TURBO ile Oluşan Kelimeler (TURBO Kelime Türetme)
TURBO harflerinden oluşan 14 kelime bulunuyor. TURBO kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Turbo kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
5 Harfli Kelimeler
TURBO9
4 Harfli Kelimeler
BORU8, OBUR8
3 Harfli Kelimeler
BOR6, BOT6, BUT6, ROT4, TOR4, TUR4
2 Harfli Kelimeler
BU5, OT3, TU3, UR3, UT3
OT
-
Toprak üstündeki bölümleri odunlaşmayıp yumuşak kalan, ilkbaharda bitip bir iki mevsim sonra kuruyan küçük bitkiler
Etrafımızda uzun otlar, yalçın kayalar vardı. - Aka Gündüz
-
Bu bitkilerle yapılmış veya bu bitkilerle doldurulmuş
Ranzalardan birinin üst yatağında bir ot şilte üzerinde, soyunmadan uzanan ve iki eli ensesinin altında düşünen ben. - Necip Fazıl Kısakürek
- Zehir
- İlaç
- Esrar
Ata Sözleri ve Deyimler
- ot gibi
- ot gibi yaşamak
- ot tutunmak
- otu çek köküne bak
- ot yoldurmak
Birleşik Kelimeler: otobur, otyiyenler, acı ot, karacaot, sütlü ot, abdestbozan otu, adamotu, ağı otu, ağızotu, altın otu, andız otu, ardıç otu, avcı otu, ayrık otu, bağırsak otu, balık otu, bambul otu, ban otu, basur otu, beşparmak otu, bit otu, boğan otu, boy otu, burun otu, canavar otu, ciğer otu, çalgıcı otu, çayır otu, çiriş otu, çivit otu, çöreotu, çörek otu, dağ dalak otu, dalak otu, danakıran otu, deli otu, dereotu, dilotu, diş otu, dolama otu, dolma otu, domuz ayrık otu, domuz otu, dulaptal otu, dulavrat otu, eğir otu, eğrelti otu, engerek otu, esrar otu, eşek otu, evliya otu, fare otu, fıtık otu, gebre otu, gelin otu, geyik otu, göbek otu, güzelavrat otu, hamam otu, hasır otu, horozcuk otu, İdris otu, imparator otu, kabakulak otu, kanarya otu, kandıra otu, kan otu, kartallı eğrelti otu, kasık otu, kaşık otu, kedi otu, kelebek otu, kene otu, kıl otu, kırlangıç otu, kokulu çayır otu, kovan otu, koyun otu, kuduz otu, kum otu, kurbağa otu, kurşun otu, kuş otu, küstüm otu, limon otu, lohusa otu, marsıvan otu, mayasıl otu, melek otu, mercan otu, meyhaneci otu, misk otu, mübarek otu, nevruz otu, nezle otu, oğul otu, Oltu otu, ökse otu, öksürük otu, ölmez otu, pamuk otu, panzehir otu, pelin otu, pire otu, pisik otu, pisipisi otu, sabun otu, sakar otu, sancı otu, sarımsak otu, sedef otu, selam otu, semizotu, sıçanotu, sıraca otu, siğil otu, sinir otu, solucan otu, sökü otu, süpürge otu, süt otu, şerbetçi otu, şeytan otu, şifa otu, tarak otu, taşkıran otu, tavşancıl otu, turp otu, tükürük otu, türüz otu, tüylü dalak otu, uyuz otu, yakı otu, yapışkan otu, yara otu, yavşan otu, yoğurt otu, yüksük otu, zemberek otu, zembil otu, ciğer otları, sinir otları
TU
-
Tuh
Tu, böyle mi olacaktı!
