu]

  • Kızgınlıkla söylenen bir söz

NEBİ (Kelime Kökeni: Arapça nebī)

[isim]

[din bilgisi]

  • Kendisine kitap indirilmemiş peygamber