TURUNCULAŞMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

TURUNCULAŞMAK harflerini içeren 6 harfli 49 kelime bulunuyor. 6 harfli TURUNCULAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KUTUCU12, KURUCU12, KUMCUL12, ŞUURLU12, TUMŞUK12, KUŞMAR11, KURŞUN11, MAŞUKA11, MATRUŞ11, ULAŞMA11, ALUCRA10, KUŞLAR10, KARTUŞ10, KANCUR10, ŞUNLAR10, TAŞMAK10, UMUTLU10, KUTULU9, KURULU9, KURUMA9, RUMLUK9, UTULMA9, UTKULU9, UNUTMA9, ULUTMA9, ULUMAK9, ANAMUR8, KURAMA8, KURTLU8, KUMRAL8, MUTLAK8, MUKAAR8, MURANA8, MAKTUL8, NUMARA8, RULMAN8, UTANMA8, ULAMAK8, UNLAMA8, ULANMA8, ARTMAK7, KATMAN7, MALKAR7, MANTAR7, MATRAK7, NATURA7, KANTAR6, KARTAL6, KATRAN6

KANTAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳinṭār)

[isim]

  • Ağırlık sıfırken yatay duran bir kaldıraç koluna dik olarak tutturulmuş bir ibrenin sapmasıyla kütleleri tartan araç
  • Tartılacak kütle alttaki çengele takıldığında sarmal bir yaya bağlı olan ve normal olarak sıfırı gösteren bir okun, yanlarda gösterilmiş ağırlık birimleri hizasına gelmesiyle kütle ağırlığını belirleyen bir tür tartı aleti, el kantarı
  • Baskül

[eskimiş]

  • 56,452 kilogram ağırlığında veya kırk dört okkalık bir ağırlık ve sığa birimi

    İki kantar kireç.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kantara çekmek (veya vurmak)
  • kantarın topunu kaçırmak

Birleşik Kelimeler: kantar ağası, kantar kabağı, kantar kolu, kantar topu, kantarı belinde, el kantarı

KARTAL

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kartalgillerden, genellikle kızıl siyah tüylü, çok güçlü, yuvasını yüksek kayalıklar üzerinde kuran, iri, yırtıcı bir tür kuş (Aquila)

    Kartal yükseldi yükseldi, kıyıdaki dağların üstünde küçüle küçüle göze görünmez oldu. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: kartal ağacı, kartalgözü, sakallı kartal, balık kartalı

[isim]

  • İstanbul iline bağlı ilçelerden biri

KATRAN (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṭrān)

[isim]

[kimya]

  • Organik maddelerden kuru damıtma yoluyla elde edilen, sıvı yağ kıvamında, kara renkte, ağır, is kokulu, suda erimeyen bir madde

    Köpek, balıkçının kumsalda bir çalı ateşi üzerinde kaynamakta olan bir teneke katranını devirmişti. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katrandan olmaz şeker, olsa da cinsine çeker
  • katran gibi
  • katranı kaynatsan olur mu şeker?

Birleşik Kelimeler: katran ağacı, katran çamı, katranköpüğü, katran ruhu, katran suyu, katran taşı, katran yağı

ARTMAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük heybe

[nesnesiz]

  • Çoğalmak

    O zaman bedava binme olasılığı artardı. - Ayla Kutlu

  • Harcandıktan sonra bir miktar geri kalmak

    Kumaş arttı. Yemek arttı.

  • Değeri yükselmek, fazlalaşmak

KATMAN

[isim]

  • Birbiri üzerinde bulunan yassıca maddelerin her biri, tabaka

[jeoloji]

  • Altında veya üstünde olan kayaçlardan gözle veya fiziksel olarak az çok ayrılabilen, kalınlığı 1 santimetreden az olmayan tortul kayaç birimi, tabaka

[toplum bilimi]

  • Bir toplum içinde makam, şöhret, meslek vb. bakımdan ayrılan topluluklardan her biri, tabaka

Birleşik Kelimeler: katman bulut, alt katman, toplumsal katman, üst katman

MALKAR

[isim]

  • Kuzey Kafkasya'da Kabardey-Balkar Cumhuriyeti'nde yaşayan, Türk soyundan bir halk ve bu halktan olan kimse, Balkar