Birleşik Kelimeler: tu kaka
UR
-
Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, bağa, tümör, neoplazma, Çingene ahtapotu, vejetasyon
Yalnız yağ birikintisinden ibaret bir bez, bir nevi ur, hayatı tehdit edecek bir şey değil! - Abdülhak Şinasi Hisar
Birleşik Kelimeler: ur kaplama, yağ uru
UT
- Utanma duygusu
Birleşik Kelimeler: ut açıcı, ut yeri
-
Klasik Türk müziği araçlarından, iri karınlı, kirişli, mızrapla çalınan bir çalgı
Ferhunde, burada sevdiği bir ut muallimiyle evlenip bahtiyar olmuştu. - Reşat Nuri Güntekin
ROT (Kelime Kökeni: İngilizce rod)
- Motorlu taşıtlarda direksiyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan demir çubuk
TOR
- Sık gözlü ağ
-
İşe alışkın olmayan, yabani
Bazı da oynarsın tor atlar gibi / Kış günü aç kalmış boz kurtlar gibi - Ali İzzet Özkan
- Toy, acemi kimse
- Olgunlaşmamış, ham
- Çekingen, utangaç
- Bir dairenin kendi düzleminde bulunan fakat merkezinden geçmeyen bir doğru çevresinde dönmesiyle oluşan cisim
TUR (Kelime Kökeni: Fransızca tour)
-
Dolaşma
Yemekten sonra araba ile tura çıktık. - Yahya Kemal Beyatlı
- Bir sonuca ulaşıncaya kadar yapılan iş
- Başladığı noktada biten, bir veya daha fazla yere önceden belirlenmiş bir programa göre yapılan seyahat
Ata Sözleri ve Deyimler
- tura çıkmak
- tur atlamak
- tur atmak
- tur bindirmek
- turu geçmek
Birleşik Kelimeler: tur operatörü, götürü tur, paket tur, şehir turu
BU
-
Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz
Hiçbiri bu çocukların eline su dökemez. - Ahmet Ümit
-
En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz
Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi. - Reha Mağden
Ata Sözleri ve Deyimler
- bu abdestle daha çok namaz kılınır
- bu denli
- bu kadar
- bu kadar kusur kadı kızında da bulunur
- bu minval üzere
- buna değdi (idi) buna değmedi (idi) demek
- bunda bir iş var
- bundan
- bundan iyisi can sağlığı
- bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
- bu sıcağa kar mı dayanır?
- bu yana
Birleşik Kelimeler: bu açıdan, bu arada, bu bakımdan, bu cümleden, bu gidişle, bu gözle, bu haysiyetle, bu kabîl, bu meyanda, bu sefer, bu takdirde, bu takım, bu türlü, bu yönden, bu yüzden, bununla beraber, bununla birlikte, işbu, o bu, şu bu
BOR
- İşlenmemiş, taşlık, sert, ekilmemiş (toprak), borak
- Atom numarası 5, atom ağırlığı 10,8, yoğunluğu 2,45 olan, tabiatta bor asidi veya boratlar durumunda bulunan basit element (simgesi B)
- Niğde iline bağlı ilçelerden biri
BOT (Kelime Kökeni: İngilizce boat)
-
Küçük gemi
Şu botta bu kadar er var, içlerinde gözüm bir seni tuttu. - Haldun Taner
- Ağaç, plastik veya kauçuktan yapılmış küçük sandal
Birleşik Kelimeler: borda botu, çıkarma botu, varagele botu
-
Uzun konçlu, kapalı ayakkabı
Botlarımı çıkartırken yatağın altında Mine'nin bez terliklerini görüyorum. - Ahmet Ümit
BUT
- İnsan vücudunun kalça ile diz arasındaki bölümü
- Hayvanların, arka bacaklarının gövdeye bitişik olan dolgun, etli bölümü
Birleşik Kelimeler: kaba but, kadınbudu
BORU
-
Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir
Soba borusu kazanın içinden geçerdi. - Necati Cumalı
-
Borazan
Ankara'da ilk sabah boru sesinden uyandım. - Ruşen Eşref Ünaydın
Ata Sözleri ve Deyimler
- boru çalmak
- boru değil
- boru mu bu?
- borusunu çalmak
- borusu ötmek
Birleşik Kelimeler: boru ağı, boru akımı, boru askısı, boru bileziği, boru çiçeği, boru hattı, boru kabağı, boru kelepçesi, boru mengenesi, boru paça, boru yolu, kılcal boru, pik boru, plastik boru, profil boru, acemborusu, bağlantı borusu, emzik borusu, fallop borusu, güvenlik borusu, kalk borusu, kalorifer borusu, karavana borusu, nefes borusu, östaki borusu, paydos borusu, pis su borusu, sidik borusu, soluk borusu, su borusu, taharet borusu, ti borusu, u borusu, yağmur borusu, yat borusu, yem borusu, yemek borusu, yuf borusu
OBUR
-
Gereğinden çok yemek yiyen, doymak bilmeyen (kimse)
Kendi derecesinde olmamakla beraber o da hatırı sayılan oburlardan. - Reşat Nuri Güntekin
Birleşik Kelimeler: etobur, otobur
TURBO
-
Havayı veya havaya katılmış bir karışımı, düzenli ve amaca uygun olarak üfleyen
Turbo fırın. Turbo jet.