MANTAR (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Mantarlardan, içinde zehirlileri de bulunan, silindir bir gövde ve üst tarafı şapka biçiminde olan ilkel canlıların genel adı (Fungi)

    Sen domalan bilir misin? Patates gibi bir şeydir, mantar gibi lezzetlidir. - Nezihe Meriç

  • Esnek ve sudan hafif olduğundan şişe tapası, cankurtaran simidi, cankurtaran yeleği, ayakkabı tabanı ve daha birçok şeyin yapımında kullanılan, su geçirmeyen, meşe ağacı tabakası

    İpek çorap ve altı mantar iskarpin giymeyen kadınlar âdeta sınıf dışı ve eski biçim insanlardır. - Halide Edip Adıvar

  • Bu tabakadan yapılan şişe tapası
  • Kaldırıma araçların park edilmesini engellemek amacıyla zemine gömülmüş mantar biçiminde beton yükselti
  • Çocukların özel tabanca ile patlattıkları barutlu madde
  • Balık ağlarını su yüzünde tutmaya veya olta sarmaya yarayan mantar parçası
  • Hayvanların burun ucu

[argo]

  • Uydurma söz, yalan

[tıp]

  • Mantar hastalığı

[tıp]

  • Mantar hastalığına neden olan mikroskobik canlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mantara basmak
  • mantar atmak
  • mantar gibi (yerden) bitmek
  • mantar gibi üremek

Birleşik Kelimeler: mantar ağacı, mantar bilimi, mantar çorbası, mantardoğuran, mantarhane, mantar hastalığı, mantar kaya, mantar kent, mantar meşesi, mantar özü, mantar tabakası, mantar tabancası, akmantar, kök mantar, ağaç mantarı, biftek mantarı, çayır mantarı, çörek mantarı, horoz mantarı, kav mantarı, keçi mantarı, koyun mantarı, kurt mantarı, kuzu mantarı, kültür mantarı, pas mantarı, sığır mantarı, sinek mantarı, taş mantarı, yer mantarı

MATRAK (Kelime Kökeni: Arapça miṭrāḳ)

[isim]

[eskimiş]

[tarih]

  • Savaşmayı öğretmek için kullanılan, ucu giderek yuvarlaklaşan kalın sopa, değnek

[sıfat]

[argo]

  • Eğlenceli, gülünç, hoş

    Cavcav gibi matrak oğlan var mı yahu? - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • matrağa almak
  • matrak geçmek

NATURA (Kelime Kökeni: İtalyanca natura)

[isim]

  • İnsanın yaradılış özelliği

    Biraz da hastanın naturasını kollamadan ilaç yazar. - Reşat Nuri Güntekin

ANAMUR

[isim]

  • Mersin iline bağlı ilçelerden biri

KURAMA

[isim]

  • Türkistan'da yaşayan bir topluluk ve bu topluluktan olan kimse

KURTLU

[sıfat]

  • İçinde kurt bulunan, kurtlanmış

    Bunlar düşmüş, buruşmuş, iyi değil, kurtludurlar. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Yerinde rahat duramayan, sürekli kıpırdanan (kimse)

KUMRAL

[isim]

  • Koyu sarı veya açık kestane rengi

[sıfat]

  • Teni ve saçları sarıya çalan açık buğday rengi olan(kimse)

    Ekrandaki Loretta, ince yapılı, uzun bacaklı, kumral, yeşil gözlüydü. - Elif Şafak

MUTLAK (Kelime Kökeni: Arapça muṭlaḳ)

[sıfat]

  • Salt

    Eskilerden üstün olmasa da onlar kadar mutlak bir roman yazmak istiyorum. - Halide Edip Adıvar

[felsefe]

  • Kendi başına var olan, hiçbir şeye bağlı olmayan, bağımsız, saltık

[zarf]

  • Kesinlikle

    Hele hükümdar liyakatsizse böyle bir murakabeye mutlak ihtiyaç vardır. - Cemil Meriç

Birleşik Kelimeler: mutlak değer, mutlak mera, mutlak nem, mutlak sıcaklık, mutlak sıfır

MUKAAR (Kelime Kökeni: Arapça muḳaʿʿar)

[sıfat]

[eskimiş]

[matematik]

[fizik]

  • İçbükey